Şimdi paramızı ne yapacağız?
Piyasaları sarmalayan kasvetli hava büyük fırsatlar yaratabilir. Tabi cesaretiniz ve sabrınız varsa...
Piyasaları sarmalayan kasvetli hava büyük fırsatlar <ımg hspace="10" src="http://i.bigpara.com/i/55big/349borsayabanci.jpg" align="right" vspace="5">yaratabilir. Tabi cesaretiniz ve sabrınız varsa...ımg>
Fortune`dan Derleyen; Tolga KAMİLOĞLU
ABD ekonomisi gün geçtikçe karanlıklara boğuluyor. Yatırımcılar hergün yeni bir olumsuz haberle sarsılırken, piyasalar alt üst oluyor. Dow endeksi sadece tek bir seansta yüzlerce puan düşebiliyor. Petrolün fiyatı varil başına 100 dolar civarında balonlar oluştururken, dolar adeta parçalara bölünüyor. Resesyon ihtimali tüm global yatırımcıları panik atak yaptı.
Böyle bir ortamda felaket haberlerinin etkisine girip de kendinizi kıyamet gününe yaklaşmış kurbanlar olarak görmeyin. Her zaman bir çıkış yolu vardır. ABD bu tip süreçleri belli aralıklarla sürekli yaşıyor. Örneğin 1987 Ekimini hatırlayın veya 90’daki S&L krizini. Ardından 97, 98 ve en son 2000’lerde yaşanan sıkıntılar... Aslında borsa hisseleri uzun vadede büyük geri dönüşümler sağlayabilir. Çünkü hisselerin performanslarındaki zigzaglar şaşırtıcı bir şekilde yatırımcıları hayrete düşürebiliyor. ‘Yatırımcılar borsalar için vazgeçilemez unsurlardır çünkü onların olmadığı bir borsa hiçbir şekilde geri dönüşüm sağlamaz’ diyor Buckingham Asset Management danışmanı Larry Swedroe.
Yatırımcılar cesaretlerini ucuz hisseleri satın alarak tedbirli bir biçimde sıcak tutmak zorunda. Yoksa, hisse alımı yaparken bir önceki sene varolan değerlerden biraz daha pahalı diye almamalıdır. Borsa şu anda 80’lerin başında olduğu gibi satıcının cenneti konumunda değil. 80’lerde her borsa hissesi ‘beni al’ diye bağırıken bugün böyle bir durumdan söz etmek oldukça zor. Fakat yıllardan beri ilk defa çetin pazarlıklar görebiliyoruz. Özellikle de resesyondan güçlü bir şekilde etkilenen ve fiyatların çok dik bir şekilde düştüğü sektörlerin kağıtlarında.
Resesyon olacaksa eğer yılın ilk yarısında olabilir...
Wall Street yetkilileri piyasalar için en büyük tehlikenin resesyon olduğunu söylüyor. Fakat resesyonun neden olacağı darbe kısmen abartılı çünkü Washington ekonomiyi rahatlatmak için çok çaba sarfediyor. Gayrisafi milli hasıla üçüncü çeyrekteki yüzde 4.9’luk yükselişinin ardından dördüncü çeyrekte yüzde 6 değerinde artış gösterdi. İhracat patladı. Yıllık yüzde 13’lük artışa dayandı. Güçsüz dolar bazen işe yarıyor. İşsizlik oranları da şaşırtıcı bir şekilde sessiz ve derinden gidiyor. MKM Partners’dan Michael Darda: ‘Son iki resesyon sürecinde yaşanan yüzde 25 seviyesindeki işsizlik oranı, son kaos da aynı şekilde bir gidişat izlemiyor. Aslında bu da resesyon sinyallerinin güçlü olmadığına bir kanıt olarak gösterilebilir.’ diyor.
Ekonomiyi yavaşlatan dengeler sektörlerin tamamını sallıyor. Bu faktörler talep dengesinde de sürükleyici bir etki yaratıyor. Eğer resesyon olacaksa, bu yılın ilk yarısında olabilir.
FED kısa aralıklarla belli oranlarda faiz indirimine gitti. FED’in faiz indiriminin etkileri tüketiciye ve piyasalara yansıması genellikle altı ve dokuz aylık bir süreçte ortaya çıkıyor. Zaten FED önümüzdeki zamanda yapılacak yeni faiz indirimleri için söz verdi. FED faiz oranları yıl sonunda tahminen yüzde 2 veya 2.5 oranında seyredecek. Böylesine bir agresif ortamda yılın ikinci yarısında oranların yüzde 3’lere çekilmesi gerekir. Resesyon olmaması için faiz oranlarının yüzde 3’lerde dengelenmesi grerekir ki güvenilir bir ortam olsun. Yoksa kritik zamanlar yaşanabilir.