Güncelleme Tarihi:
Beklenen zorluklara karşı kendini iyi konumlandırdı
Mali piyasalarda artan oynaklık ve ekonomiye ilişkin endişelere karşı Akbank bilançosunu daha dengeli bir fonlama yapısı, vade uyumsuzluğunu azaltıcı tedbirler ve artan yeniden fiyatlama kabiliyeti ile yeniden şekillendirirken maliyet kontrolü ve kurumsal bankacılık alanında yeni gelir alanları yaratarak ilave tedbirler de alıyor. Güçlü sermaye yapısı, yüksek aktif kalitesi ve karşılık ayırma politikası ile banka olası makro şoklara karşı iyi konumlanmış durumda.
Tahminlerimize göre Akbank önümüzdeki yıllarda en yüksek özsermaye karlılığı artışı fırsatı sunuyor
Bunun bir nedeni de 2015 yılının görece zayıf geçiyor olması. Kurumsal bankacılık alanında yeni gelir alanları, vadesiz mevduat tabanının genişlemesi ve yüksek verimlilik kazanımları bizce bankanın sürdürülebilir karlılığına önemli katkı sağlayacak.
Akbank’ın 2016 yılında %12,4 özsermaye karlılığı ile %23 net kar büyümesi elde edeceğini tahmin ediyoruz
Net faiz marjında yatay görünüm, aktif kalitesinde sınırlı bozulma ile birlikte kredi risk maliyetlerinde de yatay bir görünüm ve 2016’te görülen bir kereye mahsus giderlerin tekrar etmeyeceği beklentisi tahminlerimizin temelini oluşturuyor.
Akbank, en çok önerilenler listemizdeki yerini koruyor. Değerlememizde sermaye maliyetini bir puan yukarı çekerken 12 aylık hedef değeri de %6 düşürerek 8,83 TL olarak belirledik.
Riskler: Ekonomik büyümenin beklenenden zayıf kalması ile oluşabilecek aktif kalitesi problemleri, yurtdışı borçlanmalarda sert düşüş ve Merkez Bankası’nın öngörülenden daha hızlı parasal sıkılaştırmaya gitmesi
Satış gelirlerindeki büyüme 3Ç15’te hızlandı
Arçelik 3Ç15’te 212mn TL net kar elde etti. Şirket geçen yılın aynı döneminde 156mn TL net kar açıklamıştı. 3Ç15 satış gelirleri Güney Afrika, Rusya, Ukrayna, Fransa ve Ortadoğu’daki zayıf talebe rağmen TL’nin değer kaybının yarattığı olumlu kur etkisiyle %23 büyüyen yurtdışı gelirleri sayesinde %20 artış gösterdi. Yurtiçi satış gelirleri ise Eylül’deki zayıflayan talebe rağmen fiyat artışları ve güçlü beyaz eşya talebi sayesinde %15 büyüdü. 2014 yılının ilk yarısındaki elektronik satışlarında yüksek baz etkisinin kaybolmasının da uluslararası satışlara olumlu bir etkisi oldu.
VAFÖK marjı cazip girdi maliyetlerine rağmen baskı altında
VAFÖK marjı 2Ç15’teki %10,0’dan 3Ç15’te %10,6’ya yükseldi ancak yine de 3Ç14’teki %10,8’in altında kaldı. Kar majındaki iyileşmede cazip hammadde maliyetlerinin, Türkiye’deki fiyat zamlarının ve kurun ihracat gelirlerine olumlu yansımasının olumlu etkisi oldu.
İşletme sermayesinin satışlara oranı hedeflere ulaşamadı
İşletme sermayesinin satışlara oranı mevsimsellik ve artan satışların etkisi ile artan ticari alacaklar sonucu 2Ç15’teki %39,3 ve 3Ç14’teki %38,7’den 3Ç15’te %41,8’e yükseldi. Özellikle Güneydoğu Anadolu’daki bayiilere yapılan satışlardaki vadelerin uzamasının da işletme sermayesi Satışlar rasyosuna olumsuz bir etkisi oldu. Bu nedenle gerçekleşen rakamlar şirketin uzun vadeli hedefi olan %35 ve altının üzerinde oldu.
