Güncelleme Tarihi:
Yılın son faiz kararı bugün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklandı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) aralık ayı faiz kararı, ekonomi çevrelerinde büyük bir heyecanla bekleniyordu. Nisan ayından bu yana faiz oranlarında herhangi bir değişiklik yapmayan Kurul, mevcut seviyeyi koruma kararı almıştı. Peki, Merkez Bankası aralık ayı faiz kararı ne oldu? İşte kritik toplantıya ilişkin detaylar...
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Başkan Yaşar Fatih Karahan başkanlığında toplandı.
Kurul, politika faizinin yüzde 50'den yüzde 47,50'ye indirilmesine karar verdi. Ayrıca Kurul, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdi.
Faiz oranlarına ilişkin basın duyurusunda şu ifadelere yer verildi:
"Öncü veriler aralık ayında ana eğitimde düşüşe işaret etmektedir"
Enflasyonun ana eğilimi kasım ayında yataya yakın seyretmiştir. Öncü veriler aralık ayında ana eğilimde düşüşe işaret etmektedir. Son çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamayı sürdürerek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bulunduğunu göstermektedir. Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşme belirginleşmektedir. İşlenmemiş gıda enflasyonu önceki iki aydaki yüksek seyrin ardından aralık ayında ılımlı görünmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
"Sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir"
Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmekte ve dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul, kararlarını enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacaktır. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
"Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek"
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.
Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.
Merkez Bankası, gelecek yıl izlenecek politikalara dair bir yol haritası niteliği taşıyan 2025 Yılı Para Politikası'nı 25 Aralık'ta yayımladı. Buna göre 2025'te Para Politikası Kurulu (PPK) açıklanacak takvim çerçevesinde 8 toplantı yapacak.
Buna ek olarak, Merkez Bankası 2025 yılında KKM uygulamasını sonlandırmayı planlıyor.
Raporda, 20 Aralık 2024 itibarıyla KKM bakiyesinin 34,2 milyar dolara gerilediği, Türk lirası mevduatın toplam mevduat içindeki payının da aynı tarih itibarıyla yüzde 58,6'ya yükseldiği, KKM'nin toplam mevduat içindeki payının ise yüzde 6,2'ye düştüğü belirtildi.
Raporda 2025 yılında dezenflasyon sürecinin belirginleşmesiyle Türk lirası varlıklara olan talebin devam edeceği beklentisi yer alıyor.