Kurtul: Sorunlu bankaları artık doğrudan tasfiye edin
Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, sorunlu bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu`na devredilmesini doğru bulmadıklarını açıkladı.
Kurtul, ‘‘Nasıl olsa tasarruf sahipleri için sigorta var. Fon`a alınan bankalar yeni yükler getiriyor. Artık doğrudan tasfiye düşünülmeli’’ dedi.
Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, sorunlu bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu`na (TMSF) devredilmesini doğru bulmadığını belirterek, ‘‘Sorunlu bankalar direkt tasfiye edilmeli. Çünkü Fon`a devredilen bankanın tüm taahhütleri garanti altına alınarak yurtiçi, yurtdışı ve hazine için büyük yük, faiz dengeleri için ise negatif bir ortam oluşuyor’’ dedi.
Kurtul, 50 milyar liraya kadar olan mevduat güvencesinin önümüzdeki yıl Avrupa standartlarına ineceğini hatırlatarak, dolayısıyla küçük mevduatların güvence altında olmasıyla, bankaların direkt tasfiye edilmesi gerektiğini savundu.
Kurtul, Euromoney Dergisi tarafından Türkiye`de yılın en iyi bankası seçilen Akbank`ın ödülünü almak için Londra`ya giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yaşanan sıkıntıların ve krizin aşılacağı konusunda iyimser olan Kurtul, ‘‘Bu böyle devam etmez. Şu an bir güven bunalımı yaşanıyor. Güvenin sağlanmasıyla kriz aşılacaktır’’ dedi.
FARKLI KUR SİSTEMİ
Kurtul, dalgalı kur sisteminde güvenle ilgili sorun çıktığı zaman bunun kura yansımasının ise fazla olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: ‘‘Merkez Bankası`nın müdahale ettiği veya kontrol ettiği diğer bir sistemde de, bankanın rezervlerini eritmek zorunda kalıyor. Bu sistemin negatif yanı da bu... Tabiki daha farklı bir sistemde olabilir, ama ilk öncelik politik istikrarı sağlamak ve programı kararlılıkla uygulamak. Yani bu olmadan şu andaki doğru yanlış tartışmasını doğru görmüyorum. Piyasalar politik istikrarda bir tür belirsizlik hissettiği için bu tür bir volarite, bir kriz yaşıyoruz. Piyasalara, hepimize, hükümetin bu güveni vermesi lazım. Politik istikrarın sağlandığını ve hükümetin programı kararlıklıkla uyguladığını görüp buna inandığımız zaman çok önemli bir adım atmış oluruz.’’
Kurtul, kısa vadeli olarak bakıldığında IMF`nin tutumunun çok önemli olduğunu belirterek, ‘‘IMF hükümetle ve hazine ile çok yakın çalışıyor. Dolayısıyla ilk adım IMF`nin bize güvenmesi ve desteklemesi. Kredinin ilk diliminin serbest bırakılması IMF ve Dünya Bankası`nın piyasalara gösterdiği bir işarettir. Nasıl ki IMF`nin toplantıyı ertelemesi çok negatif bir işaretse tekrar bu işin rayına oturması da çok pozitif bir işarettir’’ dedi.
TEK YOL TASFİYE
Fon`a devredilen bankalarla ilgili çözüm yolunun ise tasfiye olduğunu belirten Kurtul sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘BBDK bankalara sermaye yeterlilik oranlarını yükseltmeleri için uyarılarda bulundu. Bazı bankalar görülüyor ki bu talebi yerine getiremediler. Ancak, problemli bankaların Mevduat Sigorta Fonu`na devredilmesi doğru değil. Burada problemli bankanın direkt tasfiye yoluna gidilmesi lazım. Çünkü, bu şekilde Fon`a devredildikçe bankanın tüm taahütleri garanti altına alınıyor. Yurtiçi, yurtdışı ve Hazine için ayrı bir yük oluştururken, piyasadaki faiz dengeleri için negatif bir durum oluyor. Dolayısıyla doğru olan sorunlu bankanın direkt tasfiye edilmesi. Zaten 50 milyar liraya kadar mevdat güvencesi var. Önümüzdeki yıl bu Avrupa standartlarına iniyor. Küçük mevduat güvence altında olduğu sürece artık sorunlu bankanın direkt tasfiye edilmesi lazım. Bu şekilde banka tasfiyeleri dünyanın her yerinde oluyor.’’
FONDAKİLERİN SATIŞI YAVAŞ
Kurtul, Fon`daki bankaların satışının oldukça yavaş gittiğini ve şu ana kadar çok az işlem yapıldığına dikkat çekerek, ‘‘Bir Bankekspress söylendi diğerleri için bir açıklama yapılmadı. Dolayısıyla bu bankalara bakarsak çok fazla satış kabiliyeti olmayan bankalar. Bu bankalar büyük bir ihtimalle birleştirilip diğer bankalarla yani bir tasfiye sürecine gidilecektir’’ dedi.
Bankacılık sektöründe bir güvensizlik oluştuğu kanaatinde olmadığını da belirten Kurtul, ‘‘Bilakis büyük bankalara olan güven pekişti. Bu da çok sağlıklı bir hareket. Dikkat ederseniz el konan bankalar çok küçük bankalar. Mali yapıları zayıf olduğu bilinen bankalar. Dolayısıyla dünyanın her yerinde bir takım bankalarının mali yapılarının zora girdiği görülüyor. Ancak bu güveninin azalması anlamına gelmemeli’’ diye konuştu.
