Mehmet Çoban Yazarın Tüm Yazıları

Kısa vadede biraz rahatlarız belki… Peki sonrası…

2dk okuma

Tekrar merhabalar diyerek klasik başlangıcımızı yapalım isterseniz… Çok uzun süre yöneticiliğini yaptığım bigpara.hurriyet.com.tr sitesine tekrar bir şekilde katkı sağlamanın garip bir gururunu yaşıyorum. Kolay değil. neredeyse 9 sene… Zaman geçiyor bir şekilde iyi ya da kötü… Ama bigpara’da geçirdiğim bu 9 senenin oldukça büyük bir bölümü güzel anılarla dolu. Şanslıyım galiba…

Haberin Devamı

Bundan sonra dönem dönem yazılarımla bigpara.hurriyet.com.tr sitesinde olacağım. Gerektiğinde soru ve önerilerinizi dinleyeceğim. Elimden geldiği kadarına cevap verme gayreti içinde olacağım. Umarım geçmişte olduğu gibi yine güzel anılarla dolu bir sürecin başlangıcını vermiş oluruz… Kısmet…

Bu kısa ve özlü girişten sonra gelelim ana konumuz olan piyasalara…  Çok enteresan bir dönemden geçiyoruz değil mi? Yaşadığımız olaylar, gördüklerimiz her zaman rastlayabileceğimiz durumlar değil. Bunun doğal sonucu olarak da ekonomi ve piyasalar kanadında da her daim rastlayamayacağımız olaylara tanık ediyoruz. Yazımızın sonunda söyleyeceğimizi başta söyleyelim isterseniz. Piyasa şimdiki şartlarda da kendi dengesini mutlaka bulacaktır. Bunun süresi içinde bulunan durumun enteresanlığından olsa gerek biraz fazla olacak… Ama bir şekilde denge bulunacak… Er ya da geç…

Dolar orta ve uzun vadeli yükseliş trendinde

Haberin Devamı

Dolarla başlayalım mı? Uzun süredir döviz piyasasındaki hareketliliğin diğer piyasaların üzerine bu denli çıktığına şahit olmamıştık. Normal… Dolar / TL paritesinin 2016 senesinin başından itibaren gördüğü en yüksek seviye baz alındığında yüzde 19’lara varan yükselişi var nitekim. Ve bunun önemli bir kısmının ise son 1 aylık süreçte gerçekleştiriyor. Peki bundan sonra… Çok uzatmadan geçelim rakamlara… İlk önce şunu belirteyim: Dolar / TL hala orta ve uzun vadeli bir yükseliş trendinde. Şu anki görünüm itibariyle de kabaca 2.70 TL seviyesinin altına inmedikçe bu yükseliş trendi devam edecek gibi görünüyor. Ama kısa vadede durum biraz farklı. Kısa vade için görüntü bir miktar daha TL’nin değer kazanımı yönünde olduğu söylenebilir.

Peki BIST…

Grafiğe dikkat… Aslında BIST 100 endeksi 20 Nisan 2016 tarihinden beri orta vadeli olarak görülen bir düşüş trendi içerisinde. 19 Ekim’de yaklaşık 9 iş günü süren bir dönemde bu trendi kırmaya çalışsa da bunda başarılı olamadı. Şimdi ise yine 25 Ekim’de başlayan çok kısa vadeli bir düşüş trendinin üzerinde hareket ediyor. Ancak hala gerekli ivmeyi bulamadı yukarı yönlü. Bunun için özellikle 76bin 200 puan seviyesi hacimli bir şekilde kırılmalı. Ancak asıl önemli direnç noktası 77 bin 251 puan seviyesinde bulunuyor.

Sonuç olarak; yılbaşından beri fiyatlanan FED faiz artırım beklentisinin artık sonuna gelinmesi, OPEC toplantısından en azından petrol fiyatlarının lehine bir sonucun çıkma beklentisi, hükümet kanadından önlemler alınacağına dair açıklamalar çok kısa vade için dolar / TL kurunda 3,35’li seviyelerin, BIST 100 endeksinde de 77 binlerin bir miktar üzerinin görülme olasılığını artırıyor. Aksi durumda yani dolar / TL kurunun 3,40 seviyesi üzerinde kendine taban oluşumu yapması durumunda ise 3,40 – 3,60 bandının açılacağı unutulmamalı. Borsa için ize 72 binere doğru ilk aşamada bir geri çeklime anlamına geliyor bu.

Haberin Devamı

Ancak dikkat! Bu söylemlerimizin hepsi çık kısa vade için. Orta ve uzun vade penceresinden baktığımızda durum biraz farklı. Başkanlık sistemi ve Anayasa tartışmaları, Suriye ve AB meselesi… Bütün bunlar piyasalar üzerinde baskı yaratacak unsurların ana başlıkları… Bunların altında alt başlıklar da olacak. Bu sebeple 2017 senesinin dikkat algılarının biraz daha fazla açılması gereken bir sene olduğunu söylemek bence yararlı olur. Bence ama…

Haberin Devamı

Hayata dair küçük bir not; gerçekten çok sevdiğim bir insan bana aşağıdaki hikayeyi anlattı. Hatta bir dönem hayat felsefesi haline getirmiş bu hikayeyi. Hikaye gerçekten güzel. Bunu hayat tarzı haline getirmekse… İşte o apayrı bir durum bence…

Haberin Devamı

Hikaye şöyle: Bir adam sabaha karşı okyanus kenarında dolaşırken kumsalda dans eder gibi hareket eden birisini görür. Biraz daha adama yaklaştığında onun sahile vuran denizyıldızlarını tekrar okyanusa attığını fark eder. Adama yaklaşır ve “Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?” der. Karşısındaki adam ona “Onları suya atmazsam ölecekler” cevabını verir. Adam biraz daha ileri giderek “Kilometrelerce sahil, binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?” der… Denizyıldızını tekrar okyanusa atan adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alıp okyanusa geri atar ve “Onun için fark etti ama...” şeklinde cevap verir… Buradaki ince detay aslında denizyıldızlarını okyanusa geri atan adamın evrende bir gözlemci olmayı ve olup biteni gözlemeyi değil, evrende bir oyuncu olmayı ve fark yaratmayı seçmesi… İlginç değil mi? Bence öyle… Oyuncu olmalı ara sıra…

Bol kazançlar…