Mazlumlar Muhallebicisi şubeleşerek büyüyecek

1dk okuma

Mazlumlar Muhallebicisi şubeleştirilerek daha fazla kişinin masasına konuk olacak.

Haberin Devamı

 Geçmişi 1927 yılına uzanan bu işletme, üçüncü kuşak temsilcisi tarafından şubeleştirilerek daha fazla kişinin masasına konuk olacak.

Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt, ünü Eskişehir’i aşan Mazlumlar Muhallebicisi, tarihi tatlarını gelecek nesillerle buluşturuyor. 1927 yılında Oktaş biraderler tarafından kurulan ve kurulduğu günden bu yana ilk gün ki çizgisini koruyan işletme, artık üçüncü kuşak tarafından yönetiliyor. kobiden.com muhabiri, Dilek TOPRAK`ın haberine göre; Mazlumlar Muhallebicisi’nin üçüncü kuşak temsilcisi henüz 30 yaşındaki Ezgi Oktaş Özdemir, şimdilerde işletmenin üçüncü şubesini hayata geçirmenin gururunu yaşıyor.

Aynı zamanda dünya çapında faaliyet gösteren Junior Chamber International- Genç Liderler ve Girişimciler Derneği (JCI) 2014 Türkiye Başkan Yardımcılığı görevine seçilen Oktaş Özdemir, hem Mazlumlar Muhallebicisi’nin hedeflerini hem de iş dünyasında kadının yerine yönelik düşüncelerini anlattı.

Kuruluş hikayenizi okurlarımızla paylaşır mısınız?

İşletmemiz Üsküplü bir ailenin çocuğu olan ve Balkan Savaşı sırasında Eskişehir’e gelen Oktaş biraderlerin en büyüğü Hüsnü Efendi tarafından 1927 yılında kurulmuş. Salepçilikle başladığı işi zamanla geliştiren Hüsnü Efendi, önce kardeşi, Fazlı’yı sonraki yıllarda ise diğer kardeşi benim de dedem olan Mazlum’u Makedonya’dan getirterek muhallebiciliğe başlamışlar. İlk adı “Sakarya Muhallebicisi” olan işletmede Hüsnü Efendi imalattan, Fazlı Efendi satın almadan, Mazlum Efendi’nin de satıştan sorumlu olmuş. Bu dönemde işletme, ticarethane kalitesi ve samimiyeti ile “Mazlumlar Muhallebicisi” olarak ünlenmiş ve 50 yıl boyunca aynı yerde müşterilerine hizmet vermiş.

70’li yıllarda büyük ortak Hüsnü Efendi vefat edince herkes kendi işini yapmaya başlamış ve Mazlumlar Muhallebicisi faaliyetlerine son vermiş. 2001 yılında Haller Gençlik Merkezi açılırken Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, babamları bulup Mazlumlar Muhallebicisi’ni tekrar hayata geçirmeyi teklif etmiş. O dönemde kendi işini yapan üç kardeşin çocukları bir araya gelerek Mazlumlar Gıda Sanayi Anonim Şirketi’ni kurdular. Böylelikle Mazlumlar tekrar müşterilerine aynı lezzet ve kalitede hizmet sunmaya devam etti.

Peki üçüncü kuşağın bayrağı teslim alma süreci nasıl gerçekleşti?

Ben Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldum. Bir süre mesleğimle ilgili çalışmalar yürütüp, başka alanlarda da denemelerde bulunduktan sonra kendi işimi kurmak istediğimi fark ettim. Bir de var olan Mazlumlar Muhallebicisi’nin marka değeri ile iş hayatına artı birle başlayacağımı düşündüm. 2010’da kardeşim Yunus Ozan Oktaş ile birlikte Mazlumlar şirketinden ayrı olarak Oktaş Limited Şirketi’ni kurduk ve aileden geldiğimiz için marka temsilcisi olarak Mazlumlar’ın bayiliğini yürütmeye başladık. İlk olarak Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampüsü’nde olan işletmemizi açtık. Bu yılın mart ayında ise ikinci şubemizi Atatürk Bulvarı’nda açtık. Şu an 9 çalışanımızla birlikte faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Şubeleşme fikrinizde neler etkili oldu?

