‹ Önceki Haber
Makedon ordusundan `temizlik` operasyonu
Sonraki Haber ›
KOBİ`lerin kapısına kilit vuruluyor
Decoder CD piyasada
Yonca Elektronik, tüm şifreli yayınları çözdüğünü ileri sürdüğü `Decoder CD` adlı ürününü, yasalardaki boşluklardan yararlanarak resmen satışa sundu
Türkiye ve tüm dünyadaki tüm şifreli TV yayınlarını çözdüğü iddia edilen yazılım programları Net-Pa`nın yan kuruluşu olan Yonca Elektronik tarafından 30 dolar karşılığında, Decoder CD Version 1.0 adı altında satışa sunuldu. Şirket 1 milyon 50 bin adetlik yerli e - mail kullanıcılarına bu konunun tanıtımını yapan bir de mail gönderdi. Programların yazılımlarını Almanya`da yaptırdığını belirten şirket yetkilisi Abdullah Güçlü, satılan disk sayesinde analog ya da dijital ayrımı olmadan bütün şifreli TV yayınlarının izlenebildiğini ve 1.5 yıl içerisinde toplam 2000 adet sattıklarını ifade ediyor. Satışları fatura karşılığında yaptığını açıklayan Güçlü, şifreli yayınların izlenmesi sırasında sahte decoder kullanılmasının veya decodere müdahale ederek kaçak olarak izlenmesinin suç olduğunu belirterek bu şifrelerin yazılım aracılığıyla bilgisayar üzerinden izlenmesine ilişkin herhangi bir yasa olmadığını savundu: `Yazılım programlarıyla bilgisayarlarda bu tip şifreleri çözmenin suç olduğuna dair herhangi bir yasa maddesi yoktur. Dolayısıyla böyle bir yasa olmayınca herhangi bir illegaliteden de sözetmek mümkün değildir.`
Açılmış bir dava yok
Bilgisayar programcısı olduğunu ifade eden Abdullah Güçlü, internet üzerinden elektronik reklam ve ticaretle uğraşıyor. Bu çalışmayı da yaklaşık iki yıldır yapıyor. Yonca Elektronik Net - Pa`nın bir yan kuruluşu ve bu dekoder CD`lerin yazılımını Almanya`da yaptıran şirket. CD`lerin satışı ise Net - Pa üzerinden yapılıyor. Net - Pa diğer yandan son yıllarda bilişim sektöründe çok yaygın olarak görülen mail listesi satışı da yapıyor. 4 yıldır e - mail listesi satışı yapan Net - Pa`nın bir de `Dünya E - mail Bankası` adı altında internet üzerinden hizmet veren sanal bir de şirketi bulunuyor. Abdullah Güçlü`nün verdiği bilgilere göre şirketin elinde 1 milyon 50 bin adet iller, sektörler ve eğilimleri bazında gruplandırılmış olan yerli kullanıcılara ait e - mail listesi bulunuyor. Net - Pa elindeki bu e - mail listesini kullanarak şifre kırıcı programa ilişkin tanıtımına yaygın olarak başlamış durumda. Abdullah Güçlü şifreli yayın kuruluşları tarafından tehdit edildiklerini de belirterek şunları söyledi: `Eskiden beri tehdit ediliyoruz. Şikayet edileceksiniz, avukatlarımıza bildiriyoruz, suç duyurusunda bulunuyoruz diyorlar ama şu ana kadar hiçbir takip sözkonusu olmadı ve olamaz da. Açılmış hiçbir dava yok. Olsa da takipsizlikle suçlanır çünkü yasalara göre suç değil. Bu kanalların hiçbirisi şikayetçi olamaz çünkü yazılı kanun metinlerini biliyorlar.`
TV kanalları sessiz kaldı
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz TV kanalları ise genel olarak konudan haberdar olduklarını belirtiyorlar. Stardijital`den edindiğimiz bilgilere göre şirket konu hakkında bilgi sahibi ve hukuki yönden yapılabilecekler ile ilgili olarak incelemelerini sürdürüyor. Ancak Stardijital yetkilileri bu konuda bir açıklama yapmaktan da kaçınıyor. Digiturk Kurumsal İletişim Müdürü Sevtap Emül ise kendi yayınlarının herhangi bir şifre kırıcı programla hiçbir şekilde kırılamayacağını ifade ediyor. Saldırının kandilerine yönelik olmadığını belirten Emül bu nedenle herhangi bir çalışma başlatmadıklarını söyledi ancak konudan Yonca Elektronik isimli şirketten haberdar olduklarını açıkladı. Emül ayrıca dünyada şifreleme ile ilgi yapılan bütün programların da yasadışı olduğunu vurguladı. Multicanal yetkilileri ise bu tip olaylardan haberdar olduklarını belirterek ve bunun bir bilişim suçu olduğunu ifade ediyorlar. Yine Multicanal`dan edindiğimiz bilgilere göre şirket bu tip şifre kırma olaylarını engellemek için yeni bir şifre koyma tekniği üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor.
Hukukçu gözüyle: Türkiye`de engellenmesi zor
İş Yazılımcıları Birliği (BSA)`nın avukatı Mehmet Gün`ün konuya yaklaşımı ise şöyle: `Şifrelemeler bir programla yapılıyor. Bu programın şifrelediği bir şeyi çözen ondan daha gelişmiş bir program yazılmasını engelleyen birşey yok. O da bir programdır diğeri de. Telif hakları yasasına bakarsanız ikisini de teşvik eder, hatta bu programları tecavüzlere karşı da korur. Bu açıdan bakarsak adamın böyle bir programı geliştirmesine hatta satmasına bir engel yok. Fakat ortaya çıkan bu program, mevcut bilgisayar programlarının kilidini çözmek için kullanılıyorsa, veya sadece o amaç için çıkartılmışsa o zaman bu telif haklarıyla korunan diğer eserlere karşı bir tehlike yaratır. Bu tehlikeyi önleme konusunda mahkemeler karar verebilir. Anladığım kadarıyla kişi `ben bir program yazdım ve bu program bu işi yapabiliyor` diyerek kendini konudan uzakta tutuyor.
Hak sahipleri bu olayı mahkemeleri bir tehlike olarak ikna edebilirlerse önleyici bir karar alabilirler. Mahkemenin bir tecavüz vuku bulacağından emin olması lazım. Bunun tek başına yeterli olup olmayacağını mahkemeler değerlendirecekler. Konu çok açık değil. Kişisel olarak benim elimde bir bıçak olduğu zaman o bıçakla ekmek de kesebilirim insan da kesebilirim. Bıçak taşımaya engel bir kural yok ama insanları yaralamaya yönelik bir sürü kural var. Şifre kırıcı program yazılabilir ama şifre kırıcı programı şifre kırmak amacıyla kullanamazsınız. Şifre kırılarak izlenen yayınlarda telif haklarına saldırı yapılmış olur. Bu 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesine girer. Bunun da en az iki seneden başlayan bir hapis cezası var. Bu programı kullanarak izleyen kimse bu olaya muhattap olabilir. Programı yazan kişinin ise kişileri suça teşvik edip etmediğine bakarlar. Suça teşvik ediyorsa o da aynı cezayı alabilir. Fakat bu Türkiye için hayli ileri bir hukuki tartışma. Teknik yönü bakımından Türkiye`de böyle bir karar zor çıkar gibi görünüyor.`
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
