Türk Lirası 2013 yılında uluslararası piyasalarda oluşan havayla beraber, dolar karşısında oldukça değer kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor. ‘1 dolar psikolojik sınır olan 2 TL’yi aşar mı?’ sorusu uzun süre konuşulurken ağustos ayında 1 dolar 2 TL’yi aştı ve piyasalar bu seviyenin üstüne de alıştı.
Şenay Erdem
bigpara.hurriyet.com.tr
TL’nin dolar karşısında yılı nasıl tamamlayacağı ise merak konusu… Bununla ilgili çeşitli senaryolar konuşulurken, en çok merak edilenlerden biri de Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın tahmininin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği…
2014 yılında ilk çeyrekte; yurt içinde seçimler, yurt dışında ise yine FED takip edilecek. Oldukça riskli bir yıla girerken Bigpara
Döviz Uzmanı Hikmet Baydar, 2013 yılı değerlendirmelerini ve 2014 yılı beklentilerini bizimle paylaştı.
İşte Baydar’ın yorumu…
USD/TL grafiğine göre 18/02/2013 tarihinden sonra TL değer kaybetme sürecine girmiş görünüyor. Bu sürecin global piyasalarda diğer gelişme ülke paralarına paralellik göstermesi nedeniyle mevcut trend global gelişmelerden kaynaklanmaktadır diyebiliriz.
Birçok ülke parasını değersizleştirmeye çalışırken TL’nin istemeye istemeye değer kaybetmesi ise çok ilginç. Japonya Japon Yeni’ni değersizleştirmek için neredeyse kamikaze dalışı yaparken, İsviçre’nin gerekirse sonsuz para basarım açıklaması hala akıllardadır. Avustralya’da bu furyaya katılıp parası değer kaybetsin diye çaba göstermektedir.
€/$ paritesinde Avro değer kaybedip parite düştüğünde hemen AB ülkelerinde yaşanan durgunluk konuşulmaya başlanmakta, AB ülkeleri sorunları gündemin baş köşesine oturmaktadır. Tam tersi olduğunda yani Avro değer kazanıp €/$ paritesi yükseldiğinde de hemen akla FED’in “tapering” dedikleri tahvil alımının azaltılması konusu gelmekte ve gündeme oturmaktadır. Görülen o ki parite daha bir süre daha böyle sağa sola çekilecek. FOMC toplantısında konuyla ilgili açıklama olabileceğini düşünenler açıklamaya göre fırsatları yakalamak için pozisyon almaya çalışıyor olabilir. Ancak dalgalanma olacağı kesin gibi.
DÖVİZ KURLARINDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...Bütün bu uluslararası gelişmeler doğal olarak TL’nin değerini de etkilemektedir.
Hem 2013 sonuna kadar, hem de 2014 yılında kurlarda ciddi oynaklıklar olma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle uzun vadeli analizler yapıp tutturmak şu sıralar o kadar da kolay değil.
Piyasalarda gelgitler yaşanacak
19 Aralıkta FOMC toplantı tutanakları açıklanırken Tahvil alımına ilişkin açıklama aranacak ve parite ona göre dalgalanacaktır. Ancak yavaş yavaş sona doğru geliyoruz. FED eninde sonunda piyasalara bol bol verdiği paranın musluğunu kısmak zorunda kalacak. Böyle olunca piyasalarda da tıpkı denizlerde olduğu gibi gelgitler yaşanacaktır. TL da bu hareketin etkisinde olacaktır. Bu nedenle tahmin yaparken olası senaryolara göre alternatifleri belirlemek gerekiyor.
TCMB bankacılar arasında düzenlediği beklenti anketlerinde nabzı ölçerken bazen kendi beklentilerini de açıklamaktadır. Geçmiş beklentilere bakıldığında ne kadar tutarsız olduğunu ve tutmadığını kolaylıkla görebiliriz.
Grafiklere baktığımızda; Her ne olduysa 18 Şubat 2013 gününden sonra TL, USD karşısında değer kaybetme sürecine girmiştir. Agresif yükselişler peşini yumuşak kar realizasyonlarına bırakmıştır. Özellikle 20 Haziran günü 1,8800 seviyesinden 1.9500 seviyesine yükselmesi, akabinde 21-29 Ağustos tarihleri arasında 1.9400 seviyesinden 2.0700 seviyesine sıçraması bir şeylerin ters gittiğini gösteriyordu. Çünkü daha önce kısa vadeli pozisyonlarında USD fazlası olan reel sektör artık eksi durumdaydı. Bunun yanında yurt dışında da gelişmekte olan ülke paraları değer kaybediyordu. Ağustos ayının sonundan itibaren ise dalgalanmaya başlayan USD/TL paritesi 2.0700 seviyesinden 1.9300 seviyesine birkaç gün içerisinde indi. Sonra ise 2 seviyesinin altında ve üzerinde dalgalanmalara alıştık.
Son hareketler teknik olarak orta vade üçgen formasyonu oluşturduğundan tehlikeli bir dalgalanmaya doğru gidiş görüyoruz. Birilerin canını acıtacak kadar da ciddi…
Doğru pozisyon nedir? Doğru pozisyon nedir?
Tedirgin olduğumuz nokta, sıkışıklığın iyice belirginleşmesi nedeniyle bu harekete çok yakın olmamız. Yanlış pozisyonda olanların ciddi kayıp verme potansiyeli iyice arttı. Peki, doğru pozisyon nedir? Onu kimse bilemiyor.
Bazen biz de dahil herkes tahmininde hatalar yapabiliyor. Çünkü adeta lafla peynir gemisi yürütülüyor…
Grafikteki son verilere göre adeta belirsizlik iyice artsın diye çaba gösteriliyor. TCMB döviz sattıkça, açıklama yaptıkça kurun yukarı gitmesi ise başka bir komedi. Söylenenle piyasa hareketi taban tabana ters. Acaba TCMB yüklü müdahaleye mi zorlanıyor?
19 Aralık’ta yıl sonu için resim iyice ortaya çıkacak eğer tahvil alımı konusu yeni yıla kalırsa 1.9800 seviyelerine kadar geri çekilmeyle yılı kapatabiliriz. Diğer senaryo, sürpriz bir şekilde bu yıl tahvil alımını azaltıcı eyleme girerse o zaman 2.1000 seviyesine hazır olmak gerekiyor.
2.0600 seviyesini aklınızda iyi tutun. Çünkü o seviyenin üzerinde geçirdiği süre arttıkça yeni tarihi zirve yapma ihtimali artacak. Biz bu ihtimali çok da küçümsemiyoruz. Hele yıllık bazda aşağı sinyali varken bu hareketi yapması bir şeylerin değiştiğine delalet. Şu an €/$ paritesinde değer kaybetmiş bir USD’nın değeri 2.0400 TL civarında ise gerisini siz düşünün.
01 Ekim 2001 yılında gördüğü 1.6500 seviyelerinden sonra yatay seyirde 1.70 seviyelerinde dalgalanan USD/TL paritesi verdiği nominal yüksek faizin bedelini de ödüyor olabilir. Yabancıları reel değil, nominal faiz ve kurlar ilgilendirmektedir.
2014 yılına gelince;
FED tahvil alımını 2014 yılında azaltacak ve belki de sonlandıracak.
Böylece çok büyükler nakit dengesini tutturmak için FED’in desteğini bu kadar bulamayacak. Bu durum dalga dalga da aşağıya sirayet edecek. Bu yüzden firmalar nakit dengesini tutturmayı karlılığın önüne almaya başladılar.
Daha zor bulunacak USD doğal olarak daha değerli hale gelebilir. Bu durumda USD faizlerinin yükselmesi gerekmektedir. FED faizlerin düşük kalmasına dikkat edeceğini açıklasa da FED’e tahvil satamayanlar piyasada arz oluşturacağından satış ağırlıklı tahvil piyasasıyla birlikte faizler zaten artacak. Bu durumda alternatif getirisi artan TL’nın de başka şansı kalmayacak. Bu nedenle yıl içerisinde TC Hazinesi’nin fazla borçlanarak 2014 yükünü mümkün olduğunca azaltmasını önermiştik. Umarız okumuşlardır. Çünkü maliyetler 2014 yılında artmaya devam edebilir.
Faizlerin yükseliş trendindeyken TL’nin değer kaybettiği geçmiş zaman verilerinde görülmektedir. Kısacası 2014 yılında küresel ısınmanın mali piyasalara yansımış halini göreceğiz gibi…
TL’nin sepet bazında rekor değersiz olması seçimler nedeniyle olabilir. Yerel seçimlere Bakanların bile belediye başkanlığına adaylığını koyduklarını, herkesin en ağır kozlarını oynadığını düşünürsek yerel seçim sonuçları pek de yerel algılanmıyor gibi. Bu nedenle siyasi risk TL’yi olumsuz etkiliyor olabilir.
Sonuç olarak gerek FED’in tahvil alımını azaltma potansiyeli nedeniyle değer kazanabilecek bir USD olması, gerekse yerel seçimler bize en azından ilk 3 ay tansiyonun pek düşmeyeceğini gösteriyor. Daha sonra ise seçim sonuçlarına bağlı hareketle yaşayacağız. İktidar partisinin seçimden daha güçlü çıkması siyasi istikrarın devamı olarak algılanacağından TL’nin değerlenmesine yol açabilir. Aksi durumda ise yeni rekor yukarı seviyelerine doğru yelken açacağız.
2014’te risk yönetimi önemli! 2014’te risk yönetimi önemli!
Bu nedenle 2014 yılında risk yönetimi olağanüstü önemlidir. Riskleri iyi tahlil edemeyenler ve tedbirini alamayanlar telafisi zor zararlarla karşılaşabilir.
FED USD likiditesi dağıtmayı azalttıkça borsalar ve bonolara satış gelme potansiyeli artacak. Bu durumda en kolay nereden tedarik ediliyorsa oradan nakit yaratılacaktır. Şimdilik yabancılarda ciddi satış görmediğimizi hatırlatmakta fayda var. Derin piyasalarda bu hareket fazla oynaklık yaratmaz ama TL maalesef o kadar derin bir piyasa değil.
TCMB’nin en son düzenlediği beklenti anketine göre yıl sonu USD/TL kuru 2.0199, 2014 sonunda ise USD/TL kur beklentisi 2.0832 olarak belirlenmiş. Mevcut kura göre, yıl sonuna kadar bir miktar gerileme, gelecek yıl ise yükseliş bekleniyor. Bu tahminlerin sapma ihtimali çok yüksek olduğundan cebinizde B senaryosuna hazırlık reçetesi hep olmalı.
Biz her zamanki gibi fikirlerimizi net ifade ederek bilgilerimize göre oluşturduğumuz senaryonun sonucunu sizlerle paylaşacağız. Böylece kafanızı da karıştırmamayı umut ediyoruz.
2014 yılının ilk üç ayında beklenti anketinde belirtilen yıl sonu beklenti rakamının üzeri görülebilir. Ancak siyasi kriz beklemediğimizden, ilk çeyrekten sonra sepet bazında TL’nin değer kazanarak USD/TL paritesinin 1.9680 seviyelerine kadar gevşemesi ihtimalini çok yüksek görüyoruz.