Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte piyasalardaki ekonomik belirsizlikler, yıllık bazda tarım emtialarının performansını olumsuz etkiledi. Küresel büyüme endişeleri, teminat açığı kaynaklı satışlar, doların diğer para birimlerine karşı değer kazanması ve arz-talep dengesi, tarım emtia fiyatlarını bu yıl etkileyen önde gelen faktörler arasında yer alıyor.
AA muhabirinin derlediği verilere göre, yılın 4 ayında yüzde şeker 22,7, kahve yüzde 18, mısır yüzde 17,5, pamuk yüzde 17, soya fasülyesi yüzde 10,5, buğday yüzde 6,2, kakao yüzde 5 değer kaybetti.
Yıl içerisinde petrol fiyatlarında yaşanan düşüşle beraber artan üretim endişeleri, şeker fiyatlarında değer kaybına neden oldu.Şeker kamışının etanol üretimi içim kullanılan ham maddelerden bir tanesi olmasından dolayı petrol fiyatlarındaki dalgalanma şeker fiyatlarını da etkiledi.
Kovid-19 etkisinin en net hissedildiği emtialardan bir tanesi de kahve oldu. Çünkü Çin'in, kahve piyasasında önemli bir rolü bulunuyor. Virüsün
ortaya çıkması, kahve talebine yönelik endişeleri de beraberinde getirdi. Virüs nedeniyle ülkenin en büyük kahve zincirleri mağazalarını kapatmak zorunda kaldı. Uluslararası kahve zincirleri de birçok mağazasını kapatmak zorunda kaldı. Tüketimde önemli bir düşüş oldu. Bunun da kahve fiyatları üzerinde agresif etkileri oldu.
BRENT PETROL FİYATLARINDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Dünyanın en büyük kahve üreticisi Brezilya'daki hava koşulları da kahve fiyatlarını etkiledi. Brezilya'da etkili olan yağışlarla kahve ağaçlarının çiçeklenmesi arttı bu da üretimde artış beklentisine neden oldu. Üretimdeki artış beklentisi ise fiyatlar üzerindeki satış baskısı oluşturdu.
Mısır fiyatları da nisan ayında 3,5 yılın en düşük seviyesini gördü. Batı Teksas tipi ham petrolün (WTI) mayıs vadeli kontratının eksi 37,6 dolar seviyesine kadar gerilemesi, mısır fiyatlarını olumsuz etkileyen önemli faktörler arasında yer aldı. Mısırın biyodizel ve etanol üretiminde kullanılması sebebiyle petrol fiyatlarında yaşanan düşüşler mısırda da talep endişelerine neden oluyor.
Çin dünyanın en fazla pamuk tüketen ülkeleri arasında yer alıyor. Salgının başlamasıyla birlikte ekonomik büyüme ve talebe yönelik endişeler pamuk fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu.
SOYA FASÜLYESİ TÜKETİMİNDEKİ ARTIŞ SINIRLI
Soya fasulyesinde arz yüksek kalmaya devam etti. ABD ve Brezilya önde gelen soya fasülyesi ihrac eden ülkeler arasında yer alıyor. Bu ülkelerdeki üretim artışı, piyasalar üzerinde arzı artırırken, tüketim tarafındaki artış ise sınırlı kalıyor. Bu noktada arz-talep dengesi arz yönünde hareket ediyor. Bu da fiyatlar üzerinde baskı oluşturuyor.
Çin'de ortaya çıkan ekonomik büyüme ve talebe yönelik endişeler buğday fiyatlarını da olumsuz etkiledi. Buğday üretim tahminlerindeki artış beklentisi de fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu.
Uluslararası Hububat Komisyonu'nun (IGC) yeni tahmin raporunda dünya buğday üretim tahminleri, önceki yıla göre 5 milyon artarak 768 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Kakao fiyatları da Kovid-19'dan kaynaklı endişelerin talep üzerinde baskı oluşturmasıyla yıl başından bu yana kötü bir performans sergiledi.
Konuya ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen, "Bu dönemde tarım emtialarını etkileyen dört temel değişken olduğunu söyleyebiliriz: küresel büyüme endişeleri, petrol fiyatları, dolar kurunun diğer para birimlerine karşı değer kazanması ve arz-talep dengesi." dedi.
Kovid-19'un ortaya çıkmasıyla beraber ekonomilerin neredeyse durma noktasına geldiğini belirten Ergezen, bunun da büyüme endişelerini beraberinde getirdiğini, sonucunda ise tarım emtialarına olan talebin azalacağı beklentisinin oluştuğunu ifade etti.
Ergezen, "Aslında talebin artacağı veya azalacağından bağımsız, neredeyse tüm emtialardaki ilk tepki sert düşüş olarak ortaya çıktı. Çünkü böyle bir risk hiç kimse tarafından fiyatlanmıyordu. Dünya, böyle bir riske karşı hazırlıksız yakalandı. Bu nedenle piyasalarda panik satışları ve sonrasında ortaya çıkan teminat açığı satışlarını gördük." diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO') gıda fiyat endeksinin nisan ayında önceki aya göre yüzde 5,7 azalarak 165,5 seviyesinde gerçekleştiğini aktaran Ergezen, böylece üst üste üçüncü ayda da düşüş yaşanmış olduğunu vurguladı. Geçen ayın son sekiz yılın en büyük aylık düşüşünün yaşandığını ifade eden Ergezen, buna rağmen düşüş halen devam ettiğini kaydetti.
