Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2002 15:11
Dünya ekonomisi 1 yıl önce ABD`yi vuran 11 Eylül saldırılarından korkulduğu ölçüde olumsuz etkilenmedi, ancak önemli yaralar da almadı değil.
Saldırıların birinci yıl dönümü yaklaşırken yapılan analizde merkez bankalarının mali piyasalara yaptığı yoğun likidite şırıngasının ve faiz hadlerinde art arda indirimler yaparak borçlanma maliyetlerini düşürmesinin dünya ekonomisinin derin bir durgunluğa düşmemesinin en önemli etkenleri olduğu belirtiliyor.
İngiltere Merkez Bankası`nın eski icra direktörü Ian Plenderleith, 11 Eylül saldırılarının yarattığı şokun ekonomi dünyasını büyük bir belirsizliğe düşürdüğünü belirterek, saldırıların ardından merkez bankalarının aşırı pasif ya da aşırı aktif bir politika izlemesinin çok büyük riskler yaratacağını söyledi.
Plenderleith, merkez bankalarının soğukkanlı ve yerinde müdahaleleriyle bu sınavı başarıyla geçtiklerini ifade ederek, dünya merkez bankalarının birlikte aldığı tutumun ilk şokun ardından yeni sarsıntılar gelmesini önlemeye yardımcı olduğunu belirtti.
KORKULAN OLMADI
Saldırıların ardından dünya borsaları dibe vurup, ekonomistler büyüme tahminlerini en aşağıya çekerken, izleyen aylarda piyasa güveninin yavaş yavaş düzelmesiyle çabuk bir toparlanma sağlandı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı`nın (OECD) son raporunda da, ``11 Eylül`ün dünya ekonomisi üzerindeki doğrudan etkilerinin büyük ölçüde ortadan kalkmış gibi göründüğü ve borsaların, yatırımların ve tüketici harcamalarının başlangıçta korkulduğundan daha dayanıklı çıktığı`` vurgulanıyor.
AMA TÜMÜYLE RAHATLAMA İÇİN HENÜZ ERKEN
Saldırıların ardından korkulan çöküşün olmaması, dünya ekonomisinin saldırıların olumsuz etkisinden tümüyle kurtulduğu anlamına gelmiyor. Her şeyden önce saldırılardan etkilenen sektörlerin başında gelen turizm ve hava taşımacılığı sektörlerinde 11 Eylül`ün kayıpları henüz telafi edilmedi.
Saldırılardan uğradığı kayıp 30 ile 60 milyar dolarla tarihin en büyük zararı olarak tahmin edilen sigorta sektöründe de işler iç açıcı değil. 11 Eylül`den sonra sigorta primlerinin tırmanışa geçmesiyle sektörün iş hacminin daralmaya başladığı gözleniyor.
Saldırılardan sonra limanlarda ve hava limanlarında güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılması ve işlemlerin uzamasının ulaştırma ve taşımacılık sektörlerinde uzun vadeli sıkıntılara yol açabileceği ve ülkeler arasında mal ve hizmet akışında sorunlar yaratabileceğine dikkat çekiliyor.
Saldırıların yarattığı psikolojik ortamda, Soğuk Savaş sonrasında düşüşe geçen askeri harcamaların yeniden artması da ekonomistleri kaygılandıran bir diğer gelişme. Ekonomistler, askeri harcamaların artmasının, dünya çapında kaynakların daha üretken yatırımlardan verimsiz güvenlik yatırımlarına kaymasına ve ulusal bütçelerin açıklar vermesine yol açmasından korkuyor.
Petrol fiyatları da 11 Eylül`den sonra artan bir başka risk kaynağını oluşturuyor.
ABD ile Irak arasındaki gerginliğin 11 Eylül`ün sonucunda daha da tırmanması enerji sektöründe riski artırıyor.
Uzmanlar, Irak`a yönelik bir müdahalenin şimdiden yükselmekte olan petrol fiyatlarını daha da tırmandıracağından, bunun da dünya ekonomisine ağır bir yük getireceğinden endişe ediyor.