Hikmet Baydar Yazarın Tüm Yazıları

Gevşememekte fayda var

1dk okuma

Bu açıklama açıkçası bizi tedirgin etti. Gevşememekte fayda var...

Avrupa Merkez Bankası dün beklediğimiz gibi faizleri değiştirmedi. Zaten iyice dibe dayanmış faizleri eğer düşürseydi Japonya’nın düştüğü tuzağa düşerek bir silahından olacaktı. 0.25 zaten sembolik bir oran aslında ekonomiye bir etkisi de yok. Aslında verilen mesajlar orandan daha önemliydi. Deflasyon riski görülmediği Avrupa bölgesinin bir çok yerinde ürün fiyatlarında düşüş görülmesi gerektiğini açıkladılar. Durgunluğu aşmak için başka destekleyici enstrüman düşünmeleri ise önemliydi. Bu gaz Avro’ya bir süre yeter... Bu arada Roubini’nin faiz indirim beklentisi de boşa çıktı...

Hikmet BAYDAR
www.3-goz.com

IMF gelişmekte olan ülkelerin kargaşalara karşı koyma konusunda daha iyi durumda olduklarını açıklaması ise TL gibi değer kaybeden paraları destekledi. Bu şekeri uzatırken de aynı zamanda AB’nin gerektiği takdirde Yunanistan’a borç rahatlaması sağlama konusunda anlaştığını da açıklayıverdi. Kısacası sümen altı edilen Yunanistan sorunu devam ediyor ve iflas ortaya çıkmasın diye de uzun vadeli ve düşük faizli fonlama da devam edecek. Bu arada önemli bir konuyu da kurcalayarak ABD borç tavanının artırılması gerektiğinin altını çizdi.
Görünen o ki.. ABD güven bunalımı yaratabilir, borç tavanı sorunu gündemin başına çıkabilir. AB ise sorunlarını gizlemeye çalışırken deflasyonla mücadele için yeni araçlar kullanabilir.

Açıklanan verilere göre Aralık 2013 ayında ABD ticaret açığı beklentilerden fazla gelerek 38.7 milyar USD olarak gerçekleşmiş. İhracat düşerken ithalat yükselmiş. İşsizlik başvuruları beklentilerden düşük açıklanırken revize veride ise çaktırılmadan yukarı çekildi. ABD’de işten çıkarmalar yıllık bazda  %11.6 arttı. Bir önceki veri %5.9 azalmaydı.

Batıda durum böyle...

Bize gelince; Ortalığın toz duman olduğu dönemde, yurt dışında yerleşiklerin repo portföyü 604 milyon USD, Bono Tahvil portföyü 662 milyon USD ve hisse senedi portföyü ise 465 milyon USD azalmış. O zaman bu fırtına neydi? Umarız 2 günde ekonomiyi çökme noktasına getiren ve vadeli piyasada bir çok yatırımcıya ciddi zararlar ettiren bu manpülatif hareket yut dışında yapıldığı gibi soruşturuluyordur. Bu konuyla ilgili Credit Suisse’nin açıklaması dikkat çekicidir.Regülatörlerin döviz piyasası işlemleri ile ilgili gelen soruları yanıtladıklarını, önemli sorun görülmediğini açıkladı. Biz birçok ünlü yabancı bankanın döviz piyasası ekibini işten çıkarmaya başladığını görüyoruz..Umarız paralel inceleme Türkiye’de de yapılıyordur...

Gelelim teknik verilere;

Dün 1.3534 seviyelerinden güne başlayan €/$ paritesi 1.3484 seviyesine kadar gevşedikten sonra Draghi’nin açıklamalarıyla beraber hızla 1.3619 seviyesine kadar yükselmiştir. Kapanışı 1.3601 seviyesinden yapan parite bu sabah 1.3586 seviyesinden güne başlamıştır. Yatay seyirde hareket eden paritede orta vade aşağı sinyalleri son bulabilmesi için 1.3700 seviyesine kadar yükselmesi gerekmektedir. Bu arada 1.3530 seviyeleri destek konumuna gelmeye başlamıştır. Bu paritede şimdilik ne aşağı ne de yukarı yönlü bir trendden bahsedemiyoruz.

Avro/TL paritesi dün 3.0322 seviyesinden güne başlamış ve 3.0336 seviyesinden gelen satışlarla 2.9983 seviyesine kadar geriledikten sonra 3.0092 seviyesinden günü tamamlamıştır. Bu sabah güne 3.0081 seviyesinden başlayan parite €/$ paritesindeki sert yükselişi hiç tınlamamış bile. Normalde çapraz parite etkisiyle yükselmesi gerekiyordu. Demek ki TL değer kazanmış... Orta vade aşağı sinyalleri devam etmekle beraber 2.9700 seviyelerindeki güçlü desteğine çok yaklaştığını ve bu seviyeden alım gelebileceğini de hatırlatalım.

USD/TL paritesi dün 2.2379 seviyesinden güne başladıktan sonra gelen satışlarla 2.2036 seviyesine kadar gevşedi. Bu sabah da 2.2135 seviyelerinden işlem görmektedir. Dün €/$ paritesindeki doların sert değer kaybetmesi burada aynı oranda etkili olamamış. 2.1840 seviyesinde önemli desteği olan paritede aşağı sinyalleri devam etmektedir. Ancak TCMB faiz artırım kararının açıklandığı gece düştüğü 2.1643 seviyesine inmekte bu kadar zorlanması düşündürücüdür. Desteğe yaklaştıkça satışların güç kaybettiği görüntüsü vermektedir.

Templeton Emerging Markets Group Başkanı Mark Mobius gelişmekte olan ülke paralarındaki sert düşüş kaydetmesinin ardından hala en kötünün geride kalmadığını açıkladı. Bu açıklama açıkçası bizi tedirgin etti. Gevşememekte fayda var.

Diğer mağdur paralara da baktığımızda bu değer kazanma hareketinin sadece Türk Lirasına mahsus olmadığını görüyoruz. Örneğin Rus Ruble’si  USD karşısında 35.50 seviyesinden 34.56 seviyesine kadar değer kazanmış durumda.  Hindistan Rupee’si de 63,45 seviyelerinden 62,30 seviyelerine kadar gevşedi.

Kısacası global bir hareket devam ediyor. Mağdur paralar bir miktar değer kazanmışlar. Yine birlikte hareket etmeleri dikkat çekicidir. Olay pek bitmişe benzemiyor.

Önerimiz; €/$ paritesinde 1.3530 seviyelerine alım girerek destek seviyesinden pozisyon alarak dalgalanmaları değerlendirmek teknik açıdan mantıklı görünüyor.

Not: Bir okurumuz bize email atmış ve oldukça dikkat çekici uzun bir soru listesi eklemiş. Sizin de ilginizi çekebilir diye burada cevaplamayı uygun bulduk. Doğan P… okurumuza da bu kadar detaylı soruları için çok teşekkür ediyoruz.

Şimdi cevaplayalım

1) TCMB faiz artırırken Faiz tercihi nedeniyle Türk Lirasını terk eden yatırımcı kitlesini hedef alıyor olabilir. Ancak bu geçici bir durum olup şartlar olgunlaştığında tekrar faizleri düşürebilir. Faizlerin yükselişi mevduata aynı oranda yansıdığı takdirde döviz mevduatların TL mevduata geçmesi söz konusu olabilir. Genelde kemikleşmiş bu tutarın çok da TL’ye geçmesinin TCMB tarafından hedeflendiğini düşünmüyoruz. Amaç faiz farklılıkları nedeniyle dövize giden yatırımcıya kısa vadede alternatif yaratmaktır ve geçicidir.

2) Faiz kararı ithalat ve ihracatı hemen etkilemediği gibi hem ithalatçı hem de ihracatçı ödeme şekline göre zarar da edebiliyor. Buradaki hedef stabilite yani istikrardır. Döviz ihtiyacı böyle oynaklıklara yol açmaz... Çünkü zaten bilinmektedir. Olsa olsa TL’nin zayıfladığı bir trendi oluşturabilir.

3) Özel sektör borçlarının 100 milyar dolardan fazla olması doğrudur. Hatta uzun vade pozisyon açığı bu kadardır. Ancak ödeme konusu doğrudan döviz alarak değil dış ticaretten gelen dövizlerle yapılabileceğinden tamamı döviz ihtiyacı gibi düşünülmemelidir.

4) Faiz artırımının sıcak parayı ne kadar etkileyeceğini maalesef biz de bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey global bir manipülasyonun gerçekleştiği bundan TL’nin de yara aldığıdır. TCMB bu kararıyla Brezilya’dan sonra en yüksek faizi veren konumuna gelerek beklentilerin de üzerinde hareket ederek tansiyonu düşürmeyi başarmış görünüyor.

5) Dış borçlanmayı TC Hazinesi gerçekleştiriyor. Bu yıl için borçlanma problemi ortadan kalktığı için bu sayfalardan teşekkür etmiştik. Piyasalar karışmadan önce işini bitirmiş durumda. Türkiye’nin borçlanma kredibilitesi ile kur dalgalanmalarının alakası yok. Dalgalanma sadece kar amaçlı bir işlem. Derin olmayan piyasalar ufacık bir fona bile böyle teslim olabiliyor. Bunu yapmaya cüret edilememesi için regülatörlerin yaptırımından korkulması da gerekiyor.

Saygılarımızla,