Paylaş
Kısa vadede aşağı hareketlerin gelme potansiyelinin arttığını ifade ettiğimizde döviz sepeti 3,80 TL seviyelerine yakın seyrediyordu. Daha sonra da gelen satışlarla 3,66 seviyelerinin kırılması denenmiş ve akabinde de tekrar yukarı dönerek 3,90 seviyelerini denemiştir. Yazıyı yazdığımız saatlerde de hala 3.77 seviyelerinin hemen altında işlem görmektedir. Kısacası tipik bir trendsiz ve dalgalanan piyasa modeli. Böyle piyasalarda orta vade göstergeler çok hata yapabilir. O yüzden de Bollinger band dediğimiz çizgilere yaklaştıkça pozisyon açma konusunda analiz yapmak daha mantıklı olmaktadır. Bugün itibariyle alt bollinger 3,6840 TL, üst bollinger ise 3,8970 TL civarındadır. Olağanüstü yeni bir gelişme olmadıkça bu seviyeler arasında dalgalanması muhtemel.
Yatırımcılar USD yükseldiği zaman TL değer kaybediyor diye düşünseler de işin aslı öyle değil. Çapraz parite etkisiyle USD yükselirken Avro düşüyorsa TL değer değiştirmemiş olabiliyor. O yüzden genel durumu anlamak için sepet bazlı analizler daha sağlıklıdır. Teknik görünüm döviz sepetinde yatay trendde dalgalanmaya devam sinyalleri üretiyor. Bu arada belirttiğimiz Bollinger band seviyelerinin de yakından takip edilmesinde fayda var. Alt seviyede alım gelme, üst seviyede de satım gelme potansiyeli fazla olacaktır.
Şimdiye kadar açıkladıklarımız olayın teknik boyut idi. Gelelim temel boyutuna;
16 Nisan yaklaşıyor. Bu tarih yaklaştıkça Başkanlık sistemini isteyenlerle istemeyenler arasında kıyasıya kapışma devam edecek. Dolayısıyla dalgalanmanın sürmesi potansiyeli de yüksek. Batının Türkiye aleyhine davranışları, evet yanlılarına gösteri yaptırmadığı halde PKK gibi terör örgütlerine bile hayır gösterileri yaptırmaları ciddi bir dış politika değişikliğinin gerekliliğini de ortaya koyuyor. Batının her türlü kışkırtıcı hareketine rağmen dövizde yaprak esmemesi düşündürücü. 16 Nisan yaklaştığında manipülatif büyük hareketlere karşı da tedbir alınması gerekiyor.
TCMB verilerine göre 11/03/2016 günü 114,8 milyar USD olan brüt döviz rezervleri 10/3/2017 günü itibariyle 109,6 milyar USD olmuş. Yani o kadar fırtına koparıldı ama düşüş sadece 5 milyar USD civarında. Bu rakam ülke büyüklüğü içerisinde çerez denebilecek bir rakam. Bu rakamla mı ekonomi çökertilmeye çalışılıyordu merak ediyorum. Ancak maalesef Türk Lirasına global piyasalardaki hareketliliğin ötesinde değer kaydettirmeyi başardılar. Bunu yaparken de Türkiye içerisinde de güçlerini kaybetmiş olabilirler. Çünkü her dövize geçiş Türk Lirasından çıkış anlamına geliyor. TCMB piyasaya TL verme konusunda daha cimri davransaydı bu kadar da olmayacaktı. Maalesef beklentimiz hemen hemen hiç karşılanmadı. Bu yüzden de ÜFE patladı ve faizler yukarıyı zorluyor. Oysa global piyasalara baktığımızda FED faiz artırırken tahvil faizleri düşmüştü. Çünkü gerekli tedbirler alınmış ve piyasa buna hazırlanmıştı. Bu kadar likidite bolluğu varken faiz artırımı çabaları pek de piyasa mantığına uymamaktadır. O yüzden ciddi şekilde manipüle edilen bir global piyasa var karşımızda.
Ekonomistler bilir; Faiz artarken tahvil ve borsalara satış gelir. Oysa yakın zamanda bunun tam tersi oldu. Demek ki normal olmayan bir şeyler var. O zaman risk alırken de sürprizlere hazırlıklı olmak gerekiyor.
Dövizde parite etkisini dikkate alarak dalgalanmalar değerlendirilirken, kritik tarih öncesinde kılıçların iyice çekileceğini ve herkesin tüm kozlarını oynayacaklarını unutmamakta fayda var.
Paylaş