Kısa sürede toparlanma beklemeyin
Merkez Bankası Para Kurulu’nun 19 Şubat 2009’da yaptığı toplantının özeti 3 Mart 2009’da yayımlandı.
Aydın AYAYDIN / VATAN GAZETESİ
Ekonomi politikasına yön veren ve en önemli kurumların başında gelen, aktif uygulayıcı durumdaki Merkez Bankası’nın gelişmeleri nasıl değerlendirdiğine ve bundan sonra nasıl davranacağına ilişkin çok önemli mesajlar içeren bu açıklamanın doğru anlaşılmasında yarar vardır.
Açıklamanın ana hatları şunlar:
* İç ve dış talepte canlanma beklemeyin. Uluslararası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunlar, küresel büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmesini gerektirmektedir. Uluslararası finans piyasalarındaki sorunların reel ekonomi üzerindeki etkilerinin boyutuna ilişkin belirsizlikler sürmektedir. Bu çerçevede, yakın dönemde iç ve dış talepte önemli bir canlanma beklenmemektedir.
* Toparlanma zaman alacak. İktisadi faaliyetteki toparlanma zaman alacak ve enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskılar sürecektir. İç ve dış finansman koşullarının oldukça sıkı seyretmesi nedeniyle kredilerdeki toparlanma zaman alabilecektir. İş gücü piyasası ve istihdam gelişmeleri göz önüne alındığında, harcanabilir gelir de göreceli olarak zayıf seyretmeye devam edecektir.
* Enflasyon aşağı yönlü. Petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşler özellikle enerji ve gıda fiyatları aracılığıyla enflasyonu olumlu etkilemekte ve enflasyon beklentilerinin gerilmesine katkıda bulunmaktadır. Son dönemde orta vadeli enflasyon beklentileri hedeflerin altında seyretmektedir. Kısa vadede enerji ve gıda fiyatlarının enflasyondaki düşüşe verdiği katkının artması, bu çerçevede yıllık enflasyondaki düşüşün belirginleşmesi beklenmektedir. Önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüş paralelinde enflasyon beklentilerinin de aşağı yönlü bir eğilim sergilemeye devam edeceği tahmin edilmektedir.
* Kısa vadeli faiz oranlarındaki düşüş kredi faizlerine yansımıyor. Para politikası faiz oranlarındaki indirim sürecinin ticari ve bireysel kredi faiz oranları üzerindeki etkinin sınırlı kaldığı ve ticari kredi faizleri ile Merkez Bankası politika faizleri arasındaki farkın yüksek seviyelerde seyrettiği dikkat çekmektedir. Son dönemde gerçekleştirilen faiz indirimlerine rağmen finansal koşullardaki ek sıkılık devam etmektedir. Kredi arzındaki sıkılığa ek olarak şirketler kesimi kredi talebinin önemli bir bölümünün firma borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik olması, mevcut dönemde kredi kanalının üretim faaliyetlerini destekleyici rolünün sınırlı kaldığına işaret etmektedir.
* Döviz likiditesi önemli. Merkez Bankası finansal sistemdeki alışkanlığın ve kredi piyasalarının etkin bir şekilde çalışmasının önemine dikkat çekerek döviz likiditesi ile ilgili ek düzenlemeler devreye sokulacaktır.
* Maliye politikasına dikkat. Küresel krize karşı ekonomimizin direncini koruması için basiretli bir para politikası gereklidir. Fakat bu tek başına yeterli değildir. 2009 yılında kamu kesiminin borçlanma gereksinimi belirgin olarak artacak ve bu durum orta vadeli piyasa faizlerindeki düşüşü sınırlayarak para politikasının etkinliğini azaltabilecektir. Dolayısıyla, mali disiplinin sürdürülebileceğine dair taahhütlerin ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, gerek beklenti yönetiminin etkinleştirilmesi, gerekse para politikası kararlarının olumlu etkilerinin desteklenmesi açılarından büyük önem arz etmektedir. Yıl genelinde kamu harcamalarının bütçe hedefleri doğrultusunda seyredeceği, vergi gelirlerinin ise iktisadi faaliyetteki daralmanın gerektirdiği oranda yavaşlayacağı öngörülmektedir. Bu varsayımlardan belirgin sapmalar olması durumunda enflasyon ve para politikasının görünümü de değişebilecektir.