Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, nitelikli üye profili ve geniş bir networkle bilgi toplayıp analiz ettiklerini, küresel eğilim ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, "Bu gelişmeler karşısında Türkiye'yi en iyi şekilde konumlandıracak proaktif yaklaşımları ortaya koyan yapımız, ülkemiz adına en güçlü kasımız." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın katılımıyla düzenlenen DEİK Afet Teknolojileri Raporu’nun tanıtımında AFAD Başkanı Okay Memiş, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK yönetim kurulu üyeleri ve davetliler yer aldı.
Tanıtım toplantısında konuşan Olpak, DEİK'i Türk özel sektörünün dış dünyaya açılan penceresi olarak ifade ettiklerini belirtti.
Kurulu, çalışmalarını 39 yıldır gönüllü üyelik esasıyla ve kamu kaynağı kullanmadan sürdüren bir yapı olarak tanımlayan Olpak, 3 Nisan 1985'te başlayan yolculuklarında, bugün 152 adet iş konseyiyle “Ticari Diplomasi” mottosuyla çalıştıklarını dile getirdi.
Olpak, nitelikli üye profili ve geniş bir networkle bilgi toplayıp, analiz edip küresel eğilim ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, "Bu gelişmeler karşısında Türkiye'yi en iyi şekilde konumlandıracak proaktif yaklaşımları ortaya koyan yapımız, ülkemiz adına en güçlü kasımız." dedi.
DEİK'in ana omurgasının ülkelerarası iş konseyleriyle çalışmak olduğunun altını çizen Olpak şunları kaydetti:
"İş konseyimiz neden böyle çalışmanın içerisinde oldu? Kısaca onu açıklamak istiyorum; DEİK'in ana omurgası ülkeler arası iş konseyleriyle çalışmak. Belli bir dönem öncesi kurulmuş sektörel bazlı 6 adet iş konseyimiz de var biz yapı olarak düşündüğümüzde sektörel bazlı iş konseylerimizin sayısını artırmak yerine, sektörel çalışan başka kurumlara destek vermeyi, kendi alanımızda gitmeyi prensip edindik. Ancak bir konuda istisnamız oldu, o da Dijital Teknolojiler İş Konseyimiz."
Nail Olpak, sektör paydaşlarından böyle bir konseyin kurulması gerektiği konusunda kendilerine yoğun bir talep geldiğini anlatarak, aynı yaklaşımla sektörel anlamda genişlemek istemediklerini ancak Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin bu talebi desteklemesiyle bu alanda çalışmaya başladıklarını ifade etti.
Dijital Teknolojiler İş Konseyi'nin kuruluş sürecine anlatan Olpak, "Dediler ki; siz DEİK olarak kamu ile özel sektör arasında güzel bir arayüz görevi yapıyorsunuz bundan dolayı da biz Dijital Dönüşüm Ofisi olarak destekliyoruz. iş konseyinin kuruluş süreci bu. Siber güvenlikten finteche, girişim sermayesinden sağlık teknolojilerine kadar 10 adet alt komiteyle birlikte çalışıyoruz. Ülkemizin bu sektörde faaliyet gösteren en önemli paydaşlarını burada görebiliyoruz."ifadelerini kullandı.
Olpak, dünyanın gündeminde yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümün bulunduğuna dikkati çekerek, dönüşüm yerine yeşil ekonomi ve dijital ekonomi tabirini kullanmayı tercih ettiğini hatırlattı.
Her iki başlığın da derinlemesine irdelendiğinde sadece dönüşümle ifade edilemeyecek kadar geniş alanlar bulunduğunu aktaran Olpak, "Yeşil tarafta yeni bir ekonomik dizaynından bahsediyoruz, dijital tarafta afetle ilgisini de gördüğümüz için sadece hayatımızı kolaylaştıran birtakım faaliyetlerden bahsetmiyoruz, hem sosyal hem de ticaret hayatımızı dikey ve yatay kesen teknolojilerden bahsediyoruz" açıklamasını yaptı.
Raporda dikkati çeken bir unsur olarak veri analizini işaret eden Olpak, bu süreçte çok daha fazla kullanacaklarını ifade etti.
RAPORDA 8 TEMEL ODAK BELİRLENDİ
Raporun sunumunu gerçekleştiren DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Erdem Erkul, sera gazı emisyonlarının artmaya devam ettiği bir senaryoda doğal afetlerin gün geçtikçe daha yaygın hale geleceğini belirterek, raporun, ekonomik anlamda güçlü olmayan ülkelerin afetlerde çok daha fazla risk altında olacağına ve çok daha fazla hasar göreceklerine işaret ettiğini söyledi.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin, yeni afetlere daha az hazır olacaklarını ifade eden Erkul, "Ondan dolayı biz, dijital ekonominin ekonomiye katkısıyla ve güçlü bir ekonomiyle güçlü bir devlet olmanın afetlere daha hazır hale getireceğini bu raporda görüyoruz." dedi.
Erkul, raporda bilinçlendirme ve uyarma, arama kurtarma ve hasar tespit, koordinasyon ve yönetişim, haberleşme, enerji tedariki, lojistik ve tedarik zinciri, sağlık ve rehabilitasyon, şehir planlama, altyapı ve barınma şeklinde 8 ana odak belirlendiğini anlatarak, bu odakların devam ettirildiği sürece afetteki riski minimize etme şansı olduğunu kaydetti.
Erkul, afet teknolojileriyle alakalı devlet kurumları, teknoloji şirketleri ve yeni kurulan startup şirketlerinin çok farklı çözümler üretebildiğini dile getirerek iş birliği yapılmasına dikkati çekti.