2016 yılında marjlarda iyileşme bekliyoruz
Arçelik 2015 yılında TL bazlı satış büyümesi hedefini %10 olarak korurken yurtdışı ve yurtiçinde beyaz eşya satış büyüme beklentisini sırasıyla %2 ve % 5’in üzerinde olarak açıkladı. 2015 yılı VAFÖK marjı beklentisi ise %10,5 seviyesinde. Biz şirketin VAFÖK marjının 2016 yılında 2015 yılı tahminimiz olan %10,4’ün üzerinde, %10,8 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu iyileşmenin itici gücünün düşen emtia fiyatları ve büyüyen beyaz eşya satışları olacağını öngörüyoruz. 2016 yılı tahminlerimiz beyaz eşyada beklenen vergi indirimi varsayımlarını içermemektedir.
Tavsiyemiz AL
Arçelik için İNA ve benzer şirket çarpanlarına dayanan değerlememiz 18,5TL hedef fiyata işaret ediyor. %27 getiri potansiyeli olan hisse için AL tavsiyemizi koruyoruz. Arçelik benzer şirketlere göre F/K çarpanı bazında iskontolu, FD/ VAFÖK bazında primli işlem görmektedir.
Türkiye’de toparlanma
3Ç15’te başladı 3Ç15’te Coca Cola İçecek’in (CCI) konsolide gelirleri yıllık bazda %14,5 büyüme gösterdi. Bunda yurtiçi hacimlerde yaşanan %5 büyüme ve zayıf TL’nin uluslararası gelirleri yukarı çekmesinin etkili oldu. VAFÖK marjlardaki 0,4 puanlık gerileme sonucu %13,4 büyüme gösterdi.
Pakistan operasyonları normale döndü İyi haber
Pakistan operasyonlarının rekabet nedeniyle zayıflayan 2Ç15 sonuçlarının ardından yeniden çift haneli büyüme rakamlarına geri dönmesi oldu. Ancak Orta Asya’daki diğer ülkelerde yaşanan olumsuzluklar sonucu uluslararası hacim büyümesi %1,6 ile zayıf kaldı.
2015 öngörülerinde değişiklik yok
CCI hala uluslararası hacimlerde orta tek haneli büyüme beklentisini koruyor. Türkiye’de ise düşük tek haneli hacim büyümesi bekleniyor. Konsolide hacim büyümesi orta tek haneli olarak öngörülürken satış gelirleri büyümesinin hacim büyümesinin üzerinde olması bekleniyor. Konsolide VAFÖK marjının yıllık bazda sabit kalması ya da hafif daralacağı tahmin ediliyor.
Yükselme potansiyeli risklerden daha fazla
Biz 2016 yılının yurtiçi talep açısından iki genel seçimin yaşandığı 2015’e göre daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz. Uluslararası tarafta ise özellikle Pakistan operasyonlarının 2Ç15’ten gelen zayıf baz etkisi sayesinde toparlanacağını öngörüyoruz. Tüketici güvenindeki azalma potansiyeli ve Rusya ile yaşanan gerginliğin iç talebe etkilerinin bir risk olarak kalması ile birlikte biz yukarı yönlü katalizörlerin ağır bastığını düşünüyor ve hisse için AL tavsiyemizi koruyoruz.
Primli işlem görmeyi hak ediyor
Birinci kuşak bankalar arasında Garanti Bankası düşük bilanço kaldıracı, güçlü sermaye yapısı ve faiz dışı gelir yaratabilme kabiliyeti ile özsermaye karlılığında en yüksek artış potansiyeli barındıran bankaların başında geliyor. Bireysel krediler riski emsallerine göre daha düşük olduğu için bankanın makroekonomik şoklara ilişkin aktif kalitesi kırılganlığı daha düşük düzeyde.
Bankacılık sektöründe yüksek ve güçlü sermaye yapısı ile çeşitli ve kaliteli gelir yapısına sahip kurumları tercih ediyoruz
Garanti Bankası için 12 aylık hedef değerimizi 9,20 TL olarak belirlerken hisseyi en çok önerilenler listemize dahil ettik. Bankanın 2015-18 döneminde %13’ün üzerinde özsermaye karlılığı elde edeceğini tahmin ediyoruz.
