Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2005 09:49
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, yabancıların bile yatırım için harekete geçtiği dönemde birilerinin kriz ve felaket senaryoları yazmasının çok ayıp olduğunu söyledi. Yalçıntaş, ‘Ancak, Merkez Bankası (MB) da düşük kur ve dar emisyon politikasını değiştirmeli’ dedi.
İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, Merkez Bankası (MB)’nın kurları ve emisyon hacmini yükseltmesini önerdi. Yalçıntaş, hükümetin, makro dengeleri oturtmak için sürdürdüğü çaba nedeniyle bazı fedakarlıklara katlanıldığını, bu çabada büyük mesafe alındığını belirterek, ‘Ancak, makro dengelerdeki olumlu gelişmeler henüz mikro bazda ekonomiye yeteri kadar yansımadı’ dedi. Hükümetin doğru uygulamalarını her zaman destekleyeceklerini söyleyen yalçıntaş şöyle konuştu:
‘Enflasyonu düşürme çabası, kurlar üzerinde düşme, emisyon hacminde de daralma etkisi yaptı. YTL değerlendi. Bu nedenle de ithalat arttı ve özellikle aramal üreten yerli sanayici zorlanıyor. Yüksek büyüme oranına rağmen ishihdam da umulduğu kadar artmıyor. Bu noktada Merkez Bankası’nın yaz aylarını değerlendirip, emisyonu biraz gevşetmesi iyi olur. Kurlarda rahatlar ve hem iç piyasa canlanır hem de ihracata olumlu etki sağlanır. Biz kurların biraz daha yukarı çekilmesini istiyoruz.’
TÜRKİYE BÜYÜK TANKER:
Türkiye’nin büyük bir krizden çıktığını ve doğru yöne oturmasının zaman aldığını anlatan Yalçıntaş bu konudaki görüşlerini de ‘Büyük tankerler rotadan şaşarsa manevra için geniş bir alana ihtiyaç duyar. Türkiye de ekonomisiyle aslında çok büyük bir tanker ve bu dönüşü zaman alıyor. Yoluna dönünce daha hızlı ilerleyecek’ diye anlattı.
KRİZ EDEBİYATI AYIP:
Bazı kişilerin ve çevrelerin ‘batıyoruz bitiyoruz, kriz çıkacak’ diye konuştuğunu belirten Yalçıntaş şöyle devam etti: ‘Evet ekonomi hala kırılgan olabilir. Ancak bir kriz ortamı da yok. Yabancı sermayenin bile yatırım yaptığı bir dönemde, ‘kriz var batacağız demeyi çok iyi niyetli bulmuyorum. Kriz lafını etmek çok ayıp.’
FORMULA YETİŞECEK:
Formula İstanbul Yatırım A.Ş.’nin (FİYAŞ) sermayesini 105 trilyon liraya çıkaracaklarını belirten Yalçıntaş, İTO’nun ve TOBB’un 40’ar trilyon lira koyduğunu, İstanbul İl Özel İdaresi’nin 10.5 trilyon lira koyacağını ifade ederek, ‘İstanbul Belediyesi daha cevap vermedi. onlara yüzde 15 teklif ettik. Kabul ederlerse hep beraber 105 trilyon lira olacak’ dedi. Proje bittiğinde 153 milyon dolara mal olacağını söyleyen Yalçıntaş, projenin zamanında yetişeceğini bildirdi.
BİZ GEZEN TİLKİYİZ:
İTO’nun yeni yönetimi olarak İstanbullu tüccarı dünya pazarlarıyla buluşturmak için daha çok çalışacaklarını da söyleyen Murat Yalçıntaş, bu amaçla Milletler Arası Ticaret Odası Genel Kurulu’na katılacaklarını, sonraki genel kurulun da İstanbul’da yapılmasını isteyeceklerini söyledi. Yalçıntaş ayrıca yıl sonuna doğru bütün Akdeniz Havzası’nın tekstilcileriyle İstanbul’da büyük bir zirve yapacaklarını anlattı. Yalçıntaş, ‘Bir Orta Anadolu deyişi vardır; ‘gezen tilki yatan aslandan evladır’ derler. Biz bu nedenle dış ilişkilere çok ağırlık vereceğiz’ diye konuştu.
Çağlar: İTO TOBB’dan zenginmiş, şimdi anladım
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) seçimlerinde yönetim kuruluna giren, görev dağılımında da TOBB saymanlığına seçilen İTO Başkan Yardımcısı İbrahim Çağlar, İTO’nun TOBB’dan zengin olduğunu gördüğünü söyledi. Göreve yeni gelmesine rağmen, devir teslimlerin tamamen bitmediğini vurgulayan Çağlar, ‘İTO olarak gücümüzün farkında değilmişiz’ dedi. Yalçıntaş, TOBB saymanı olarak Erol Taş’ı oynayacağını belirtmesi üzerine Yalçıntaş, ‘Bize de oynama’ diye espri yaptı. Yalçıntaş, İTO’nun TOBB’da başkanvekilliği alamamasının kendilerini üzmediğini, saymanın icra kurulunda yer almasından dolayı ‘paranın başkanvekili’ olduğunu söyledi.
Çin’in ihracatını yabancılar yapıyor
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, Çin’in rekabet etkilerinin uzun süredir tartışıldığını, bu konuda gözden kaçan önemli bir nokta bulunduğunu anlattı. Yalçıntaş şöyle konuştu:
‘Bugün Çin’in ucuz işgücü, hammadde gibi kendine göre artıları var. Ancak Çin’in kaliteli ve rekabet gücü yüksek üretim yapabilmesini sağlayan asıl etken bu ülkeye giren çok yüksek miktardaki yabancı sermayedir. Halen Çin ihracatında bu sermayenin payı yüzde 78’i buluyor. Türkiye’nin de artık üretim konusundaki alt yapısına yabancı sermayeyi çekebilmesi lazım. Bu konuda doğru adımları atarsak, Çin ile rekabet sıkıntısı çekmek yerine İrlanda gibi olabiliriz. Türkiye’nin klasmanı bir anda yükselir.’