Türkiye’deki mobil iletişim sektörü, önümüzdeki ay yapılacak olan 4G ihalesine hazırlanırken, öte yandan 5G çalışmalarını da hızlandırdı. Türkiye’nin bu konudaki en tecrübeli isimlerinden Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) eski Başkanı Tayfun Acarer, 5G patentlerinin bitmek üzere olduğunu vurgulayarak mobil iletişim şirketlerini uyardı.
Geçtiğimiz ay görevinden ayrıldıktan sonra ilk kez basın mensuplarıyla bir araya gelen Acarer, 5G teknolojisini standartlarını Avrupa’daki ‘METIS’ adındaki bir çalışma grubunun belirlediğini ifade ederek, Türkiye’nin de bu grup içinde yerini alması gerektiği önerisinde bulundu. Acarer, “Üniversiteler, tedarikçiler, mobil iletişim operatörler ve otomobil üreticilerinin bile olduğu bu grup şu anda 5G’nin standartlarını belirlemeye çalışıyor. Bu standartlar belirlenirken de tedarikçi şirketler de bir taraftan bu standartlara göre ürünlerini geliştiriyor. En önemlisi de söz konusu 5G standartlarıyla ilgili patentleri alıyorlar. Bu yüzden de 5G’de patentler bitmek üzere. 5G üretmeye kalktığınızda patent sahibi şirketler, “biz aldık” diyecek. Ayrıca üzerine bir de ceza ödeme durumu olacak. Bizim bu gruba girmemiz gerekiyor” dedi.
Daha önce Türkiye’nin benzer hatalar yaptığının altını çizen Acarer, “Biz o standartlara uyumlu mobil iletişim ürünleri üretmemiz gerekecek. Türkiye, birinci nesil büyük bir hata yaptı ve farklı frekans kullandı. Sonuç olarak bin dolara alınacak cihaz 3 bin dolara satın almak zorunda kaldı. 3G’de ve 2G’de Japonya’da benzer hatayı yaptı. 5G’de aynı hatayı yapmamak lazım. 2020’de 5G standartlarına karar verilecek” diye konuştu.
‘’Hedeflere ulaşmak için genişbanta ihtiyaç var’’
2018 yılında genişbant abone sayısının dünya nüfusu kadar olacağını ileri süren Acarer, “Bu da genişbant ihtiyacını artırıyor. Türkiye’de bant genişliği toplamı 183 Mhz. Bu değer Almanya’da 715 Mhz, İngiltere ve İtalya’da 580 Mhz kullanılıyor. 26 ağustos tarihinde verilecek frekansla birlikte Türkiye’de toplam frekans kullanımı 574 Mhz seviyesine ulaşacak ve Avrupa ortalamasını geçecek. Bu çok önemli bir şey. Aksi takdirde teknoloji ne kadar iyi olursa olsun Ferrari ile köy yolunda geziyor gibi oluruz” dedi. Hız ve bant genişliğinin birbirine bağlı şeyler olduğunu kaydeden Acarer, şunları söyledi: “Ne kadar bant genişliği varsa hız o kadar artıyor. Bunun için de yeni standartlar ve teknolojiler gelişiyor. Taşıyıcı birleşmesi (Carrier aggregation) diye bir teknoloji var. Şu anda mobil iletişim bantları ayrı ayrı çalışıyor. Ancak yeni teknolojilerle tüm frekanslar birleştiriliyor ve çok daha fazla bant genişliği elde edilebiliyor. Bu sayede yeni cihazlar gelişecek, IP tabanlı hale gelecektir. Bant genişliği olmazsa hız da olmaz. Hedeflere ulaşmak için genişbanta ihtiyaç var.”