Hem yerel hem de küresel risklerin arttığı ortamda Borsa İstanbul’un amiral gemisinin rakiplerine kıyasla daha avantajlı durduğu ortamda değerleme çarpanları üzerinden primli işlem görmesini olağan karşılıyoruz.
Riskler: Ekonomiye ilişkin riskler bankacılık sektörünü direk olarak olumsuz etkiliyor. Faiz ve büyüme cephelerini takip edeceğiz. Bankanın yönetim kültürü üzerinde henüz bir etkisini görmesek de ana ortak ve banka yönetimindeki değişiklikler yatırımcılar tarafından takip ediliyor.
Güçlü temelleri ile toparlanma kaydediyor
Kredi dağılımına bakıldığında KOBİ segmentinde en yüksek riski taşıyan banka olsa da Halkbank’ın aktif kalitesindeki sorunlar genelde birkaç büyük dosyadan kaynaklandı. KOBİ segmenti önümüzdeki dönemde ekonomiye ilişkin tehditler artarsa bankaların aktif kalitesi açısından risk unsuru olarak görülen ilk alan olarak karşımıza çıksa da Halkbank’ın uzun yıllara dayanan güçlü müşteri ilişkileri, teminat yapısı ve likiditeyi görebilme imkanı doğal bir korunma imkanı sunuyor.
Sorunlu kredilere ilikin karşılık ayırma yükünü geçen yıl tamamlayan bankanın düşük baz etkisi sayesinde birinci kuşak bankalar arasında bu yıl en yüksek kar büyümesini sunacağını öngörüyoruz. Bilançoda yüksek TL fonlama payı, sübvanse krediler ve vade uyumsuzluğu nedeniyle rakiplerine kıyasla daha düşük yeniden fiyatlama kabiliyeti bu yıl net faiz marjı gelişimine karşı tehdit unsuru oluştursa da güçlü vadesiz mevduat tabanı bu olumsuz etkileri bir miktar sınırlıyor.
Halkbank’ın 2015-18 döneminde yıllık %16 net kar büyümesi elde edeceğini tahmin ediyoruz
Banka 4,4x F/K ve 0,6x F/DD çarpanları ile oldukça ucuz bir değerlemeyle işlem görüyor. %14,3 düzeyindeki özsermaye karlılığı rakiplerinin yaklaşık 2 puan üzerinde.
Halkbank’ın F/DD çarpanı olarak rakiplerine kıyasla iskontosu Aralık 2013’ten bu yana artarken Kasım 2015 seçimlerinden sonra %25 düzeyinde taban yaparak bir miktar iyileşme kaydetti. Bizce bankanın mevcut piyasa değeri hissede pozisyon almak için cazip düzeyde. Daha yüksek sermaye maliyeti ile daha düşük sürdürülebilir özsermaye karlılığı varsayımları ile Halkbank hisseleri için 12 aylık hedef değerimizi %15 düşüşle 15,15 TL olarak belirledik ve en çok önerilenler listemize dahil ettik.
Riskler: Aktif kalitesinde görülebilecek olası bozulmalar piyasanın olumsuz tepkisine neden olabilir. TL faiz hadlerinde sert ve hızlı yükseliş Halkbank’ı rakiplerine kıyasla daha olumsuz etkileyebilir. Sigorta iştirakleri satış sürecinin yeniden gündeme alınması olumlu olarak görülebilir.
Tat Gıda, operasyonel performansındaki artış, Moova satın alımı ile hızlanan büyümesi ve Tuzla’daki arazi satışı ile güçlenen bilanço yapısı ile sene başından bu yana endeksin %55 üzerinde getiri ile BIST sanayi şirketleri arasında en yüksek getiri sağlayan hisseler arasında yer aldı. Fakat 3Ç15 mali tablolarının açıklaması ve Rusya ile Türkiye arasında yaşanan gerilim sonrasında hisse %10 endeksin altında kaldı. Hissenin bu gelişmelerden sonra aşırı cezalandırıldığını düşünüyor ve AL tavsiyesi veriyoruz. 3Ç15 sonuçları, güncel makro ve benzer şirket çarpanları neticesinde güncellediğimiz yeni hedef fiyatımız 7.68TL’nin %34 artış potansiyeli bulunuyor.
