`Bu faizle rekabet olmaz`

1dk okuma

Yüksek reel faiz nedeniyle tasarruflar dolara aktı. İki ayda dolar TL karşısında yüzde 23 değer kaybetti. Türkiye yabancılar için pahalı bir ülke haline geldi. İhracatçı zarar etmeye başladı

Son günlerde hükümet üyeleriyle Merkez Bankası arasında yaşanan faiz-döviz tartışmasının ardında Türkiye`nin uluslararası arenada rekabet gücünü kaybetmesi yatıyor. Türk Lirası`nın döviz karşısında aşırı değer kazanması başta ihracatçılar ve turizm sektörü olmak üzere bir çok kesimi yurtdışı piyasalarda zorluyor. Çünkü Irak Savaşı`nın sona ermesiyle başlayan dolardan kaçış, TL`nin son 2.5 ayda yüzde 23 değer kazanmasına neden oldu. Bir başka deyişle dolar yüzde 23 geriledi. Dövizdeki hızlı değer kaybı, aslında kurumlar ve vatandaşın tasarruflarını döviz mevduatlarından, yüksek faiz veren Hazine Bonosu`na geçirmesinden kaynaklandı. Son iki ayda, bankalardaki döviz mevduatları 4.3 katrilyon azalırken, vatandaşların ellerindeki Hazine bonosu miktarı 3.2 katrilyon arttı. Halen Hazine bonosunda yüzde 25`e varan reel faiz, TL`nin giderek daha da cazip hale gelmesine neden oldu.

Sistemdeki dövizler bozulup TL`ye geçerken, Hazine bonosundaki cazip faiz, sistem dışındaki dövizin de TL`ye gitmesine neden oldu. Halk arasında `yastık altı para` olarak bilenen tasarrufların sisteme girmesinin de dövizdeki düşüşte etkisi olduğu bir gerçek. Uzmanlar, tasarrufların sanayiye, üretime gitmesinin önüne geçen bu gelişmenin uzun vadede Türk ekonomisinde kalıcı yaralar açabileceğini belirtiyorlar.

Doların Türk Lirası karşısında hızla değer yitirmesinin ülke ekonomisi açısından en büyük zararı, cari işlemler dengesi olarak bilinen ve bir ülkenin döviz harcamaları ile döviz gelirlerini gösteren bilançoda dengenin bozulması olarak ortaya çıkıyor. 2002 yılının ilk üç ayında, henüz Irak Savaşı sürerken ve dolardaki düşüş bu seviyelere gelmediği döneme ait cari işlemler açığı 2.3 milyar doları buldu. Rakamın yükselmesinde, ekonominin kıpırdanmasıyla ithalatın artış göstermesinin etkisi büyüktü. Cari açığın bu seviyede artması yılsonu cari açık hedefinin 3.5 milyar dolardan 6.1 milyar dolara revize edilmesine neden oldu.

İHRACATA DARBE
Türk Lirası`nın aşırı değer kazanması aslında en büyük darbeyi ihracatçıya vuruyor. Türkiye`de ürettiği bir malı yurtdışına satarak ülkeye döviz kazandıran ihracatçının kurun düşmesiyle elde ettiği kazanç da düşüyor. Burada ihracatcının en büyük şansı belki de uluslararası piyasalarda Euro`nun dolar karşısında değer kazanmasıydı. Bu Türk ihraçatçısının dolardan edeceği kaybı engelliyordu.

En son açıklanan TÜFE`ye bağlı reel kur endeksine göre Türk Lirası halen yüzde 28 oranında değerli gözüküyor. Uzmanlar geçmiş yıllara bakıldığında Türkiye`de yüzde 15-16 değerli TL ortalaması ile işlerin yürüdüğünü, bu ortalamanın üzerine çıkılmasının ihracatçıların da sabrını taşırdığını belirtiyor.

18 yıl sonra eksi enflasyon geldi
Mayıs ayında, toptan eşya fiyatları (TEFE) yüzde 0.6 gerilerken, tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 1.6 oranında arttı. TEFE`de görülen yüzde 0.6`lık düşüşün, 0.7`si devletteki fiyat gerilemesinden, 0.1`i de özel sektördeki fiyat artışından kaynaklandı. Türkiye eksi enflasyonu en son 1985 yılının Haziran ayında yüzde eksi 0.1 oranını görmüştü.

DİE`den yapılan açıklamaya göre, Mayıs ayında yıllık enflasyon ise toptan eşyada yüzde 33.7, tüketici fiyatlarında yüzde 30.7 olarak belirlendi. Beş aylık enflasyon oranı toptan eşyada yüzde 13.7, tüketici fiyatlarında ise yüzde 12.2 oldu. Geçen yıl Mayıs ayında, toptan eşya fiyatlarındaki artış yüzde 0.4, tüketici fiyatlarındaki artış ise yüzde 0.6 olmuştu.

Mayıs ayı itibariyle 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon da toptan eşyada yüzde 36.7, tüketici fiyatlarında yüzde 32.7 olarak hesaplandı.

Çekirdek enflasyon olarak adlandırılan özel sektör imalat sanayinde fiyat artışı ise Mayıs ayında yüzde 0.3 düzeyinde gerçekleşti. 2002 yılı Mayıs ayı itibarıyla enflasyon, TEFE`de yüzde 49.3, tüketici fiyatlarında yüzde 46.2 olmuştu.

BORSA SERDENGEÇTİ`Yİ KONUŞTU

İstifa söylentisi piyasayı sarstı
Siyaset ve iş dünyasının faiz indirimi baskısı altında olan Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti`nin istifa ettiğine yönelik asılsız söylentiler piyasayı karıştırdı. Dün sabah seansına iyi başlayan borsarda endeks dalga dalga yayılan dedikoduyla sert düşüşlere sahne oldu. Serdengeçti`nin bir yandan istifası diğer yandan görevden alınacağı söylentileri faiz piyasalarını da etkiledi. Borsada söylentileri fırsat bilenlerin satışa geçmesiyle ikinci seansta 10 bin 250 puana kadar gerileyen endeks Devlet Bakanı Ali Babacan`ın açıklamasıyla toparlandı. Babacan`ın Merkez Bankası Başkanı`nın istifa edeceğine yönelik hiç bir bilgi bana gelmedi sözleri etkisini gösterdi ve endeks günü yüzde 2`lik kayıpla 11 bin 346 puandan kapattı. Satış baskısı azalırken, dolara kayış azaldı. Döviz piyasalarında Hazine ihalesinin de etkisiyle dolar 1 milyon 445 bin liraya yükseldikten sonra yeniden 1 milyon 440 bin liranın altına indi.

BABACAN AÇIKLAMA YAPTI

`Böyle bir şey yok Merkez başarılı`
Devlet Bakanı Ali Babacan, önemli bir dış şok yaşanmasına rağmen enflasyon hedefinin değiştirilmemesini Merkez Bankası`nın başarısına bağladı.

Babacan, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti`nin istifa edeceğine yönelik iddialar üzerine de, Başkan`la ilgili bana gelen bir şey yok dedi ve şöyle devam etti

Merkez Bankamız para istikrarını hedefleyen, önceliği enflasyon olan bir politika izliyor. Temel önceliği fiyat istikrarı olması kanunla da belirlenmiş durumda. Son iki senedir Merkez Bankamız`ın enflasyonla mücadelede gösterdiği başarı ortadadır. Geçen sene yüzde 35 olarak hedeflenen TÜFE artışı sadece yüzde 29.7`de kalmıştır. Irak Savaşı gibi çok önemli bir şok yaşamamıza rağmen enflasyon hedefinin yakalanabilir görülmesi yine Merkez Bankamız`ın başarısıdır.
Haberle ilgili daha fazlası: