Güncelleme Tarihi:
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı'nın bu haftaki köşe yazısı...
GAYRİMENKUL, döviz gibi altın da geleneksel yatırım araçlarının başında geliyor. Son yıllarda yatırımcısını üzse de birçok yatırımcının aklının bir yerinde hep altın vardır. Elinde altın olmazsa da en azından göz ucuyla takip edilir. Fakat yatırımcısını henüz güldürebilmiş değil. Dış piyasalarda ons bazında halen 2011 yılı zirvesi olan 1.900 doların altında işlem görüyor. Ağustos/2020 ve Mart/2022 tarihlerinde 2.000 doların üzerini denemesine rağmen bu seviyelerde tutunamamıştı. Mart/2020 ayında başlayan salgın hastalığın ekonomiye etkilerini azaltmak için merkez bankalarının piyasalara boca ettiği likidite, varlık fiyatlarını ve haliyle altın fiyatını da zirvelere taşımıştı. Ancak düşük faiz ve bol likiditenin yarattığı enflasyon ile mücadele için sonraki aşamada ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere öncü merkez bankaları parasal sıkılaşmaya gittiler.
Fed faiz artırımıyla birlikte piyasadan likidite çekmeye başladı.
TÜFE VERİLERİ İYİ GELDİ
Fed bilançosundaki büyüme dururken yüksek faiz ve sıkı para politikaları altın fiyatı üzerinde baskı oluşturdu. Bu süreçte altın gerileyerek birkaç defa 1.614-1.617 seviyelerini test etti. Ancak son günlerde altının ons fiyatında bir yükseliş ve toparlanma söz konusu. Bunu destekleyen bazı gelişmeler de olmadı değil. ABD enflasyonunda uygulanan sıkı para politikası ilk sonuçlarını verdi ve ABD TÜFE verisi temmuz ayında yüzde 9.1 seviyesini gördükten sonra kasımda yüzde 7.7 seviyesine geriledi. Benzer görünüm bu denli bir düşüş görülmese de Almanya ve Euro enflasyon verileri için de geçerli denebilir. Hafif düşüş ve en azından yükseliş durması kayda değer bir gelişme. Enflasyon tarafındaki bu gelişmelere bağlı olarak Fed’in önümüzdeki toplantılarda daha yavaş faiz artırım olasılığı belirmeye başladı. Zaten Fed Başkanı Powell bunu açıkça söyledi ve Aralık toplantısında faiz artırımında “yavaşlama başlayabilir” dedi.
TEPKİ ÇIKIŞI GELDİ
Bu durum altın fiyatına tepki çıkışı olarak yansırken 1.800 dolar seviyeleri görüldü. Sonraki aşamada ABD tarım dışı istihdamı başta olmak üzere 3. çeyrek büyüme (GSYH) ve PMI verileri beklentilerin üzerinde gelmeye başladı. Verilerdeki iyileşme Avrupa ekonomilerinde de gözlendi. Euro Bölgesi 3. çeyrekte yüzde 2.3 büyüme kaydetti. Hal böyle olunca ABD ve Avrupa Merkez Bankaları’nın faiz arttırımında elinin rahatladığı, bu ayki toplantılarda tekrar 75 baz puanlık artırım olabileceği yönünde değerlendirmeler geldi. Daha önce 50 baz puanlık artırım olasılığı ağırlıklıydı. Faiz arttırımında agresifleşme beklentileri ise küresel ekonomi için resesyon olasılığını güçlendirdi. Bunun ABD 10 yıllık bono faiz oranlarına yansıması ise geri çekilme ve yüzde 3.50 seviyesinin altına salınım şeklinde oldu. ABD doları zayıfladı. ABD dolarının Euro ve Japon yeni başta olmak üzere altı para birimine karşı değişimini gösteren Dolar Endeksi 105 seviyesine geriledi. Bu durum altının ons fiyatına yükseliş olarak yansıdı.
PUTİN’İN NÜKLEER ÇIKIŞINA DİKKAT
MERKEZ bankaları para politikalarındaki belirsizlik biraz da “güvenli liman” ihtiyacının hatırlanmasına neden oldu. Bir de bunun üzerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den, nükleer savaş riskinin arttığı uyarısı geldi. Putin, “Nükleer savaş riski artıyor. Bunu neden inkâr edelim” dedi. Bu açıklamalar henüz fiyatlamalara girmiş değil. Bu yönde bir gelişme dileriz olmaz, ancak olursa altın için daha farklı değerlendirmeler yapmak gerekebilir. Altın fiyatıyla ilgili temel parametreler olarak; Faiz, enflasyon, merkez bankaları para politikaları, ABD dolarının değeri, merkez bankalarının fiziki alım satımları ve jeopolitik gelişmeleri saymak mümkün. Bu dönem daha çok enflasyon, ABD tahvil faizleri ve ABD dolarındaki değişimler fiyatlamaya esas teşkil ediyor. Altında toparlanma eğilimi sürmekle birlikte henüz güç kazandığını söylemek için erken. İç piyasalardaki gram/TL fiyatı ise daha çok dolar/TL kurunun etkisinde kalmıştı. Ancak son günlerde gerek dolar/TL kurundaki hafif yükseliş, gerekse dış piyasalardaki ons/dolar fiyat artışları altının gram/TL fiyatını yukarı çekmeye başladı.
1.810 SEVİYESİ ÖNEMLİ
ONS/Dolara bakıldığında düşüş trendinin kırılmasıyla başlayan yükseliş sürüyor. Çıkışın devamı için 1.810 seviyesinin geçilmesi önemli olacak. Bu durumda 1.845 ve 1.880-1.900 seviyeleri gündeme gelebilir. Geri çekilmelerde ise 1.765 ve 1.728 muhtemel destek ve tutunma noktaları. Satış denemelerine rağmen çıkış hareketi güç kazanmaya başlamış görülüyor.
GRAM ALTINDA YATAY HAREKET TAMAMLANIYOR
GRAM/ TL’de tepki yükselişiyle birlikte bir süredir etkili olan yatay hareket tamamlanıyor. İlk destekler 1.050-1.035 olarak görülüyor. Bu seviyelerin üzerinde çıkışın devamı beklenebilir. Aksi takdirde sonraki destek noktaları 1.000 ve 960 seviyelerinde. Yukarı yönlü hareketin devamında ise 1.085-1.090 ve 1.100 direnç noktaları. Çıkışın ivme kazanması için 1.100’ün geçilmesi gerekecek. Bu durumda 1.120-1.130 ve 1.200 sonraki direnç seviyeleri olarak görülüyor. Direnç seviyelerinde satış denemeleri görülse de çıkış hareketi korunuyor.
BU VİDEO İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR