Avrupa Merkez Bankası ve Draghi, piyasaya ne istediyse verdi
Avrupa Merkez Bankası ve Draghi, piyasaya ne istediyse verdi. Faiz düşüşü, negatif faiz, kredi ve parasal genişleme, düşük faiz ve bol likiditeli ileriye dönük projeksiyonlar…
Zeynel BALCI Meksa Yatırım / Stratejist
Deflasyon riskine karşılık faizi düşürüp para arzını arttırarak ekonomiye can suyu vermek, döviz kurunu düşürmek, enflasyonu yükselterek kârları ve de yatırımları artırıp paranın reel ekonomiye dönmesini sağlamak. 2008 sonrası küresel ekonomide zaten uygulanan politika bu değil miydi? Sonuç vermemiş ki tekrar Avrupa’da vites artırılıyor. Oysa bir süredir ABD ve FED tam tersini yapıyor. Likidite kısıp faiz artışı planlıyor.
ABD’de büyüme ve enflasyon daha yüksek (% 2), Avrupa’da ise daha düşük (% 0.90-0.50). Herkes kendi konumuna göre pozisyon alıyor. Piyasalar FED’in yerine Avrupa Merkez Bankasını koyabilir mi? FED’in varlık alım programını azaltma ve planladığı faiz artışına bağlı endişeler azalabilir mi? Tıp ve mühendislikte hemen her gün bir gelişme olurken ekonomide sorun çıktığında çözümün dönüp gerilerde aranması, hala Keynes’in hatırlanıyor olması işin bir başka ilginç yanı olsa gerek. 2008 sonrası uygulanan bu model belki çözüm için bir kapı aralar ama bir süre sonra tekrar “Likidite Tuzağı” tartışmaları başlarsa da şaşırmamak gerekir.
Piyasaların tepkisine gelince... İlk tepki doğal olarak olumlu oldu. Borsa yukarı, faiz ve döviz aşağı… Reel sektöre ne ölçüde yansıyacağından sorunlu bankalara destek amacı taşıdığına dair birçok tartışma başladı bile. Nasıl yararlanacak bu tartışılır ama piyasa paranın kokusunu almış görülüyor. Euro Bölgesinde düşük faiz ve mevduata negatif faiz bizim piyasa için “Komşuda pişer bize de düşer” türünden bir beklenti yaratmış durumda. Uygulamanın nasıl olacağını görmek gerekir, sanıldığı ölçüde yansıma belki olmayabilir, ama en azından piyasaların beklenti ihtiyacına cevap verebilir.
Diğer yandan faizleri daha agresif düşürmek için Haziran’ı bekleyen merkez bankası başkanı Başçı’nın elini rahatlatan bir gelişme olabilir. Türkiye’nin en büyük ticari ortaklarından Euro Bölgesindeki düşük kurun reel ekonomiye olumlu etkilerini de saymak gerekir. Bundan sonraki soru, Avrupa Merkez Bankası kararları piyasayı nereye kadar taşıyabilir? İlk olumlu fiyatlama sonrası primli borsada realizasyon süreci yaşanabilir. Ama diğer parametrelerdeki değişimleri göz ardı edersek kararın piyasa üzerinde olumlu etkileri bir süre daha hissedilebilir.
Piyasaya yön verenler yabancılar yatırımcılar genelde kâr satış ayı olarak görülen Mayıs ayında borsada 703 milyon dolarlık hisse alımı yaptılar. Yıl başından bu yana bakıldığında da borsaya yabancı ilgisinin var, olduğu görülecektir. Merkez Bankası açıklamalarından bir toparlama yapılacak olunursa, döviz kuru ve piyasa fiyatlarından arındırılmış verilere göre, Ocak-Mayıs 2014 döneminde borsaistanbul’da Hisse Senetlerinde 1.6 milyar dolar alış, Devlet İç Borçlanma Senetlerinde (Tahvil-Bono) 1.7 milyar dolar satış, Repo’dan 1.3 milyar dolar satış görülüyor. Bu tablodan anlaşılan, ilk beş ayda yabancı yatırımcıların tahvil-bono satıp hisse senetlerinde alım yaptığı görülüyor.
Endekste, Avrupa Merkez Bankası faiz indirimiyle birlikte çıkış trendi kısa bir düzeltmenin ardından devam ediyor. Çıkış trendinin devamı için endeksin 80.400 seviyesinin üzerinde tutunması önemli olacak. Bu durumda daha önceki yazılarımızda vurgu yaptığımız çıkış formasyonlarından “Ters Omuz Baş Omuz ve Çanak” formasyonları işlerlik kazanabilir. Sonraki ilk önemli dirençler 82.200-84.800 bandında bulunan Gap (boşluk) direnci olarak görülüyor. 80.400 seviyesinin üzerinde tutunamaması kâr satışlarını da beraberinde getirebilir. 80.400 referans noktası olarak izlenebilir.