Güncelleme Tarihi:
Küresel ekonomideki durgunluğa, emtia fiyatlarında dalgalanmalara ve sert rekabet ortamına rağmen Türkiye çelik sektörü istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Ancak belirsizliklerin arttığı bu dönemde şirketlerin gelir ve giderlerini yönetebilmelerinin yolu fiyat dalgalanmalarından daha az etkilenmelerinden geçiyor.
Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası (VİOP), emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların ve reel sektör için belirsizliklerin arttığı bir dönemde çelik sektörüne fiyat riskini yönetme imkânı sunmaya başladı. Çelik hurdasına dayalı vadeli işlem sözleşmelerinin Nisan ayında işleme açılmasıyla Türkiye çelik sanayinde faaliyet gösteren tüm tedarikçi ve kullanıcı şirketler, maruz kaldıkları fiyat riskinden korunmak için önemli bir enstrüman elde etti.
Peki, üretimde dünyada 8’inci ve Avrupa’da 2’inci sırada bulunan, küresel hurda ithalatının ise 5’te 1’ini tek başına gerçekleştiren Türkiye’de çelik sanayi denilince karşımıza nasıl bir fotoğraf çıkıyor?
Türkiye Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre, 2014 yılında 34 milyon ton ile Türkiye, dünya çelik üretiminin yüzde 2,1’ini gerçekleştirerek, son üç yıldır Avrupa’nın en büyük 2’inci ve dünyanın en büyük 8’inci çelik üreticisi olma unvanını korudu. Son 10 yıl içerisinde üretim hacmini yüzde 66 artıran sektörün bu parlak başarısında Türkiye’nin hızlı bir büyüme sürecine girmesi etkili oldu. Özellikle çeliğin ana kullanım alanları olan inşaat, makine, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin yakaladığı ivmeyle çelikte karar verici ülkeler arasına girmeyi başardı.
İHRACATTA ALTERNATİF PAZARLARA YÖNELİŞ
Türkiye çelik sanayi üretim hacminin yanı sıra yarattığı katma değerle de küresel pazarda ana aktörlerden biri konumunda. Küresel krizin etkisiyle dünya çelik sektöründe yaşanan durgunluğa rağmen çelik sektörü rekabetçi yapısı sayesinde 2014 yılında 17,6 milyon ton ihracat ile 13,8 milyar dolar gelir elde ederek dünyanın en büyük sekizinci ihracatçısı olmayı başardı.
Türkiye Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre sektörün ana ihracat pazarları Orta Doğu ve Körfez ülkeleri, Avrupa Birliği, Kuzey Amerika ve Kuzey Afrika ülkeleri olarak dikkat çekiyor. Global ekonomik kriz sonrasında, ihraç pazarlarındaki talep daralması nedeniyle, Türkiye’nin çelik ihracatında geleneksel pazarlardan, komşu ülkeler ile alternatif pazarlara yönelme eğilimi gözlendi. Ancak 2013 yılından bu yana bölgede yaşanan siyasi atmosfer nedeniyle sektörün Orta Doğu ülkelerine ihracatı, değerde yüzde 20,3 azalarak 4,2 milyar dolar seviyelerine gerilese de önceki yıllarda olduğu gibi en çok ihracat yapılan bölge olma özelliğini korudu.
İhracatta ikinci sırada gelen Avrupa Birliği’ne ihracat ise Orta Doğu ülkelerinin aksine, değerde yüzde 7,1 artışla yaklaşık 2,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracatta üçüncü sırada bulunan Kuzey Amerika’ya olan ihracat ise 2014 yılında önceki yıla oranla değerde yüzde 85,1 artış göstererek 1,8 milyar dolar seviyesine çıktı.
HURDA İLE YARATILAN DEV KATMA DEĞER
Katma değere odaklanan Türkiye çelik sanayi ana üretim girdilerine baktığımızda üç ana kalem dikkat çekiyor: Enerji, demir cevheri ve hurda çelik…
Yerli kaynakların yetersizliği nedeniyle sektör, hurda çelik ithalatıyla hammadde ihtiyacını karşılıyor. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin 2013 yılı verilerine göre 19,7 milyon ton demir-çelik hurdası ithalat eden sektör, hammadde olarak kullandığı hurdanın yüzde 70’ini ithalat yoluyla elde etti. Hurdada ana ithalat pazarları ise Amerika Birleşik Devletleri, Rusya Federasyonu, Romanya, İngiltere ve Belçika oldu.
HURDA ÇELİKTE RİSKLER AZALACAK
Çelik hurdasına dayalı vadeli işlem sözleşmelerinin Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlamasıyla belirsizliklerin arttığı bir dönemde çelik sektörü fiyat riskini yönetme imkânına kavuştu.
Türkiye, küresel hurda piyasasının tam merkezinde yer alıyor. Hurda Çelik Vadeli İşlem Sözleşmeleri’nin Borsa İstanbul Türev Piyasası’nda alınıp satılmaya başlanmasıyla, Türev Piyasası, şirketlerin gelirlerine ve giderlerine öngörülebilirlik sağlayacaktır. Günümüzde düşük fiyatlandırma nedeniyle stres altında olan bir endüstri görmekteyiz ve Türev Piyasası’nın bu riskleri hafifletmeye yardımcı olma potansiyeli bulunuyor.
Türk hurda ithalat malları için TSI fiyatlarımız, dünya genelinde şirketlerin referans aldığı küresel bir ölçüt konumunda. Bu projede Borsa İstanbul ile çalışmak bize bu piyasada sahip olduğu büyük potansiyeli gösterdi. Dolayısıyla Borsa İstanbul’un bizim için mükemmel bir ortak olduğunu düşünüyorum.