Cumhurbaşkanlığı seçimine kısa bir süre kaldı. Seçimlerde kazanmasına kesin gözüyle bakılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık koltuğunu kime bırakacak?
radika.com.tr yazarı Murat Yetkin konuyu köşesine taşıdı. İşte Yetkin'in yazısı:
Dereyi 10 Ağustos olarak görüp paçaları sıvayan AK Partililerin sorusu şimdiden Erdoğan sonrasında kimin başbakan olacağı...
Başbakan Tayyip Erdoğan 10 Ağustostaki ilk turda seçileceğinden emin görünüyor.
Rakipleri Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş bunun mümkün olmadığını, ilk turda yüzde 50 artı 1 oyu tutturamayacağını söylese de, anketlerin çoğu Erdoğan’ın kazanacağını söylüyor.
Erdoğan’da dereyi görmüş halde paçaları sıvamış kendisini 11 Ağustos'ta başlayacağını ilan ettiği “Yeni Türkiye”ye hazırlıyor. 10 Ağustos gecesi AK Parti Genel Merkezi balkonundan yapmaya hazırlandığı konuşma için metin yazarları, danışmanlar çalışmaya çoktan başlamış durumda.
HİSSE FİYATLARINDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Hal böyle olunca AK Parti kurmayları da artık bir formalite olarak görmeye başladıkları 10 Ağustos oylaması sonrası için kolları sıvamış görünüyorlar.
En önemli soru: Erdoğan Çankaya’ya çıkarsa, yeni Başbakan kim olacak?
Doğrudur, her yiğidin gönlünde bir aslan yatar. Gönül bu, ister, değil mi?
Ama bir de siyasetin kendi akışı var; Erdoğan gözünde yeni başbakanın belli kriterleri var.
Öncelikle yeni Başbakan da kendisi gibi AK Parti Genel başkanı olacak, yani bu isim milletvekili olmak zorunda. Dolayısıyla parti teşkilatındaki “ANAPlaşma endişesini” giderecek, parti tabanının sevip saydığı bir isim olma zorunluluğu var.
İkincisi, yeni başbakanın, cumhurbaşkanından yarım değil, bir adım geride durmayı baştan kabullenmesi gerek: Abdullah Gül senaryosunun düşmüş görünmesinin asıl nedeni bu.
Üçüncüsü, yeni başbakanın ülkeyi ve AK Parti’yi 2015 Haziranındaki Parlamento seçimlerine götüreceğini unutmamak lazım.
Bu bakışla en çok konuşulan dört ismi tahlil etmekte yarar var:
Bülent Arınç: AK Parti’nin kuruluşunda Erdoğan ve Gül ile birlikte üç ağır toptan biri olan Arınç, en kıdemli Başbakan Yardımcısı sıfatıyla da ilk akla gelen isim oluyor. Kırk küsur yılını davasına vermiş bir siyasetçidir; işin vefa boyutu da düşünülebilir. Öte yandan Erdoğan’ın davaya bağlılıktan çok kendisine bağlı bir isim arayışı olabileceği de akıldan çıkarılmamalı.
Ahmet Davutoğlu: Erdoğan’ın risk alan dış politikasının mimarı “Hoca”yı partililer de, damarlarında yeni-Osmanlı hevesi dolaşan gençler de hem bir ideolog, hem de bir hatip olarak seviyorlar. Erdoğan’ın son mitingini Konya’ya alması bir işaret sayılabilir. Öte yandan kendi siyasi bakışı olan Hoca’yı Erdoğan bir süre daha dış politikada tutmak ve o arada örgüt-parti deneyimi kazandığını görmek isteyebilir.
Binali Yıldırım: Eski Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, iş dünyasının Erdoğan yukarı çıkarsa yerinde görmek istediği kesim. Bunun sebebi, Yıldırım’ın iş dünyası ile Erdoğan arasında iyi bir köprü olacağına inanmaları. Ancak Erdoğan aynı nedenlerle Yıldırım’ı Köşk’e adeta Başkan Yardımcısı işlevinde Genel Sekreter ya da Baş Danışman olarak çekip, ondan fiili Başbakan olarak yararlanmak, icra ve seçim işlerini hükümetin başındaki Başbakan'a bırakmak isteyebilir.
Mehmet Ali Şahin: Yine kırk yıla yakındır ‘davanın’ içinde bir siyasetçi olan Şahin, Meclis Başkanlığı, Adalet Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı gibi önemli mevkilerde bulunduktan sonra bir süredir AK Parti’nin siyasi ve hukuk işleri başkan yardımcılığını yürütüyor; yani Erdoğan’dan sonra partinin iki numarası. Bir başka yönüyle, eğer ilk turda seçilirse, Erdoğan’ı Çankaya’ya taşıyacak stratejinin sorumlularından birisi. Bir süredir kameralar önüne geçmemeye özen gösteriyor ama o da Erdoğan seçilirse yerine Başbakan olabilecek güçlü bir aday.
Bütün bu senaryolar, Erdoğan’ın ilk turda seçilmesine olduğu kadar, böyle bir durumda Erdoğan’ın o rüzgârla Ekim, ya da Kasım’da erken seçime gitmeyi isteyip istemeyeceğine de bağlı. Ama aksi halde tablo bu…
Diyeceksiniz ki gül bahçesi bu kadar dikensiz mi?
Pek öyle görünmüyor, ama ona şimdilik yerimiz kalmadı, o da sonra.