Ergezen, "Doğal olarak gıda fiyatlarındaki düşüş, tarım emtialarını da olumsuz etkiliyor. Bu da tarım emtia fiyatlarındaki düşüşün nedenini açıklıyor. Gıda fiyatlarındaki sert düşüşün temel sebebi olarak ise Korona virüsü Kovid-19 kaynaklı büyüme endişeleri, petrol fiyatlarındaki düşüş ve doların değer kazanması gösterilebilir." değerlendirmesinde bulundu.
DOLAR YÜKSELİYOR, EMTİALAR DEĞER KAYBEDİYOR
Küresel piyasalarda artan risk algısının doların değer kazanması ve varlık fiyatlarında düşüş olarak yansıdığını belirten Ergezen, bu dönemde doların değer kazandığını, bundan sonra da doların değer kazanacağı ve dolayısıyla talebin azalacağı endişeleri olduğunu ifade etti.
Ergezen, dolarının değer kazanmasının emtia fiyatlarını olumsuz etkilediğini aktardı.
Büyüme endişelerinin tarım emtialarındaki düşüşün en büyük nedeni olduğunu söyleyen Ergezen, "Özellikle kahve ve kakao gibi ürünlerde bunun etkilerini net olarak izledik. Büyüme endişeleri ilk başta tüm emtia fiyatlarını olumsuz etkilerken, ekonomilerin durma noktasına gelmesiyle beraber bazı emtialarda bu baskı daha fazla hissedilmeye başladı. Kahve ve çikolata tüketiminin azalacağı beklentisi, talep endişelerini de beraberinde getirdi.
Büyüme rakamları açıklandıkça, bu endişelerin yerinde olduğu görülüyor. Bir çok kahve zinciri kapılarını kapadı. Çikolata talebi düşüyor ve dolayısıyla kakao talebi azaldı." ifadelerini kullandı.
Ergezen, mısır üretiminin yüzde 70'inin yem ve endüstriyel ürünlerde kullanıldığını, şekerin ise etanol üretiminde kullanıldığını kaydetti. Bunun için ekonomik büyüme endişelerinin bu emtialar üzerinde baskı oluşturduğunu vurgulayan Ergezen, ayrıca petrol fiyatlarının da düşük olmasının mısır ve şeker fiyatları üzerindeki baskının artmasına yol açtığını dile getirdi.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün etanol fiyatlarını da düşürdüğü için mısır fiyatları üzerinde olumsuz etkisi olduğunu aktaran Ergezen, şu ifadeleri kullandı:
"ABD'de bir çok etanol üretim tesisleri üretimi durdurmuş durumda. Bu da mısır ve şeker talebini ciddi oranda düşürmesi bekleniyor. Bunun üstüne Korona virüsü nedeniyle büyüme endişeleri ve hayatın durma noktası gelmesi eklenince fiyatlardaki satış baskısı hızlanmıştı. Son olarak ise petrol fiyatlarındaki düşüş, mısır ve şeker fiyatlarının son on yılın en düşük seviyelerine gerilemesine yol açtı."
Ergezen, üretim tahminlerinin de tarım emtiaları üzerinde baskının artmasına yol açtığını dile getirdi.
Yeni açıklanan üretim tahminlerinde stokların arttığının görüldüğünü vurgulayan Ergezen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle pamuk piyasasında pamuk stoklarında ciddi artış var. Çin'de ortaya çıkan virüs, tekstil üretimini ve dolayısıyla pamuk talebini ciddi oranda düşürdü. Bunun sonucunda ise küresel pamuk stoklarında artış yaşanıyor. Aynı zamanda pamuk ihracat rakamları da düşüyor. ABD'de haftalık pamuk ihracatı, haftalık bazda yüzde 5 azalarak 253,7 bin balya seviyesinde gerçekleşti. Türkiye, yine ilk üç ülke arasında yer aldı. Son altı haftadır Türkiye tarafından güçlü alımlar görüyoruz. Bir süreden beri Türkiye'nin Çin'de oluşan üretim kayıplarının yerini alabilir mi sorusunun da cevabı olabilir. Türkiye'de halen talebin olduğu anlaşılıyor. Bu da olumlu bir işaret olarak öne çıkıyor."
Ergezen, şunları kaydetti:
"Virüs ile ekonomiler neredeyse durma noktasına geldi. Ticaret ciddi anlamda zayıfladı. Zaten ticaretin durma noktasına geldiği noktada, ülkeler kendi piyasalarını koruma yoluna gidiyor. Bazı ülkeler tahıl ürünleri ihracatını sınırlandırdı veya durdurdu. Bu noktada halen ithalata ve ihracata devam eden ülkeler, yeni dünya düzeninde öne çıkacaktır. Ayrıca tarım ürünlerinin önemi çok daha fazla olacak. Fakat asıl önemi artacak olan ülkeler, geçiş yolları üzerinde olan ve tedarik sağlayanlar ülkelerdir. Türkiye gibi ülkeler, hem kendi içindeki üretimleri hem de gıda ihracatları ile öne çıkabilirler. Çünkü Türkiye, tarım üreticisi ülkeler ile tüketici ülkelerin arasında yer alıyor. Sıklıkla söylenen jeopolitik önemi, yöne bu noktada ortaya çıkıyor. Yeni dünya düzeni, Türkiye için fırsat olabilir."