Üniversitede yerinizin olması bizim için çok avantajlıydı. Ancak markamızı büyütmek için üniversite dışına çıkmamız gerektiğini biliyorduk. Bu yüzden ikinci şubemizi şehrin işlek noktalarından biri olan Atatürk Bulvarı’nda açtık. Bu şubemiz marka değerinin korunması açısından bizim için önemli bir yere sahip.

 İşletmenizi açarken KOSGEB’ten destek aldınız mı?

Evet, ilk girişimim de KOSGEB’ten girişimcilik desteği aldım. Sonuçta yeni bir iş kurmak için sermayenin olmaması en temel problemdi. O dönemde yeni destek verilmeye başlanmıştı ve ben Eskişehir’de destek alan ilk girişimciydim. Desteğin sadece 23 bin TL olan hibe kısmından faydalandım. Bu miktar yatırımımızın yaklaşık beşte birini oluşturuyordu ama çok kıymetliydi benim için.

Ancak KOSGEB’in ‘Sen bu desteği alırken edindiğin hiçbir demirbaşı 3 yıl boyunca devredemezsin, satamazsın’ gibi bir şartı var. 3 yıl boyunca siz bu işi devam ettirebiliyorsanız zaten bu bir başarı demektir. KOSGEB’in yeni girişimci kredisi kullanmış ve ayakta kalmayı başarmış girişimcilere, işlerini büyütebilmeleri için teşvik edici yeni başka bir destek de vermesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü o 3 yıl boyunca yeniden bir yatırım sermayesi oluşturamayabilirsiniz, iş büyütülmek isteniyorsa tekrar bir devlet desteğine ihtiyaç duyulabilir. Önemli olan çok girişimcinin olması değil, çok sayıda başarılı girişimcinin var olması. Sürdürülebilirlik için farklı takviye niteliğinde bir desteğin olmayışı büyük çabalarla kurulan işletmeleri yıkım sürecine taşıyor. Bu durum maddi manevi büyük kayıplar yaşamış psikolojik çöküntüye uğrayan çok sayıda işletmeciyi de beraberinde getiriyor.

Sizce işletmenizi bu kadar özel ve vazgeçilmez kılan nedir?

Özel olmamızın en önemli nedeni yıllar boyu çok değerli anılarda var olmamızın yanı sıra muhallebilerimizde 80’i aşkın yıldır aynı tarifi kullanmamız. Doğallıktan, kaliteden asla ödün vermiyoruz. Mesela muhallebi için gerekli olan pirinç ununu kendimiz pirinci döverek elde ediyoruz, muhallebinin üzerine dökülen gül suyunu Isparta’dan getiriyoruz. Bu yıl Türkiye’nin önde gelen yemek kültürü uzmanlarından oluşan Büyük Jüri (Gurmeler) tarafından, Mazlumlar Muhallebicisi’nin “Türkiye’nin En İyi 10 Muhallebicisi” arasında yer aldığını açıklaması da çizgimizi gözler önüne seriyor.

Çeşitleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Tatlı çeşitlerimizde; su muhallebisi, kazandibi, krem karamel, tavuk göğsü, damla sakızlı muhallebi, keşkül, supangle ve fırın sütlaç bulunuyor. Ayrıca Atatürk Bulvarı’ndaki şubemizde Üsküp’e özel trileçe tatlısını da müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz.

Önümüzdeki sürece ilişkin hedefleriniz neler?

Kardeşim aynı zamanda ortağım Yunus Ozan Oktaş, ODTÜ İşletme Bölümü son sınıf öğrencisi. Kardeşim şubat ayında Eskişehir’e dönecek. O geldiğinde iyi bir ekip olacağımızı düşünüyoruz. Gıda sektöründe Mazlumlar Muhallebicisi çatısı altında çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bunun yanı sıra farklı sektörlerle ilgili planlarımız da var. Mesela üyesi olduğum JCI’nın bana kazandırdığı eğitimci yanımı ön plana çıkararak farklı işler yapmayı planlıyorum.

