Bankacılıkta İş Bankası ve Finansbank, inşaatta Tekfen ve Gama, BT`de Turkcell ve HP... Bu şirketlerin ortak özellikleri çalışyanlarına sektör ortalamalarının çok üzerinde, kimi zaman yüzde 30-40`ları aşan düzeyde yüksek ücret ödemeleri. Bu konu, iş dünyası kulislerinde en çok konuşulan konuların başında geliyor. `Yüksek ücret` politikası izleyen bu şirketler, hem İK danışmanları tarafından hem de sektör yöneticileri tarafından adeta parmakla gösterilecek kadar net biçimde biliniyor.
İş yaşamında `iyi ücret` veren şirketler ile `çok yüksek ücret alan yöneticiler` hep çok konuşulan konular arasındadır. Dünyanın önde gelen yönetim gurularından Tom Peters, `İşinizi Yeniden Yaratın` adlı kitabında, bu konu hakkında ilginç saptamalarda bulunuyor. `Yüksek ücretin iş hayatında yetenek savaşını kazanmak için yeterli olmadığını düşünüyorum` diyor. Ona göre, yetenek savaşını kazanmak için olmazsa olmaz olan şey ise `fırsat`... Yani çalışanlara kendilerini göstermeleri, dünyaya bir çentik atabilmeleri için fırsat tanıyan şirketlerin bu savaşta öne çıkma şansı daha yüksek.
Ancak, Peters, `sadece yüksek ücret yeterli değil` dese de, çok düşük ücretler ödeyip sonra da `yüksek eleman sirkülasyonu`ndan şikayet eden patronları dinleyince çılgına döndüğünü de söylüyor.
Neden Yüksek ücret?
Kuşkusuz yüksek ücret politikası izleyen şirketler, sıkı rekabet ortamında bu uygulamadan sağlayabilecekleri faydanın hesabını iyi yapıyorlar. Yüksek ücret ödeyerek, iyi çalışanlarını rakiplere kaptırmamayı ve eleman yetiştirme maliyetlerinden tasarruf etmeyi hedefliyorlar.
Yahoo`nun kurucusu Jerry Yang, ücret politikalarının ardındaki mantığı, `Biz mühendislerimizi profesyonel atletler gibi değerlendiriyoruz. Yüksek performanslı insanlara kendi fonksiyonlarındaki ortalama birinden 10 kat fazla değer veriyoruz` diyerek açıklıyor.
McKinsey`in yetenek gurusu Ed Michael ise `En üst seviyede performans gösteren şirketler, performansı zirvede olan çalışanlarını kaybetmemek için, diğer şirketlere göre daha fazla ödemeye 2, hatta 4 kat daha hevesliler` değerlendirmesini yapıyor.
Şu veya bu sebepten, Türkiye`de de bazı şirketler sektör ortalamalarının çok üzerinde ücret stratejileriyle kendilerinden söz ettiriyor. Bu şirketler sektör ortalamasının yüzde 30-40 üzerinde ücret ödeyerek, yatırım yaptıkları insan kaynaklarını ellerinde tutmaya çalışıyor.
Kimler yüksek ücret ödüyor?
Yüksek ücret denince akla bir zamanlar bankacılık sektörü gelirdi. Ancak bu tablo 2001 yılındaki ekonomik krizden sonra değişti.
Örneğin, yüksek ücret politikasıyla efsane olmuş bir Demirbank kalmadı. HSBC`nin zaman içerisinde eski ekibin ücretlerini de piyasa ortalamasına çektiği söyleniyor.
İş Bankası`nda ücret düzeyi, sektördeki diğer bankalarla paralellik gösteriyor. Ancak, çalışanlar aynı zamanda bankanın ortağı olduğu için, her yıl nisan ayında dönem sonunda elde edilmiş kâra göre, o yıl belirlenecek katsayı ile çalışanların aylık ücretlerinin çarpımından elde edilen tutarlar, tüm çalışanlara `kârdan pay` olarak ödeniyor. Ayrıca yöneticilere `yöneticilik primi` dağıtılıyor. Bu da diğer bankalara göre İş Bankası`nda ücret ortalamasını yükseltiyor. Zam oranı ise toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ele alınıyor.
HP Türkiye`de çalışanların sadece yüzde 3`ü kendi isteğiyle şirketten ayrılıyor. İnsan Kaynakları Müdürü Adnan Erdoğmuş, bu oranın sektör ortalaması göz önüne alındığında çok düşük ve pozitif bir oran olduğuna değiniyor ve şöyle devam ediyor: ` Yüksek ücret her şeyden önce başarının ödüllendirilmesi olarak algılanıyor. Motivasyon artışı ve çalışan bağlılığına katkı sağlıyor. Şirketten kendi isteğiyle ayrılanların sayısını düşük tutuyor. Dolayısıyla, insan kaynaklarına yaptığınız yatırımlar ve uzmanlıklar, şirket bünyesinde korunuyor ve kuruma değer sağlamaya devam ediyor.
İŞTE ÇİZGİNİN ÜZERİNDEKİ ŞİRKETLER
BANKACILIK: Citibank, HSBC, Finansbank, İş Bankası, TEB
Yabancı bankaların özellikle genel müdürlük organizasyonlarındaki pozisyonlar için ödedikleri ücretler, sektör ortalamasının üzerinde. İş Bankası ise orta ve alt kademede en iyi ücret ödeyen banka olarak biliniyor.
BEYAZ EŞYA VE ELEKTRONİK: Arçelik, Bosch, GE, Siemens
Bu sektörde de yüksek ücret ödeyen şirketler arasında ilk sırayı uluslararası şirketler alıyor. Sektörün güçlü yerli oyuncusu Arçelik de pazardaki ağırlığını artırmak için nitelikli işgücünü tercih ediyor.
BİLİŞİM: Turkcell, Microsoft, IBM, HP Uluslararası bilişim şirketleri, yurtdışındaki uygulamaları da göz önünde bulundurarak ücret belirliyor. Bu nedenle bu şirketlerde ücretler daha yüksek. Turkcell ise sektördeki iddiasını güçlendirmek için `iyi` ücretler ödüyor.
GIDA: Nestle, Kraft, Ülker, Unilever, Frito Lay
Gıdada yüksek ücret veren şirketler, çalışan bağlılığını ve bu sayede istikrarı sağlamayı hedefliyor. Büyük eğitim ve know-how yatırımı yaptıkları çalışanlarının rakip tekliflerine açık olmalarını istemiyorlar. Bu nedenle ücretleri yüksek tutuyorlar.
İLAÇ: Pfizer, GlaxoSmithKlein, Novartis, Roche
Nitelikli insan gücüne duyulan ihtiyaç ve sektör özelinde çok sıkı bir rekabet yaşaması şirketleri yüksek ücret ödemeye yöneltiyor. Sektörün öncüleri ve agresif büyüme hedefleri olan şirketler, bu nedenle ücretleri yüksek tutmak zorunda kalıyor.
İNŞAAT: Enka, Tekfen, Gama
Ücret ortalaması çok yüksek bir sektör değil. Küçük çaplı ve kurumsal olmayan şirketler ağırlıkta. Ancak büyük projeleri gerçekleştiren kurumsal şirketler sektör ortalamasının yüzde 20-30 üzerinde ücret ödüyorlar. Çimento sektöründe ise Set Group ve Lafarge, ücret politikalarıyla rakiplerinin önüne çıkıyor.
KİŞİSEL BAKIM VE TEMİZLİK: Unilever, Procter&Gamble
Unilever ve P&G, sadece sektörlerinde ve Türkiye`de değil, faaliyet gösterdikleri diğer ülkelerde de ortalamanın üzerinde ücret ödüyor. Rekabetin yoğunluğu, bu iki şirketin ücretlerini sektörün yüzde 30-40 üzerinde tutmasına neden oluyor.
MOBİLYA: İkea, Tepe Group
İkea, uluslararası organizasyonuyla uyumlu ücret politikası izlerken, Tepe, güçlü bir grup olmasının avantajlarını çalışanlarına yansıtıyor.
OTOMOTİV: Mercedes, Renault, Peugeot
Yoğun rekabet, iddiası olan şirketlerin ortalama yüzde 30`a kadar daha fazla ücret ödeyerek nitelikli işgücü istihdam etmesine neden oluyor. Firmaların yabancı olması da yüksek ücretlerde etkili.
PERAKENDE: Tezco, Carrefour, Shaya Group:
Kimi pozisyonlarda ücretler sektör ortalamasının yüzde 40 bile üstüne çıkabiliyor. Yabancı şirketler burada da yüksek ücret veriyor. Sektördeki liderlik iddası da ücretlerde önemli rol oynuyor.
PETROL DAĞITIMI: BP, Shell
Uluslararası organizasyonla uyumlu ücretler ödüyorlar. Özellikle üst düzey yönetici ücretleri Batı ülkeleriyle denk olabiliyor.
TEKSTİL: Levi`s, Hugo Boss, Adidas, Gap
Sektörde çok küçük çaplı şirketlerin bulunması ücret ortalamasını değiştiriyor. Ancak dünyaca ünlü markalar için üretim yapan şirketler ve bu markaların Türkiye temsilcilikleri sektörün ortalama yüzde 20 üzerinde ücret verebiliyor.
TÜTÜN: Philip Morris, JTI
Kârlılığı çok yüksek olan bir sektör. Sağlık konusundaki sakıncaları nedeniyle tüm dünyada tüketicilerin baskısı altında olan sigara şirketleri, çalışan cephesinde sorun yaşamak istemiyor. Çalşan memnuniyetine önem veriliyor ve ücretler her seviyede yüksek tutuluyor.
Fadime Çoban / Capital Dergisi