Paylaş
Borsalarda da adeta moda haline gelen bir yükseliş furyası 1 yıldan daha uzun süredir devam etmektedir. İşin ilginç tarafı bir yandan büyüme beklentileri aşağı çekilirken borsaların yükselmesi tüm ekonomik kuramları alt üst etmektedir.
Son zamanlarda ekonomi eğitimlerinde verilen birçok kuramın da anlamını yetirdiğini açık bir şekilde görüyoruz. AB faizleri negatife çekmesine rağmen para tüketime gitmezken, FED faiz artırımlarını borsalar yükselişle karşılıyor. Faiz artırımı normal şartlarda borsaları düşürür.
Yurtdışında borsaların yakaladığı trendi BİST maalesef yeterince değerlendiremedi. 1 yıldan daha fazla süre içerisinde BIST yaklaşık yüzde 11 prim yapmışken, Latin Amerika yüzde 64,8, gelişmekte olan Asya yüzde 34,1, Gelişen ülke hisse senetleri yüzde 39 civarında arttı. Gelişmiş ülke hisse senetleri de BIST’in çok üzerinde arttı.
Bu arada 2013 yılında TL bazında zirve olan 93,178 bile hala yakalanmış değil. USD bazında 50,000 in üzerindeki zirvenin ise şu an yarısındayız. Kısacası döviz bazında kelepir bir borsamız var. Şartların yabancıyı alım yönünde motive edebilmesi için dışarıyla olan sürtüşmelerin sona ermesi son derece önemlidir.
Sebeplere baktığımızda; 1 adet başarısız darbe girişimi, parlamenter sistemden başkanlık sistemine giriş konusundaki olumsuz yabancı basın ve ülke davranışları, Suriye ve Irak’ta yaşananlara ek Türk ordusunun da bölgede aktif rol alması gibi konular etkili olmakla beraber, FETÖ operasyonları nedeniyle şirketler konusunda yaşanan tedirginliğin de tuz biber olma ihtimali yüksektir.
Faizlere gelince; enflasyon yükselirken ve kurların yukarı yönlü baskısı varken düşüş konusunda şimdilik pek de imkanı yok gibi. Hele yurt dışı faiz yükseltme eğilimindeyken bu treni kaçırdık gibi görünüyor.
Kurlara gelince; Başkanlık konuşuldukça agresif yukarı hareketlerin geldiğini gözlemledik. Diğer ülke paralarına paralel hareket etmediğini de daha önce sizlerle paylaşmıştık. Şimdi de yönsüz dalgalandığını gözlemliyoruz. Başkanlık oylamasının şaibeli olduğu iddiaları, mühürsüz zarfların kabul edilmesine yapılan eleştirilerle beraber oylamanın iptali için muhalefetin çaba göstermesi konunun bir süre daha sürüncemede kalacağını gösteriyor. 2019 yılına kadar geçiş hazırlıkları yapıldıkça da sisteme yönelik değişim de netleşecek. Aşırı değer kaybeden TL siyasi istikrar kazanıldığı takdirde değer kazanabilir. Ancak karşılıklı açıklamalardan yakın bir tarihte siyasi havanın olumluya dönmesini beklemiyoruz. Önümüzdeki dönemde teknik veriler USD’nın 3,60 TL seviyesinin test etme ihtimalinin biraz daha fazla olduğunu söylese de hergün yeni açıklamalarla gerginlik kaşındığından sürpriz sıçramalar her an gelebilir. Olumsuz bir söylemin USD’ı bir anda 3,71 TL seviyesine kadar da zıplatabilir. Şimdilik trendsiz bir dönemde dalgalanan döviz için 3,60-3.75 TL bandının dışı yeni bir trend için konuşulacaktır.
Paylaş