 Peki derneğinizin faaliyetleri ile ilgili bilgi verir misiniz?

Dünyanın 120’den fazla ülkesinde faaliyet gösteren JCI, bir sivil toplum kuruluşu. Dernek, 18-40 yaş arası gençler için önde gelen küresel network olmayı amaçlıyor. JCI, üyelerine toplumda aktif vatandaşlar olmanın gerekliliklerini öğretiyor. Ayrıca JCI’nın kendi eğitimcisini yetiştiren bir kurum olma özelliği de var. Dernek vizyonu, aktif gençlerle önde gelen liderler yetiştirmek. En önemli katkısı; networking. Türkiye’de 29 şubesi var bu nedenle nerdeyse her şehirde bir telefonla ulaşılabilen arkadaşlara sahip olabiliyorsunuz.

Derneğin diğer bir gelişim toplantı, proje yönetimi gibi konuları, ekip çalışmasını öğreniyorsunuz. Şube başkanı olduğunuz dönemde, liderliğin neler gerektirdiğini yaşayarak görüyorsunuz. Derneğin bana katkıları ise ifade edilemeyecek kadar fazla. Burası benim için bir “fırsatlar dünyası”. JCI’a 18 yaşımda üye oldum ancak 12 yaşımdan beri dernek hakkında bilgi sahibiyim. 2006 yılında burada eğitmen olmaya hak kazandım.  Şu an JCI Türkiye yönetiminde saymanlık görevini yürütüyorum. Ayrıca 2014 yılı Türkiye Başkan Yardımcısı oldum. Tüm bunlarla birlikte JCI’nın kendi içinde bir ödüllendirme programı da var. Geçen yıl Eskişehir Şube Başkanı olduktan sonra yılın en iyi şube başkanı seçildim. Daha sonra bu yılın nisan ayında yapılan Avrupa Konferansı’nda da Avrupa’da en iyi şube başkanı seçildim. Bu, benim için büyük bir onur.

Türkiye’de kadınların iş dünyasındaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aslında ben pozitif ayrımcılığa biraz karşıyım. Şu an Eskişehir Ticaret Odası’nda Yiyecek İçecek Meslek Komitesi’nde başkanlık görevini yürütüyorum ve gruptaki tek bayan da benim. Kadınların bir arada güçlendiğini düşünüyorum. Ama erkeklerin yanında söz sahibi olabilmemiz için onlarla birlikte çalışmak gerektiğine inanıyorum.  Kadına yönelik yapılan her projenin desteklenmesinin yanındayım. Ancak kadınlar olarak bulunmamız gereken pozisyonun, erkeklerle bir arada yan yana olması gerektiğini düşünüyorum. İş hayatında kadın olmaktan kaynaklı hiçbir zorluk yaşamadım. Çünkü bu durum biraz da sizinle ilgili.

MUHALLEBİCİ KÜLTÜRÜNÜ YARINLARA TAŞIYOR

Mazlumlar Muhallebicisi’nin Haller Gençlik Merkezi’nde, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampüsü ve Atatürk Bulvarı’nda olmak üzere toplam üç şubesi bulunuyor. İşletme, özellikle teknolojik yenilikleri yakından takip etmeye özen gösteriyor. Kurumsallaşmayı, müşteri memnuniyetini ön planda tutmayı ve  konuklarının tamamına doğal maddelerden üretilmiş kaliteli ürünler sunmayı yıllar önce ilke edinen işletme, bu anlayışını halen sürdürüyor. Eskişehir’e ayrı bir tat katan Mazlumlar Muhallebicisi, aslında geçmişten günümüze kadar uzanan “muhallebici kültürünü” koruyarak, bu kültürü genç nesillere sunmayı hedefliyor.

Haberle ilgili daha fazlası: