13.01.2009 tarihli “Sorunu doğru teşhis edip ilacı doğru dozda vermek” başlıklı yazımda ekonominin durgunluğa doğru sürüklendiğini ve iç talebi destekleyici tedbirlerin alınması gerektiğini aksi halde üretim ve vergi gelirlerinde hızlı daralmanın yakında bir gerçek olarak karşımıza çıkacağını belirtmiştim.
O günden bugüne açıklanan verilere baktığımızda durumun gittikçe daha ciddi boyutlara doğru gittiği görülmekte ve tahminimizi doğrulayan sonuçlar alınmaktadır.
Sanayi üretim verisi Kasım 2008 ayında kötü gelmişti. Aralık 2008 verileri de maalesef kötü geldi. İmalat sanayinin yüzde 19,90 daralması sorunun derinleşmeye başladığını açıkça gösteriyor. Bunun yanında Ocak 2008’de 80,3 olan kapasite kullanım oranı Ocak 2009’da 63,8’e yüzde 16,5 düşerek firmaların artık finansal yükü kaldıramayacakları seviyeye geldiklerini belgelemektedir. İki ayda yüzde 35 civarında daralan üretim ile yüzde 63,8’lere düşen kapasite oranları firmaların nakit dengelerini bozmaktadır. Hele bir de yatırım harcaması yapmış ve harcamayı kredi ile karşılamışsa…
Yapılan istatistiklerle tüketicilerin satın alma gücünün Aralık 2008’e göre Ocak 2009 ayında yüzde 3,36 azalarak 62,72’ye düştüğü belirlenmiştir. Bir yandan fakirleşirken bir yandan da giderleri karşılayamayacak bir sanayi yapısına doğru hızla gidiyoruz.
Bu arada kurların yukarı baskı yapması döviz bazlı maliyetleri de yukarı doğru ittiği için maliyet enflasyonu ortaya çıkma riski artmış bulunuyor. Emtia fiyatları dolar bazında USD/TL kur artışından daha fazla düşmediği takdirde bu etkiyi önümüzdeki dönemde görebiliriz.
Kısacası kur kaynaklı maliyet enflasyonu ve durgunluğu birlikte yasama ihtimali her gecen gün artmaktadır.
Şunu unutmamakta fayda var. İhracata dayalı büyüme modeli izleyen ülkeler global resesyonu en fazla hisseden ülkeler olacaklar ve Türkiye de bu modeli uyguluyor. Japonya’nın verileri buna en güzel örneği oluşturuyor. Sanayimizin kura bağımlılığını azaltmadan Dış talepteki daralmayı iç talep veya yeni bir dış pazar talep artısıyla kapatmadan ekonomik iyileşmeden bahsedemeyiz.
Hikmet BAYDAR
Ekonomist - Danışman