Ekonomik koşullardaki iyileşme sermaye girişlerini destekleyecek

Güncelleme Tarihi:

Ekonomik koşullardaki iyileşme sermaye girişlerini destekleyecek
Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2025 11:00

Marka değişimine yönelik operasyonel süreçlerin çok büyük bir kısmını tamamladıklarını belirten QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, “Ekonomik görünümdeki iyileşmeyle bu yıl da Türk lirasının reel bazda değerlenmeye devam etmesi bekleniyor. Türkiye’nin ekonomik görünümü daha öngörülebilir hale gelirken ekonomik koşullardaki iyileşme sermaye girişlerini de destekleyecek” diye konuştu.

* 2024 yılı QNB Türkiye’nin marka değişikliğine gittiği bir yıl oldu. Nasıl bir değişim süreci yaşadınız?

Ana hissedarımız QNB Group, “uluslararası bir marka olma vizyonu” ve “bütünleşik marka mimarisi yaratma” misyonuyla bulunduğu 28’den fazla ülkede tüm faaliyetlerine tek bir marka çatısı altında devam etmeye karar verdi. Böylece bankamızın 37 yıllık tarihindeki üçüncü ismi “QNB” oldu. Müşterilerimiz nezdinde oldukça doğal bir geçiş süreci oldu. Marka değişimi süreci sonrasında da ticari ilişkilerimiz, iş yapış şekillerimiz, sözleşmelerimiz ve kurum kültürümüz aynı şekilde devam ediyor.

Geçen yıl itibarıyla şubelerimizin ve ATM’lerimizin büyük bir bölümünün marka değişimini gerçekleştirdik. Bu yılın ilk yarısı itibarıyla da marka değişim süreci tamamlanacak. Marka değişim kampanyamızın sloganı stratejik önceliklerimizi de destekleyecek şekilde “QNB’ye geçiyorum” oldu. Bu kampanya daha fazla müşteri kazanımı ve büyüme stratejimizle doğrudan ilişkili.

‘2025’TE TOPARLANMA BAŞLAYACAK’

* 2024 yılı bankacılık açısından nasıl geçti, 2025 beklentileriniz nedir?

2024, son bir buçuk yılda uygulanan ekonomik politikaların bankacılık sektörü üzerindeki etkilerinin doğrudan hissedildiği bir yıldı. Sektörde öngörülebilirliğin arttığı bu dönemde bilanço yönetiminde öne çıkan konu sadeleşen regülasyonlara uyum sağlanmasıydı. Bilanço kalemlerindeki büyüme regülasyonlar doğrultusunda gerçekleşirken bankalar arasında fark yaratan kısım gelir tablosu oldu. Sıkılaştırıcı para politikası ile sektördeki faiz marjı baskılandı. Maliyetlerin hızla artmaya devam ettiği bu dönemde faiz gelirlerinin baskılanması ile gelir tarafındaki artış çok sınırlı kaldı. Özellikle yılın ikinci çeyreğinde faiz marjı sert bir şekilde gerilerken gelir tarafını destekleyen kalem komisyon gelirleri oldu. Bankaların kârlılıkları ile aktif büyüklüğü arasındaki orantı bu yıl bozuldu ve kârlılık metrikleri açısından bankalar arasında son yıllarda görmediğimiz derecede farklılaşmalar yaşandı. Mevcut piyasa koşulları altında alınan stratejik aksiyonların ve regülasyonlara sağlanan uyumun bilançolara etkisinin hızla yansıdığı bir yılı geride bıraktık.

2025 yılında banka bilançolarındaki büyüme ortalama enflasyon seviyesinde gerçekleşebilir. Buna göre hem krediler hem de müşteri mevduatı yüzde 30 civarında büyüyebilir. Kredi büyümesinin yanı sıra portföyün kalitesi de yakından takip edilecek. Öte yandan faiz indirimi döngüsü ile birlikte bankaların faiz marjında da bir toparlanma olacaktır. Bu sayede sektördeki kârlılık göstergeleri de toparlanacaktır. Ancak diğer yandan politika faizinin azalmasıyla birlikte ödeme sistemleri komisyonları gibi politika faizine bağlı komisyon gelirlerinde düşüş yaşanacak.

‘DEZENFLASYON SÜRECİNE GİRİLDİ’

* 2025’te Türkiye ve dünya ekonomisinin nasıl şekillenmesini bekliyorsunuz?

