Euronun dolar karşısındaki kayıpları risk kaygısı ve güvenlik arayışına bağlanıyor

20.03.2001 - 00:00 | Son Güncelleme :

Zavallı Euro`ya acıyın. İki yıldan bu yana süren ızdırap dolu bir performanstan sonra, 27 aylık ortak para birimi 2001 yılında sonunda kendini hissetttirecekti. En azından analistlerin hesapları bu yöndeydi.

Onlara göre, şu anda içinde bulunulan zaman dilimi sırasında euro ile dolar parite noktasına ulaşabilecek, hatta yükselmeyi sürdürecekti.

Bunun yerine, euro dolara karşı bu yıl itibarıyla neredeyse yüzde 5`lik bir düşüş kaydetti. Bunun bir nedeni basitçe, yatırımcılar arasında, borsalarda global anlamda kanın gövdeiy götüreceğinei lişkin korkuydu.

Japnya`da siyasi ve ekonomik durum yeniden bozuluyordu. Türkiye ve Arjantin gibi gelişmekte olan ülkelerde çalkantılar krize dönüşmüştü. Kaygı durumlarının tırmanmaya başladığı zamanlarda, yatırımcılar ve işlemciler sık sık dolara endeksli varlıklara yönelerek güven arayışına girer.

Şu anda risk almaya karşı keskin bir korkunun oluştuğu bir döneme girmiş buunuyoruz, diyen Gerard Gardner, Mortan Stanley Dean Witter`ın Londra branşında para birimi stratejisti. Gardner şöyle diyor: Dolar almak, hisse satmak ve bono almak anlamına geliyor; ve bu durum daha da yoğunlaşabilir.

Birçok işlemci ve analist geçen hafta euronun neredeyse yüzde 4`lük düşüşü sırasında sergilediği hız ve yoğunluktan dolayı şaşkınlığa kapıldı.

Euro göstergelerin kilit noktalarında çöküşe geçti, öyle ki, bu noktaların çoğu, işlemcilerin büyük bir kısmı tarafından para birimlerinin hareketlerini tahmin etmekte kullanılıyordu ve bu nedenle satışların artışına neden oldu.

Çok kaygılı olan bir piyasa varsa ve bu piyasadaki katılımcıların çoğu euronun tırmanacağı tahmininde bulunmuşsa, o takdirde çok miktarda kişinin bu işin içinden sıyrılmak için harekete geçeceğini bekleyebilirsiniz, diyen Steven Englander, Londra`daki Citibank`de global para birimleri ekonomisti.

Geçen yılın sonlarına doğru, daha güçlü bir eurodan yana eğilim açık ve net bir şekilde ortadaydı: euro alanı ekonıomisi ABD ekonomisindne daha hızlı büyüyecekti.

Bir başka neden şuydu: Avrupa`dan Amerika`ya akan birleşmeler ve satın almalar paraları, 236 milyar dolar net ile geçen yıl doları canlandırmıştı, ama bu yıl yavaşlayacaktı.

Ayrıca ABD hükümet bonolarının getirileri, Alman kağıtlarının getirilerine yaklaşmaya başlayacaktı. Bu durumda ABD bonolarına duyulan ilgi de herhalde azalacaktı.

Buna ek olarak, para birimleri stratejistleri, Nasdaq Bileşik Endeksi ile birlikte güçlü bir yükselme sergileyen doların, ABD borsalarında keskin bir düşüş gösterebileceği tahmininde bulunmuştu.

Bu durumda yabancılar da ABD`nin, maller ve hizmetler ile bazı sermaye akışlarının genel ölçümü anlamında tanımlanan cari açıklarını kapatmak konusunda eskisi kadar arzulu olmayabileceklerdi.

J.P. Morgan ABD`nin cari açığının 2001 yılı itibarıyla 442 milyar dolar olacağını tahmin ediyor. Bu rakam Amerika`nın Gayri Safi Yurt İçi Hasılası`nın yüzde 4.3`ü anlamına geliyor.

