Döviz kurunu tutan iki unsur kaldı

09.03.2009 - 09:25 | Son Güncelleme :

Kur dışarıdan kaynaklanan nedenlerle yükseliyor. Pek çok  <ımg hspace="10" src="http://i.bigpara.com/i/55big/349dolar10.jpg" align="right" vspace="5">ülkenin parası dolara karşı değer kaybediyor; TL de aynı şekilde değer kaybediyor. Peki, bankalar batmamasına, devlet borç krizine girmemesine rağmen neden bizdeki kur artışı, bankaları batan, halkın bankalar önünde kuyruk olduğu ülkeler kadar yüksek?

Baturalp CANDEMİR / REFERANS GAZETESİ

Geçtiğimiz yıllarda cari açık üzerinde duranların esas endişesi, cari açığın büyüdüğü dönemden çok, açığın o veya bu nedenle kapanmak durumunda olduğu zamana ilişkindi. Cari açık zaten gidişatın iyi olduğu dönemlerde büyüyebiliyor. Türkiye, geçtiğimiz yıllarda artan cari açığını, açıktan daha hızlı büyüyen sermaye girişi ile finanse ettiği gibi, döviz rezervlerinde birikim bile yaptı. O dönemde, global piyasalarda hem bol para vardı, hem de yatırımcılar risk alıyordu.
 
Borcu geri ödeme vakti

Ancak, global krizin ağırlaşmasıyla, yatırımcılar riskten kaçınmaya, parasını riskli yerlerden çekmeye başladı. Sermaye girişinin durması bir yana, daha önce giren sermaye de çıkmaya başladı. Böylece, daha önce aldığımız borçların geri ödenme vaktinin geldiğini anladık.
Aslında, bankacılık sektörünün sağlam yapısı, kamu borcunun makul düzeylere indirilmiş olması, karşı karşıya kaldığımız risklerin boyutunu azaltıyordu. Ama risklerimiz de yok değil.

2009 yılının en önemli riski döviz açığının finansmanındaki zorluklar. 10 milyar dolar civarında cari açık; 40 milyar doları banka dışı özel sektörün, 10 milyar doları bankaların, 10 milyar doları da kamu kesiminin olmak üzere toplam 70 milyar dolar civarında dövize ihtiyacımız var. Sözkonusu rakamlar ticari krediler de dahil olmak üzere kısa vadeli borçları içermiyor.
 
Ödenmezse ne olur


Peki 70 milyar doları bulamazsak ne olacak? Yanıtı basit: Ekonomi düşündüğümüz gibi yüzde 2-3 civarıda değil, çok daha fazla daralacak, daha fazla kişi işinden olacak, daha fazla şirket batacak. Aynı 1994 yılında olduğu gibi. 1994 yılında hükümet krize girmekte olduğumuzu göre göre alması gereken önlemleri 27 Mart 1994 yerel seçimleri sonrasına, 5 Nisan`a erteledi. Görünüşte çok iddialı olan programa, geciktiği ve kriz nedeniyle kredibilitesi kalmamış bir hükümet tarafından ortaya konduğu için piyasalar hiç prim vermedi. Kriz derinleşti ve tarihin en büyük krizi yaşandı.

2009 yılında da makroekonomik politikaları belirleyenlerden beklediğimiz bu zor ortamda yapabileceğinin en iyisini yapıp, kaçınılmaz olarak yaşayacağımız ekonomik küçülmeyi, mümkün olduğu kadar makul düzeylerde tutmaya çalısmasıydı. Ancak, durum pek parlak gözükmüyor şu anda. Döviz ihtiyacı ile ilgili yukarıda yer alan rakamlar bir sır değil; tahminler birkaç milyar dolar kadar değişebilir ama resim bu ve bu resim herkes tarafından biliniyor.
 
Hükümet risk alıyor

Ancak, hergün işsiz sayısı artarken, şirketler kapanırken, kimsenin kimseye borç vermediği bu ortamda belki de 20-25 milyar dolar borç bulabileceğimiz IMF ile müzakereler durduruldu. Sanki şimdiki hükümet aynen 1994 yılındaki hükümet gibi yerel seçim öncesi ciddi bir program açıklamanın siyasi riskini üstlenmekten kaçınıyor. Buradan çıkardığımız sonuç, hükümet ekonominin daha da daralma riskini, kurların seçime kadar geçen dönemde çok dalgalı bir seyir izleme riskini alıyor. Yine 1994 yılında olduğu gibi, hükümetin muhtemelen seçim sonrası açıklayacağı tedbirlerle birlikte imzalanacak olan stand-by`ı yürütüp yürütemeyeceği de seçimlerde aldığı başarı ile aynı oranda olacak. Beklediği oyu alamayan bir hükümetin zorlu ekonomik politikaları bir yıl bile uygulaması mümkün olmayabilir.

Diğer taraftan Merkez Bankası da ekonomi daralır ve enflasyon da gerilerken faizleri hızlı bir şekilde indirdi. Faizleri hızlı indirmek moralleri düzeltmek, uzun vadeli faizleri indirerek piyasayı nakit sıkışıklığından kurtarmak için yapılan bir seçimdi. Bu seçimin de riski kurların yükselmesiydi. Evet, en son dolar kuru 1.78`i aşıp, tarihi zirveye çıkarken, bunun nedeni dış piyasalardaki çalkantıydı. Ama her an dışarıdan kaynaklanan bir risk olduğu biliniyordu. Dolayısıyla, para otoritesi de belli riskleri aldı. Faizlerin indirildiği son iki toplantıyı takip eden ikişer hafta boyunca neden yabancı portföy yatırımcısı çıkmış diye düşünmek gerek belki de.
 
Döviz satış ihaleleri

Bazı yabancı yatırım bankalarının savunmasız yakaladığı TL`yi sat, dolara geç tavsiyesi yaptıkları bu günlerde, kurların IMF ile stand-by yapacağımız konusunda ilk resmi açıklama gelene kadar daha da yükselmesinin önünde iki engel kaldı. Birincisi, zaten sürekli döviz satmakta olan bireysel yatırımcının döviz satışına eskisinden daha hızlı devam etmesi.

Eğer bu yeterli olmaz ise ikinci olarak, kurlar düşük hacimli bir piyasada hızla yükselmeye devam ediyorsa, o zaman Merkez Bankası`nın döviz satış ihalelerini düzenlemesi beklenir. Hiçbirşey yapmadan beklemek, dış dünyanın iyileşeceğini ummak, çok riskli bir varsayım gibi gözüküyor.
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
KAPANIŞLAR (BIST)
BUGÜN 1000 TL NE OLDU?
994 TL        
BORSA
1.003 TL        
DOLAR
1.007 TL        
EURO
1.004 TL        
ALTIN
 
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.