13 günde beş işçi öldü
Günay Akarsu daha 28 yaşında `Maktül Akarsu` olmadan evvel, Artık dayanamıyorum dediği Tuzla Tersaneleri`ne beş yılını verdi. Tüm hayali, elektrikçi dükkânı açmaktı, fakat olmadı. Akarsu, 23 Ağustos`ta Selah Tersanesi`nde elektrik çarpması sonucu kayıtlara `maktül` diye düştü. Tıpkı iki gün önce Torgem Tersanesi`nde ölen Cabbar Ongun, bir hafta sonra İstanbul Tersanesi`nde elektriğe kurban giden Cengiz Tatlı gibi... Bu cenazeler yeni kalkmıştı ki, 31 Ağustos ve 3 Eylül`de de iki işçi `kalp durması` sonucu yaşamını yitirdi. Tuzla`da 13 günde beş işçi kaybedildi. Nasıl mı? Akarsu`nun ölümüne tanık olan işçi Murat Demirci anlatıyor:
Bu işyerinde mesai sabah 9`da başlar, akşam 6`da sona erer. Paydostan sonra, işin yoğun olduğu zamanlarda 19.00`dan 22.00`ye kadar fazla mesai yapılır. 15 gündür fazla mesaiye kalıyorum. Maktül geçen hafta kalmıştı.
Hayali dükkân açmaktı
Tülay Keskin ortanca ağabeyi Akarsu`nun fotoğrafına baktıkça gözleri doluyor. Akarsu, üç kardeşin ortancası. Tunceli`den göçtükleri Bursa`da büyüdü. Ortaokuldan terk, elektrik tezgâhında çıraklıktan pişme yılları...
Akarsu, beş yıl önce göçtüğü Tuzla`da tersanelerde hizmet veren Bora Elektrik adlı taşeron firmaya `elektrik uzmanı` olarak girdi. Ablası Keskin`e göre Akarsu, beş yıldır geceli gündüzlü çalışıyor ve `fazla mesailere` artık katlanamıyordu. Bir keresinde Ayrılacağım demişti.
Tam 10 gün önce Mersin`den ziyarete gelen ağabeyi Güven, İzin al demişti, Tatile çıkalım. Akarsu, önce `Evet` demiş, sonra Bir gemi geldi, bitirelim, sonra... diyerek caymıştı.
İki gün önceki ölüm...
O hafta Rus bandralı `Modieisk` adlı gemi Selah Tersanesi`ne yanaştı. Akarsu elektrik tamirini yapacaktı. 23 Ağustos`ta bekâr evinden çıkarken tersane iki gün önceki ölümü konuşuyordu: Torgem Tersanesi`nde `Gimsa` adlı taşeron firmada 42 yaşındaki Cabbar Ongun, elektrik kazası sonucu ölmüştü.
Akarsu, saat 16.00`da arkadaşı Ufuk Çiftçi ile elektrik trafosunun bulunduğu güvertede çalışmaya koyuldu. Çiftçi, `Aaaa!` bağrışıyla irkildi. Akarsu, jeneratör panosunun üzerinde yüzü koyun kıvrılmıştı: Elektrikten anlamadığım için müdahale etmedim. Geminin elektrikçisi geldi, elektrikler kesildi. Dışarı çıkardığımızda maktül nefes alamıyordu.
Akarsu`nun elinde ve göğsünde elektrik kablosu yanıkları vardı. Bilirkişi Dr. Şule Karabinalı, kablo yarasının elektrik çarpmasından kaynaklandığını saptadı.
Akarsu, ne ilk ne de son `maktül`dü. Bir hafta sonra İstanbul Tersanesi`nde, Umut Gemi adlı taşeron firmada taşçı olarak çalışan 29 yaşındaki Cengiz Tatlı da elektrik çarpması sonucu öldü. Bir gün sonra Tuzla Tersanesi`nde `Derya Denizcilik` adlı taşeron firmada montajcı Kenan Kara `kalp krizi` sonucu öldü. Kara, 30 yaşındaydı. Bu ölüme, 3 Eylül`de Desan Tersanesi`nde çalışırken `kalp durması` sonucu ölen 41 yaşındaki, dört çocuk babası Bekir Özmen eklendi.
20 ayda 14 işçi öldü
DİSK`e bağlı Liman, Tersane, Gemi Yapım ve Onarım İşçileri Sendikası (Limter-İş) Eğitim Sekreteri Kamber Saygılı, 25 bini aşkın işçinin çalıştığı tersanelerdeki ölümlere `iş cinayeti` adını veriyor. Saygılı, Tersanelerde çalışma saatleri 10 saati buluyor, tüm alanlarda taşeron firmalar iş görüyor, ücretlerin düşüklüğüne iş güvenliği ve işçi sağlığının olmaması ekleniyor diyor.
Saygılı`ya göre, ölümlerin çoğu elektrik çarpması, patlamalar ve yüksekten düşme sonucu meydana geliyor. Limter-İş verilerine göre geçen yıl sekiz, bu yıl altı, 20 ayda toplam 14 işçi öldü.