Markalaşmada her vatandaş bir büyükelçi
İngiltere, Hırvatistan, Slovenya gibi ülkelerin stratejik danışmanlığı yapan dünyanın önde gelen marka uzmanlarından Simon Anholt, `Türk insanı Türkiye`yi dünyaya tanıtacak. Her vatandaşı elçi haline getirmezseniz, Türkiye marka olamaz` dedi. Dün başlayan Marka 2004 Konferansı`nda konuşan Anholt, ülke markasının ekonomik kalkınmayı direkt etkilediğini belirterek, `Bir ülke 6 nokta ile kendi markasını yaratabilir. Ülke turizmi, ihracat malları, dış politikaları, yatırımı çekme gücü, kültürü ve insanları arasında uyumu doğru kurabilmeli ki markası oluşsun, imajı yerleşsin. Bu uyumu kurmak devletin sorumluluğundadır. Bu işi Başbakan ve Cumhurbaşkanı üstlenmeli` diye konuştu.
Türkiye`nin turizmde verdiği mesajın çok başarılı olduğunu ama diğer parçalarla çeliştiğini belirten Anholt, `İhraç edilen markalar da ülke için çok önemli, zamanla özellikle genç jenerasyon için ülke imajı marka adlarıyla anılabiliyor. Yabancı yatırım Türkiye için çok hayati. İrlanda, yatırımı çekmek için 30 yıl çalıştı, bunu hükümetler üstü bir hedef olarak belirlemeli. Kültür de sinema müzik yayıncılık alanlarıyla ülkenin tanıtımında etkili olur. Aynı şekilde ülke ürünü insanlar da 5 dakikada bir yabancının ülke ile ilgil fikirlerini değiştirebilirler` dedi.
AB TÜRKİYE MARKASI İLE DAHA DA GÜÇLENECEK
Anholt, konuşması sonrasında düzenlenen ve gazeteci Mehmet Ali Birand`ın moderatörlüğünü yaptığı panelde de Avrupa Birliği`nin Batılı, sanayileşmiş, Hristiyan bir imajı olduğunu açıklayarak, `Zaten AB de Türkiye`yi alsak markamızla çelişir miyiz diye düşünüyor. Bence Türkiye markası ile AB güçlenecek. Türkiye`yi kolaylıkla pazarlayabilirsiniz, zaten özkaynakları olan bir ülkesiniz. Bugün oluşturduğunuz imaj sizin suçunuz çünkü siz nasıl davrandıysanız o şekilde oluştu. Devlet tutarlıysa marka olur. Devletler sadece yabancı yatırımcıya vergi muuafiyeti yaratıyor, avantajlar sağlıyor ama kendi vatandaşına vermiyor. Bu yanlış, ülkeyi büyütecek olan ithalatçılar değil ihracatçılardır. Devlet olarak tüm eksikleri anlıyorsunuz ama hiçbir şey yapmıyorsunuz. Özel sektör devlete ortaklığı öğretmeli` dedi.
2004`ün markası: Turkcell
Marka Konferansı tarafından her yıl geleneksel olarak verilen Marka Ödülü`nün bu yıl Turkcell kazandı. Turkcell Genel Müdürü Muzaffer Akpınar, `Yaşamızı değiştiren marka` temalı marka ödülünü, dün düzenlenen törenle Yürekli Eğitim ve Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Yürekli Şengör`den aldı. Akpınar, ödül için teşekkürlerini sunarak, `Turkcell için misyon ve vizyon önemli. Vizyonumuz içinde bir iletişimci ve mobilci olarak birey ve kurumların yaşamlarını zenginleştirmek, kolaylaştırmak çok önemli. Öte yandan liderlik konusunu da önemsiyoruz. Kurumumuzun her çalışanına liderlik özelliği kazandırmaya çalışıyoruz. Sonuca etki eden insanların yaşamını kolaylaştırmak ve zenginleştirmek istediğimiz için, bu ödülü almak bizim açımızdan çok önem taşıyor` dedi. Ayşegül Yürekli de, Marka Ödülü`nün, kurulduğu günden bugüne marka bilinciyle hareket ederek, güçlü bir marka olma mücadelesinde başarıya ulaşarak yaşantımızı değiştirmesi nedeniyle Turkcell`e layık görüldüğünü ifade etti.