Küresel ekonomi son yıllarda en çok jeopolitik risklerden ve belirsizliklerden etkilendi. Önümüzdeki süreçte de dünya ekonomisindeki görünümü talebin yanı sıra bu faktörlerle birlikte değerlendirmek gerekiyor. Geride kalan birkaç yılda küresel piyasalardaki en büyük konu enflasyonun düşürülmesiydi. Geçen yıl itibarıyla bu konuda çok fazla yol kat edildi. Gelecek sene de faiz indirimleri ve parasal gevşeme devam edecek. Ancak küresel piyasalardaki belirsizlikler ekonomik büyüme için risk yaratıyor. Dünya ekonomisi açısından belirleyici faktör bu belirsizliklerin piyasalara yansımaları olacak.

Türkiye ekonomisi açısından ise 2025’e küresel piyasalara göre daha olumlu bir havada girdik. Uygulanan sıkılaştırıcı politikalarla birlikte; dezenflasyon süreci başladı. Atılan başarılı adımlar ve uygulanan piyasa dostu politikalar ile bu yıl işlerin daha da iyiye gitmesini bekliyoruz. Ekonomi yönetiminin kararlı adımlarıyla birlikte Merkez Bankası’nın döviz rezervleri rekor seviyeye yükseldi. Öte yandan KKM hesaplarında 100 Milyar dolara yakın bir azalış var. Böylece KKM’nin toplam mevduat içerisindeki payı yüzde 6’ya kadar geriledi. Bu süreçte Türkiye’nin risk primi 250 baz puan civarına geriledi. Türk lirası reel bazda son dört yılın en değerli noktasına ulaştı. Geçen yıl Mayıs’ta yüzde 75’e kadar ulaşan enflasyon yıl sonunda Merkez Bankası’nın tahminine paralel olarak yüzde 44,4 olarak gerçekleşti. Bunu gerçekleştirirken de ekonominin büyümeye devam etmesi ve istihdamın kesintisiz sürmesi piyasaya güç verdi.

Bu sene de ajandadaki en önemli madde enflasyondaki azalış seyrinin hızlanması ve enflasyonun yüzde 20’li seviyelere inmesi olacak. Türkiye ekonomisi için sıkı koşulların devam etmesi işsizlik ve büyüme üzerinde bir baskı yaratabilir ancak enflasyonda kalıcı düşüşün sağlanması ekonominin istikrarlı büyümesi için daha önemli bir koşul. Öte yandan ekonomik görünümdeki iyileşmeyle bu yıl da Türk lirasının reel bazda değerlenmeye devam etmesi bekleniyor. Türkiye’nin ekonomik görünümü daha öngörülebilir hale gelirken ekonomik koşullardaki iyileşme sermaye girişlerini de destekleyecek. Artan güvenle beraber kısa ve orta vadede yatırım yapılabilir seviyede kredi notuna gelebilme şansımız var.

‘DİJİTAL KÖPRÜ’YÜ HAYATA GEÇİRDİK’

* Dijital bankacılık alanında yeni projeleriniz nelerdir?

QNB Türkiye olarak dijitalde öncü ve yenilikçi bir bankayız. Dijitalleşme trendi önce perakende bankacılıkta başladı sonra ise tüzel bankacılıkta yaygınlaştı. 2012 yılında şubesiz, tümüyle dijitalden hizmet veren Türkiye’nin ilk dijital bankası Enpara’yı kurmuştuk. 2019 yılında da KOBİ’ler başta olmak üzere tüzel müşterilerimizin dijital dönüşümlerini desteklemek adına Dijital Köprü’yü hayata geçirmiştik. Dijital Köprü 300 binden fazla firma ile Türkiye’nin en büyük KOBİ platformu ve Türkiye’nin ilk KOBİ superapp’i. Dijital Köprü sadece bankacılık hizmetlerini değil aynı zamanda 23 adet farklı dijital çözümü de içerisinde barındıran entegre bir platform.

* Sosyal sorumluluk projelerinizi öğrenebilir miyiz?

Toplumsal sorumluluklarımızın bilinci ile 2015 yılında Minik Eller Büyük Hayaller Kurumsal Sosyal Sorumluluk Platformu’nu kurduk. Bu platform ile çocukların ve gençlerin yeni beceriler de kazanarak gelişimlerini destekleyecek özelliklere sahip olmalarını hedefliyoruz. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz projeler ile 700 binden fazla çocuğa ulaştık.

Çocuklara kodlama gibi bugünün ve geleceğin becerilerini kazandırmanın yanı sıra son yıllarda projelerimizin odağına sürdürülebilirliği koyduk. Örneğin beş yılı aşkın süredir düzenlediğimiz Scratch Cup ile bugüne kadar 45 binden fazla çocuğa 400 bin saate yakın kodlama eğitimi verdik. Bu yıl ise Scratch Cup’ın teması ‘Doğayı Koruyan Teknoloji’ olacak. Ayrıca, bu yıl çocuklarda su bilincini artırmayı hedefleyen bir projeyi daha hayata geçireceğiz.

YEŞİL DÖNÜŞÜMÜN BİR PARÇASIYIZ

* QNB Türkiye’nin sürdürülebilirlik stratejilerini öğrenebilir miyiz?

QNB Türkiye olarak sürdürülebilirlik stratejilerimizi dört ana başlık altında toplayabiliriz; “yeşil dönüşüm”, “içten dönüşüm”, “sorumlu dönüşüm”, “çalışanının dönüşümü ve farkındalık”. Bugün itibarıyla genel müdürlük binalarımızın tümünün ve şubelerimizin yüzde 60’ından fazlasının sıfır atık belgeleri var. Bu kapsamda yaptığımız çalışmalarla Karbon Saydamlık Projesi (CDP) İklim Değişikliği Programı ve Su Değişikliği Programı skorlarımızla Global A List’e girdik.

Banka olarak iki yıl önce Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Rehberi yayınlayarak cinsiyet eşitliğine duyarlı bankacılık ilkeleri kapsamında birtakım taahhütler vermiştik. Bankamızdaki kadın çalışan oranı yüzde 59, yönetici kadromuzdaki kadın çalışan oranımız ise yüzde 48. Sektörde kadın çalışan oranı en fazla olan bankalardan bir tanesiyiz. Aldığımız aksiyonlar neticesinde Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne de girdik.

Sağladığımız fonlamada sürdürülebilirlik prensiplerine uygun kaynakların payı her geçen gün artarken finansman sağlamada da sürdürülebilirliği ön plana çıkaracak aksiyonlar alıyoruz. Ekim ayında Türkiye’nin ilk mavi tahvilini ihraç ettik. Kendi elektrik tüketimimizi yenilenebilir kaynaklardan sağlamak için Öztüketim GES yatırımına başladık. Farklı başlıklardaki tüm çalışmalarımızı bir araya getirerek geçen sene ilk Entegre Faaliyet Raporu’muzu da yayınladık. Bizim sürdürülebilirlik stratejimizin bir paydaşı olan müşterilerimizin sürdürülebilirlik yolculuklarında iş ortağı olmak için adımlar atıyoruz. bugün müşterilerin ihtiyacı hem yeşil dönüşüm hem de dijital dönüşüm yani ikiz dönüşüme kaydı. Biz de bunun bir parçasıyız

* Türkiye’nin 2053 net sıfır karbon hedeflerine nasıl bir katkı sağlıyorsunuz?

Türkiye, net sıfır karbon hedefini Avrupa Birliği’nin 2050 hedefine paralel olarak 2053 yılı olarak belirlemişti. Önümüzde 30 yıldan kısa bir süre var ve bankaların üzerine büyük bir iş düşüyor.
Banka olarak 2022 yılında artık kömür termik santrali ve yeni kömür maden yatırımlarını finanse etmeyeceğimizin taahhüdünü vermiştik. Sürdürülebilir projelere finansman sağlıyoruz; enerji portföyümüzün yüzde 34’ü yeşil enerji projelerinden oluşuyor. Geçen yıl sektörde bir ilke imza atarak yeşil mevduat ürününü çıkardık. Bu ürünle topladığımız fonları Türkiye’nin iklim stratejisine uyumlu projelerin finansmanında kullanıyoruz.

Yeşil dönüşümü desteklemek adına yeşil kredi ürünlerimiz bulunuyor. Ayrıca tüzel dijital bankacılık hizmetlerimizin ana çatısı olan Dijital Köprü platformunda sunduğumuz dijital çözüm ile müşterilerimizin karbon salımlarını ölçmelerini sağlıyoruz.

İlandır

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!