2014 yılına dair ilk sinyalleri almaya başladık...
2014 yılına dair ilk sinyalleri almaya başladık. S&P’den Kraemer gelecek yıl özellikle EMEA bölgesinde ülke not indirimlerinin artışlardan daha fazla olabileceğini söyledi. Türkiye bu grupta olduğundan bu sorundan etkilenmemesi mümkün değil. Sürpriz olurda notu yükselirse başka...
Moody’s’den Zandi gelecek birkaç ayda istihdam büyümesinin FED’in tahvil alımını azaltması için yeşil sinyal olabileceğini açıkladı. Yani genelde konuşulan Mart 2014 ayı ile örtüşmüş oluyor.
ABD’nin Ekim ayı ticaret açığı beklenenin üzerine çıkarak 40.6 milyar USD olarak gerçekleşti. Asıl komedi bir önceki dış ticaret açığı verisinin 41.8 milyar USD’ından 43 Milyar USD’na revize edilmesi. Böylece daha önce doğrudan bu veri açıklansaydı değer kaybedecek olan USD’nın daha fazla değer kaybetmesi engellenmiş oldu. Bu arada Kasım ayı özel sektör istihdamı beklentilerden daha fazla arttı.
AB bölgesinde genel olarak PMI verileri iyi gelmiş ancak perakende satış verileri kötü gelmiştir. Piyasa yine de bu verileri olumlu yorumlamıştır. Kurlarda Avro’nın fazla değer kaybetmediğini gözlemledik.
Bu arada dil kanserine yakalandığı için ameliyat olmak zorunda kalan Japon Ekonomi Bakanı Amari’nin istifa etmesi, istifası kabul edilmediği için görevini hasta yatağında da sürdüreceğini açıklaması karşısında şapka çıkardığımızı belirtmeden geçmek istemiyoruz. Bu onurlu davranışı için kendisini alkışlıyor ve acil şifalar diliyoruz.
Türkiye’de finansal kesim dışındaki firmaların kısa vadeli net döviz pozisyonunu Eylül ayında –17.7 milyar dolardan -14.7 milyar dolara, Toplam döviz pozisyonu ise -165,8 milyar dolardan -164,4 milyar dolara gevşemiş.
Düşüş yüksek kurdan olduğu için reel sektör kur zararı yazdı. Bu arada bu açığın döviz alınarak ödenmesini kimse beklemesin. KKDF uygulaması nedeniyle peşin almaya zorlanan reel sektör bu nedenle döviz kredisi kullanmak zorunda kalıyor ve yapılan ihracat bedeli geldikten sonra da kredisini kapatabiliyor. Yani bu açığın önemli bir kısmı TL verilerek döviz almak suretiyle kapatılmayacak. İhracat hacmiyle alakalı bir durumdur.
€/$ paritesinin grafiğine baktığımızda; Dün 1.3591 seviyesinden güne başladıktan sonra 1.3529-1.3605 bandında hareket etmiş ve günü 1.3594 seviyesinden kapamıştır. Bu sabah 1.3593 seviyelerinden güne başlayan parite aynı seviyelerde işlem görmektedir. Orta vade yukarı sinyalleri eşliğinde önemli bir direnç seviyesinde bulunan paritede kararsız hareketlerin gerçekleşmekte olduğunu gözlemliyoruz. Yön belli olmadığından ters durumda kalma riski bulunuyor. Prensip olarak direnç seviyesinde alım önermiyoruz.
Avro dün 2.7780 TL seviyesinde güne başladıktan sonra 2.7707-2.7913 TL bandında hareket etmiş ve günü 2.7854 TL seviyesinde tamamlamıştır. Bu sabah düne göre hafif yukarda bulunan parite 2.7955 TL seviyesini görmüştür. Hala orta vade yukarı sinyalleri gelmekle birlikte kısa sürede aşırı yükseldi sinyalleri vermek üzeredir. Teknik olarak 2.8280 TL seviyesine çıkmak için önünde herhangi bir engel kalmadı.
USD dün, TL karşısında güne 2.0444 seviyesinden güne başlamış ve 2.0403-2.0546 TL bandında işlem görmüştür. Kapanışı 2.0485 seviyesinden yapan paritede Bu sabah 2.0516 seviyesinden işlem geçmektedir. Orta vade yukarı sinyalleri devam eden paritede 2.0595 TL direncinin kırılması durumunda 2.0780 seviyesine kadar önünde engel kalmayacak. Bugün 2.0546 seviyesinin üzerini göremezse yarın gevşeme potansiyeli artacaktır. Yatay seyirde dalgalanan paritede Yön çok net belli değildir.
Önerimiz; Kısa vadede aşırı yükseldi sinyalleri veren EUR/AUD paritesinde 1.5080 seviyesinin üzerinde kademeli satış yaparak gevşeme potansiyelini değerlendirmek teknik açıdan mantıklı görünüyor.