5 yıl sonra piyasada 4-5 tane büyük banka olacağını tahmin ettiklerini kaydeden Kurtul, 4-5 bankanın da büyük bir piyasa payı alacağını ve piyasa hakimiyeti sağlayacağını düşündüklerini belirtti. Kurtul, 30-40 banka veya finans kuruluşunun da uzmanlaşmış kurumlar olacağını sözlerine ekledi.
Akbank`a `en iyi banka` ödülü
EUROMONEY, Akbank`ı ‘‘Türkiye`nin En İyi Bankası’’ seçti. Euromoney tarafından 4`üncü kez Türkiye`nin en iyi bankası seçilen Akbank`a ödülü Londra` da 650 kişinin katıldığı bir törende verildi. Euromoney, Akbank`ı seçme gerekçelerini şöyle duyurdu: ‘‘Türkiye`deki devalüasyonun ardından gelen ekonomik ortam, gerçek bankacılık modeline hangi bankaların sahip olup olmadığını ve hangi bankaların hayatlarını sürdürebileceklerini net bir şekilde ortaya koymuştur. Ana işi devlet bono pazarında spekülasyon yapmak olan bankaların portföylerinin devealüasyon ve enflasyondan sonra zarara geçtiğini göreceklerdir. Gerçek işi kendi gruplarına ait sanayi kuruluşlarına kredi vermek olanlarda batık krediler ve yeni bankacılık düzenlemeleriyle en sert darbeyi yiyeceklerdir. Akbank ise rakiplerine kıyasla kárlılık açısından menkul kıymetlere daha az bağımlı ve net dolar açık pozisyonu ise daha azdır. Akbank 4.7 milyar dolarlık mevduat ve 3.5 milyonun üzerinde bir bireysel müşterisi ile güçlü ve düzenli bir fonlama kaynağına sahiptir. ’’
Yabancı ortak istiyoruz
AKBANK Genel Müdürü Zafer Kurtul, yabancı şirketlerin Türkiye`de yatırım yapması gerektiğini belirtti. Kurtul, ‘‘Bu bankacılık sektöründe olabilir, diğer sektörlerde de olabilir. Özellikle bankacılık sektörüne yabancıların çok önemli bir ilgisi var. Bu da Türkiye için önemli bir fırsat’’ dedi. Akbank olarak her türlü işbirliğine pozitif baktıklarını ve bunların mali sektöre ve bankalara katkı yaratacağına inandığını vurgulayan Kurtul, işbirlikleri ve stratejik ortaklıkların çok çeşitli şekillerde olabileceğini kaydetti. ‘‘Şu anda da bizim özellikle iş bazında görüştüğümüz bazı kurumlar var, ama ortaklık anlamında görüştüğümüz kimse yok’’ diye konuşan Kurtul, ‘‘Deutsche Bank`la yürüttüğümüz bir görüşme de yok. Biz Deutsche Bank`la geçmişte bazı görüşmeler yapmıştık’’ dedi. Kurtul, yabancı ortak istediklerini ve bunu söylediklerini belirterek, ‘‘Yabancı bankalarla her türlü iş birliğine açığız. Yapılacak her türlü işbirliği bankaya pozitif katkıda bulunacaktır. Orta ve uzun vadede tabiki Akbank yabancıyla bir stratejik işbirliği yapacaktır’’diye konuştu.
Taksit kart hazırlığı
AKBANK, Advantage Card`la yapacakları ortaklığın sona ermesi ve konunun mahkemelik olmasının ardından tek başına taksitli kart çıkartmaya hazırlanıyor. Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı, taksitli kartın bir kaç içinde piyasaya çıkacağını belirterek, ‘‘Her şey tamamlandı. Bir takım izinlerde alındıktan sonra taksitli kart pazarında bizde yer alacağız’’dedi. Taksitli alışveriş kart pazarında önce iki numara daha sonrada lider olmayı hedeflediklerini belirten Çulhacı, ‘‘Şu an kartın geçerli olacağı 200-300 kuruluşla anlaşma yaptık’’ diye konuştu. Çulhacı kartın isminin ise henüz belirlenmediğini ifade etti.
Dolar yıl sonunda 1 milyon 400 bin lira
‘‘Arjantin`in etkisi yabancı yatırımcıyı Türkiye`de daha çekimser kılıyor ve korkutuyor’’ diye konuşan Zafer Kurtul, ancak programıniyi gittiğini gördüğü zaman yabancıların tekrar geleceğini söyledi. Kurtul, döviz kurunun şu an olması gerekenin üzerinde olduğuna dikkat çekerek, ‘‘Biz yılbaşı tahminlerini dolar için 1 milyon 400 bin lira olarak yapmıştık. Ancak şu an bir kur tahmini yapmak mümkün değil. Sadece değişik senaryolar yapılabilir. En iyi senaryoyla yıl sonunda dolar kurunu 1 milyon 400 bin lirada görüyorum. Yaz aylarındayız daha çok döviz girişinin beklendiği bir dönemde ekonomi küçülüyor. Bu ortamda kurun fazla yükselmemesi lazım’’ dedi.