4Ç15 ve 2016 büyüme görünümü daha güçlü
Tüm gıda ve perakende şirketlerine benzer olarak, şirketin satış hacmi okulların açılmasının ertelenmesi ve seçim döneminin etkisiyle 3.çeyrekte zayıf gerçekleşti. Hem salça hem de süt ürünlerinde 3Ç15’de ciro olarak yıllık bazda hemen hemen aynı rakam (%1 yıllık bazda artış) elde edildi. Fakat, 4.çeyrekte satış hacim büyümesinin artmasını tahmin ediyoruz. Hem hacim hem de satış fiyatlarının artması neticesinde %15 ciro büyümesi bekliyoruz. Ortalama süt ürünleri ve salça fiyatları 4.çeyrek itibariyle %3 yukarıda iken makarna fiyatları %6 yukarıda. Şirketin satış gelirlerinin %53’ünü süt ürünleri, %41’ini salça ve % 6’sını makarna oluşturuyor.
Uygun hammadde maliyetleri operasyonel karlılığı destekliyor.
Tüm faaliyet alanlarında hammadde maliyetlerinin artmaması neticesinde şirketin FAVÖK’ü 9A15’te %39 büyüdü. Bu sezonda benzer şekilde hasat çok güçlü gerçekleşirken, domates fiyatları geriledi. Aynı şekilde çiğ süt fiyatları da sene başından beri 1.15TL/lt seviyesinde seyrediyor. Dolayısıyla, marj iyileşmesinin devam etmesini tahmin ediyor ve FAVÖK’te 2016’da %19 artış bekliyoruz
Asgari ücret artışının minimum etki yapmasını bekliyoruz.
Personel maliyeti, toplam satış gelirlerinin %5,4’ü ve toplam maliyetlerin % 5,7’sine tekabül ediyor. Asgari ücretle maaş alan personel maliyetinin payını ise daha düşük %3,3 olarak tahmin ediyoruz.
Dolayısıyla, asgari ücrette %30 planlanan artışın olması ve buna şirketin herhangi bir fiyat artışı ile karşılık vermemesi ve devlet katkısının hiç olmaması durumunda, FAVÖK marjında 0,9 puan gerileme hesaplıyoruz. Kaldı ki gıda alanında faaliyet göstermesi bakımından bu durumu fiyatlarına yansıtma kabiliyetini görece güçlü buluyoruz.
Rusya ilişkisi çok düşük düzeyde
Toplam satışların %10’u ihracat ve Rusya’nın payı çok düşük seviyelerde. Dolayısıyla, krizden etkilenen şirketler arasında yer almaması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin toplam salça ihracatında Rusya’nın payını ise %8 seviyesinde tahmin ediyoruz.
3. Çeyrekte rekor seviyesinde gelir ve FAVÖK
Grup gelirleri, temel olarak Turkcell Türkiye’deki büyümenin katkısıyla yıllık bazda %6,4 artış ile 3.364 milyon TL’ye ulaştı. Grup gelirlerinin %91’ini oluşturan Turkcell Türkiye’nin gelirleri mobil ve sabit genişbant gelirlerindeki büyümeye ek olarak mobil servislerinin de katkısıyla %9,9 artışla 3.074 milyon TL’ye ulaşırken Grup gelirlerinin %7’sini oluşturan Turkcell Uluslararası’nın gelirleri, yerel para birimlerinin ABD Doları karşısında değer kaybetmesi sebebiyle yıllık bazda %23 daralarak 235 milyon TL’ye geriledi. Turkcell Türkiye’deki mobil müşteri sayısı 3Ç15’te 271 bin artarak 34,2 milyon olarak gerçekleşti ve faturalı abonelerin toplam müşteri bazımız içindeki payı %47,1’e yükseldi.
Böylece, ARPU, faturalı müşteri bazındaki artış, artan mobil genişbant kullanımı, ve mobil servislere artan talep sayesinde %9,7 artarak 26,1 TL olarak gerçekleşti. Bu çeyrekte sabit müşteri sayısı toplamda 74 bin artarak 1,4 milyonu geçti. Astelit’in 3 ay aktif abone sayısı çeyrek bazında 167 bin artışla 10,8 milyona ulaştı. FAVÖK yıllık bazda %10,5 artışla 1.161 milyon TL, FAVÖK marji ise verimlilik artırıcı aksiyonlar ve değer yaratan abone alımı odağı sayesinde 1,3 puan artarak %34,5 olarak gerçekleşti. Turkcell Türkiye’nin FAVÖK yıllık bazda %13 artarak 1.062 milyon TL’ye ulaşırken Turkcell Uluslararası’nın FAVÖK’ü, Ukrayna ve Belarus’taki yerel para birimlerinin yıl bazında değer kayıpları ile negatif etkilenerek %6 düşüş ile 70 milyon TL olarak gerçekleşti.
Şirket yıl sonu öngörülerini güncelledi
2015 yılı için daha önce %31-32 olarak öngörülen FAVÖK marjı hedefi %32-% 32,5 seviyesine yükselirken %6-9 olan gelir büyümesi hedefi, %6 olarak güncellenirken, Turkcell Türkiye için %10 büyüme hedefi verildi.
AL tavsiyemizi koruyoruz
Turkcell cari piyasa değeri ile 2015T 11,6 F/K ve 5,2 FD/FAVÖK çarpanlarıyla işlem görüyor. Benzerlerinin ise aynı dönem için çarpanları sırasıyla 12,4 ve 5,9 seviyesinde.
Trakya Cam, seçim belirsizliği ile birlikte yavaşlayan inşaat sektörü ve artan jeopolitik riskler nedeniyle sene başından bu yana BIST’e göre göreceli olarak %30 değer kaybetti. Yabancı çıkışının en fazla olduğu hisseler arasında yer aldı. Kısa vadeli risklerin şirketin uzun vadeli cazip büyüme hikayesini gölgelediğini düşünüyoruz. Kapasite artışlarının katkısı ve yurtiçi ile Avrupa pazarında talebin toparlanması neticesinde şirketin satış gelirlerinin ve FAVÖK rakamının önümüzdeki 3 yıllık dönemde (2015-18) %16 ve %23 YBBO’nda büyümesini tahmin ediyoruz. Dolayısıyla, hisse için 2.74TL hedef fiyat ve % 59 getiri potansiyeli ile AL tavsiyemizi sürdürüyoruz.
İnşaat sektöründen ertelenmiş cam talebinin katkı yapmasını bekliyoruz.
Yapı izin ruhsatlarında 2014 yılında %23 büyüme olmasına rağmen, düzcam üreticilerinin satışları aynı oranda büyümedi. Buna gerekçe olarak siyasi belirsizlikler ve artan riskler neticesinde inşaat firmalarının nakit akışlarını yavaşlatmalarını gösterebiliriz. Siyasi belirsizliklerin azalması ve ertelenmiş talep neticesinde 2016’da düzcam satışlarına talebin artmasını bekliyoruz.
Koruma önlemleri ithal cam baskısını hafifletecektir
Ekonomi Bakanlığı, İran menşeili düzcam ithalatında koruma önlemi alınmasına ilişkin esasları belirledi. Buna göre, düzcamın ithalatında koruma önleminin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk yılı için brüt ton başına60 dolar, ikinci yıl için 55 dolar ve üçüncü yıl için 50 dolar ek mali yükümlülük uygulanması kararı alındı. Iran, Türkiye’ye toplam düzcam ithalatının %12’sini oluşturuyor. Bunun yanı sıra, Çin’den ve İsrail’den ithal edilen temperlenmiş ve lamine edilmiş emniyet otocamları ve cam elyaf ithalatında 6 ay sureyle teminat uygulanması kararı alındı. Dolayısıyla, alınan bu önlemlerin yurtiçi pazardaki ucuz ithal cam baskısını azaltmasını bekliyoruz.
Aralık ayı içerisinde şirketin yurtiçi pazarda ürün fiyatlarına yaptığı %4 zammın bunun önemli işareti olduğunu düşünüyoruz.