Daha yüksek euro alanı büyümesi
Beklendiği gibi, euro alanında kaydedilen büyüme ABD`nin büyüme oranının önünde geçti; euro alanı şirketlerinin ABD şirketlerini satın almak arzusunun da giderek azaldığına ilişkin kanıtlar var.

Ve ABD ile euro alanı faiz oranları arasındaki fark da dramatik bir biçimde kapanmaya başladı. ABD`de 10 yıllık hükümet bonoları, eşdeğerdeki eruo alanı kağıtlarına göre sadece yüzde 0.15 daha fazla getiriye sahip.

Bu fark son 5 yılın en dar farkı ve üç aylık dolar depozitleri şu anda, kıyasalanabilir euro depozitlerine göre sadece yüzde 0.25 daha fazla gelir getiriyor. Aynı rakam 2000 yılının Şubat ayında 2.75`di.

Buarada Nasdaq Bileşik endeksi geçen Mart`ın zirve noktasından düşüşe geçerek yüzde 63 değer kaybına uğradı.

Bütün bunlar euronun canlanmasını sağlayamadı. Hatta euro bir noktada 89.12 sent düzeyine indi. Bu düzey 19 Aralık ayından bu yana en düşük düzey. Morgan Stanley`den Gardner, euronun düşüşünün bu ortak para biriminin zayıflığından değil, doların genel anlamda güçlü kalmasından kaynaklandığını belirtiyor.

Örneğin, intraday işlemlerinde Cuma günü ABD para birimi yen önünde 123.18`e fırladı. Bu rakam 25 Mayıs, 1999 yılından bu yana en yüksek nokta. Geçen Cuma günü kapanışa doğru New York`da, dolar 122.96 yen düzeyinde durdu.

ABD`nin çeşitli ülkelerle olan ticaretine göre ayarlandığı zaman, dolar 14 yılın en yüksek düzeyine tırmanmış oluyor. Bu saptama Bank of England`ın işlem ağırlığı endeksinden geliyor.

Ancak Gardner uyarıda bulunarak global döviz kurları piyasasının, şu anda son derecede ince işler içinde olduğunu belirtiyor.

Borsanın, ABD büyüme oranındaki gerilemeyi yüzde 4 düzeyinden yüzde 1`e doğru fiyatlarına yansıttığına dikkat çeken Gardner, ABD ekonomisini nbir bölümünün şu ana dek gerçekten çok sebatkar olduğunu söylüyor. Bu kesim ABD`li tüketiciler.

Ancak, Eğer piyasalar, ekonominin resesyona doğru gittiğini düşünerek fiyatlandırma yapıyorsa ve Fed faiz oranlarını Salı günü, tahmin edildiği gibi, düşürüyorsa, ve borsalar çökmeye devam ediyorsa, o taktirde tüketiciler de en sonunda herhalde pes edecek. O zaman doların tırmanışı daha da yoğun bir tempoda devam edecek, zira Amerikalı tüketiciler daha fazla tasarrufa giderken, daha az tüketecek.

Diğerlerine göre euronun kendine özgü sorunları var ve neredeyse herkesin kendine özgü bir teorisi var. Tokyo - Mitsubishi International`ın Londra branşı arşatırma bölümü başkanı Brendan Brown euronun düşüşünün en büyük nedeninin yenin dolar karşısındaki kayıpları olduğuna inanıyor.

Bu da kendi içinde Japonya`nın zayıf ekonomisi, çalkantılı siyaseti ve Bank of Japoan`ın daha zayıf yen ve daha kolay para politikası arzu ettiğini zira büyümeyi teşvik etmek istediğini belirten durumlar nedeniyle körükleniyor.

Bazı analistlere göre birçok yatırımcı daha şimdiden ellerinde istediklerinden daha fazla euro olduğuna inanmaya başlıyor ve bu para birimine duydukları güveni yitirerek, toparlanmalar sırasında satışa geçiyor.

Herkes Avrupa para birimlerine karşı yen`de çok; ve Avrupa birimleri karşısında dolar`da sadece biraz daha az, diyen David Gilmore, Connecticut eyaletindeki Essex kentindeki Foreign Exchange Analytics şirketinin partnerlerinden.