Kar marjının iyileşmesini bekliyoruz
İnşaat sektöründe ertelenmiş talebin etkisi ve otomotiv üretimindeki artışla beraber satış gelirlerinin 2016’da %19 büyümesini bekliyoruz. Geçen sene yurtiçi fiyatlarda yapılan %17 artışın ardından, şirket ilk defa Aralık 2015’te %4 yurtiçi fiyatlara zam yaptı. FAVÖK marjının ise 2015 yılındaki tahmini %13.8 seviyesinden 2016’da %14.8’e artmasını öngörüyoruz. Tahminlerimizde 2016’da doğalgaz fiyatlarına %10 artış yapılması yer alıyor.
Riskler ve fırsatlar: Rusya ve Avrupa’dan düzcam ithalatına alınabilecek koruma önlemleri, tahminlerin üzerinde kar marjları ve hedeflenen satın almaların tamamlanması (örn. İtalyan Sangalli Vetro Porto Nogaro, toplam 200bin ton yıllık düzcam üretim kapasitesi) hisse için önemli olacaktır. Önemli risk unsurları ise i) jeopolitik risklerin kalıcı olması sonrasında yurtiçi pazar iyileşmesinin gecikmesi, ii) doğalgaz artışının beklenenin üzerinde olması ve iii) ithalat camların rekabetçi baskısının artarak devam etmesi olarak sıralanabilir.
Rafineri marjlarının normalleşmesini bekliyoruz
Amerika talebinin azalmasından dolayı benzin ve motorin ürün rasyolarının 2016 yılında normalize olmasını bekliyoruz. Bazı raporlara göre, ağır iş taşıtların CNG kullanması ve taşıtların verimliliğin artması 2016 yılında Amerika’nın akaryakıt talebinin azalmasına neden olması bekleniyor. Bundan dolayı daha fazla motorin ihraç etmesi bekleniyor. Buna ek olarak, 2016 yılında Amerika’daki benzin talebinin 2015 yılına paralel olması öngörülüyor. 2016 yılında Akdeniz –Komplex rafineri marjının 3 dolar/varil olması beklenirken Tüpraş’ın net rafineri marjının 5.8 dolar/varil olmasını bekliyoruz.
Fuel Oil Dönüşüm projesi ile marjların artması bekleniyor
2.7 milyar dolar ile Fuel Oil Dönüşüm projesi bugüne kadar Türkiye’nin en büyük tek sanayi yatırım projesidir. Proje 4.2 milyon ton düşük katma değerli siyah ürünler işleyerek 3.5 milyon ton katma değeri yüksek beyaz ürünler üretecek. Türkiye’deki motorin talebi son on yılda %5.1 YBBO ile artıyor ve Tüpraş bu proje devreye girmesinden sonra bile sadece %50’sini karşılayabiliyor. Bu yatırımın yeni bir rafineri yatırımına kıyasla avantajı yatırımın getirisinin fuel oil ile motorin arasındaki fiyat farkına bağlı olmasıdır. 2016 yılında Fuel Oil Dönüşüm projesinin 594 milyon dolar ek FAVÖK yaratmasını bekliyoruz.
2016 yılında yüksek temettü beklentisi
Şirket yüksek temettü ödeyen şirketler arasında bilinmektedir. Ancak, 2014 yılındaki yasal vergi finansallarında zarar açıkladığından dolayı 2015 yılında temettü dağıtamamıştı. Bu yıldan itibaren yüksek temettü dağıtacağını düşünüyoruz. 2016 yılında 4.96 TL/hisse temettü dağıtmasını bekliyoruz, bu da %7’lik temettü verimine işaret ediyor.
AL tavsiyemizi koruyoruz
Tüpras için dolar bazla İndirgenmiş Nakit Akımı yönetimi kullandık. Tüpras Opet’i özkaynak yöntemine göre konsolide ettiğinden beri Opet için çarpan analizi kullanıyoruz. Tüpras hissesi için 80.84 TL/hisse hedef fiyat ile AL tavsiyemizi koruyoruz.
İş Yatırım Araştırma





