Gilmore`a göre, Basit arz ve talep açılarından bakıldığında, normal gözükmüyor ve bir çöküş sırasında son derecede zayıf performans göstereceğe benziyor.

Yatırımcılar da Avrupa`nın, ABD`deki ekonomik yavaşlamadan, başlangıçta yapılan tahminlerden daha fazla etkileneceğini görmeye başlıyor. Euro alanının ekonomik durumu, ABD`den beklenene göre daha iyi tecelli etmeyebilir, diyen Carl Weinburg, New York`un Valhalla kentinde yerleşik High Frequency Economics şirketinde şef ekonomist.

Bir başka kaygı, Avrupa Merkez Bankası`nın büyümeyi teşvik etmek yerine enflasyona karşı savaşmak eğiliminde olduğu. Geçen aylarda faiz oranını düşürmeyen tek büyük banka AMB; ve euro ne kadar zayıflarsa ve yüksek petrol fiyatları enflasyonu ne kadar kötüleştirirse, AMB de faiz oranlarını o kadar daha azaltmama eğilimi sergiliyor. Citibank`den Englander, AMB`nin Avrupa ekonomisine desteği, Fed`in ABD ekonomisine desteği gibi olmayacak, diyor.
Connecticut`ın Westport kentinde yerleşik Ried & Thunberg şirketinde uluslar arası şef ekonomist Lawrence Greenberg`e göre, AMB (enflasyona kitlenerek) yanlış bir savaşa angaje olmuş durumda. Onların kafa yapısı 1970`lerde donmuş.

Baylar bono arzu ediyor
Wall Street`deki kıyıma rağmen, yabancı yatırımcılar, birçok analistin başlangıçta tahmine ettiği gibi, ABD hisselerini elden çıkartarak evlerine dönmedi. Bunun yerine, hisselerini satan yatırımcıların, topladıkları paraları ABD şirket ve kurum bonolarına yatırdığı görülüyor. Citibank`den Englander, Geçen yıl, euronun, ABD`de patlayan varlık - piyasası çalkantısı karşısında güvenli bir liman olacağı fikri egemendi, diyor. Ancak Englander, ABD`nin para piyasalarının Avrupa`dakilere kıyasla daha yüksek getiri sunduğuna işaret ediyor. ABD hükümet bonları Avrupa hükümet bonolarından daha iyi performans gösterdi ve Avrupa menkul kıymetleri, ABD borsalarını aşağıya düşüş konusunda da taklit etti.

Londra`daki Deutsche Bank`ın para birimleri araştırma bölümü direktörü Paul Meggyesi`ye göre, euronun sorunlarına verilecek yanıt ABD`li yatırımcıların elinde olabilir. Ona göre, ABD`liler geçen yıl yabancı menkul kıymetlere 9.5 milyar dolar harcarken, ABD şirketlerinin yabancı şirketlerle birleşmesi sonucunda 84 milyar dolar kazandı. Avrupalı şirketler nakit para yerine kendi hisselerini sundu. Meggyesi, ABD`li yatırımcıların yabancı hisse senetlerini gönüllü olarak almadığını söyleyebilirsiniz. Bu, onların ellerindeki yabancı hisseleri, yabancıların ellerindeki ABD hisselerini satışından daha hızlı satmasının nedeni olabilir, diyor.

Ancak Meggyesi şöyle bir tahminde de bulunuyor: Bu sonunda değişecek ve net menkul kıymetler akışı ABD için negatif hale gelecek ve doları aşağı itecek. Citibank`den Englander da, insanlar satış sürecini bitirince, Euro keskin bir biçimde tırmanmaya başlayacak, diyor.(THE WALL STREET JOURNAL)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
KAPANIŞLAR (BIST)
BUGÜN 1000 TL NE OLDU?
1.000 TL        
BORSA
1.001 TL        
DOLAR
1.001 TL        
EURO
1.000 TL        
ALTIN
 
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.