Paylaş
Fed uzun süredir düşük tuttuğu faiz oranında değişikliğe gitmeyerek sabit bıraktı. Fed’in para politikası kararını açıkladıktan sonra Fed Başkanı Janet Yellen’ın basına yaptığı konuşma ve Fed üyelerinin verdiği ileriye dönük makroekonomik projeksiyonlar önemliydi.
Toplantı kararının ana temaları
1) Global belirsizlikler,
2) Global büyüme endişeleri,
3) Global ekonomik gelişmelerin petrol fiyatlarını düşürücü ve doları güçlendirici etkisiyle ABD enflasyonunu düşük seyirde bırakmaya devam etmesi,
4) Fed üyelerinin ileriye dönük makroekonomik projeksiyonlarında yapılan değişiklikler
idi.
Toplantı kararından benim anladığım en önemli konu: Fed’in olası faiz artırımı kararını -Çin’in beklenmedik bir adım ile 11 Ağustos itibariyle bir dizi devalüasyon adımı atması ve büyüme endişeleriyle parasal genişlemeye gideceği beklentisiyle- erteleme aşamasına geçebileceği oldu.
Fed söylemlerindeki tonlamada en son düzenlediği 29 Temmuz para politikası toplantısından beri ciddi bir fark oluştu. Bu farkı yaratan en önemli faktör de bence Çin’in 11 Ağustos tarihi itibariyle beklenmedik bir şekilde aldığı devalüasyon kararı oldu. Çin ekonomisin dünya ekonomisi açısından önemine 27 Ağustos tarihli bu yazımda http://bigpara.hurriyet.com.tr/bigpara-uzmanlari/sevin-ekinci/piyasalarda-cin-oyunu_ID985453 değinmiştim. Fed Başkanı Janet Yellen da dünkü konuşmasının başında Çin’de yaşanan gelişmelerin etkisine dolaylı olarak değinerek başladı ve net ihracatın gayri safi yurtiçi hasıla büyümesi üzerinde önemli bir direnç yaratabileceği kaygısına değindi. Yellen’a göre net ihracattan kaynaklanabilecek bir kısıtlama büyüme trendinde düşürücü etki yaratabilir.
Sadece büyüme kaygılarıyla net ihracatta yaşanabilecek gelişmeler değil Çin’in aldığı ve alacağı olası kararlarla petrol, diğer emtia fiyatlarındaki düşüş ve dolardaki görece değer kazancı da Fed’in planını bozdu. Daha önce de global ekonomik gelişmelerden bahseden Fed, bu sefer hem global büyüme endişelerine vurgu yapıyordu hem de spesifik olarak Çin’in büyümesinde yavaşlama belirtilerinden doğan belirsiz finansal ve parasal politika ortamına değindi. Belli ki Fed’in Çin Merkez Bankası’nın devam edeceği olası bir dizi diğer kur ve para politikası kararından dolayı çekinceleri var. Buna açıkça değinirken ABD’deki enflasyon gelişmelerinin de etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. En nihayetinde daha değerli Amerikan doları ve global büyüme endişeleriyle düşen petrol fiyatı ABD enflasyonunu uzun süre düşük seviyelerde tutmaya sebep olacaktır. Yellen konuşmasında çoklukla düşük petrol fiyatları ve güçlü ABD dolarının enflasyonu düşürücü geçici etkisine (transitory effect) değindi. Her ne kadar etkilerin geçici olduğun düşünse de enflasyon beklentisi aşağı doğru revize edildi. Uzun süre düşük enflasyon beklentisi Fed’in faiz artırımında adım atmasını erteleyecektir.
Fed projeksiyonlarında değişiklikler
Para politikasında alından faiz artırımını Eylül ayındaki toplantıda gerçekleştirmeme ve daha güvercin tonlamayı Fed üyelerinin projeksiyonlarındaki alt detaylarda da görüyoruz. Ekonomistler ABD’de en son Ağustos ayı için açıklanan yüzde 5.1 işsizlik oranını büyük olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, Fed sene sonu işsizlik oranı beklentisini daha da indirdi. İstihdam iyileşmesinde beklentilerini daha da agresifleştirerek 2015 sonunda yüzde 5 işsizlik beklentisi içerisinde olduğunu belirtti. Aslında Fed üyelerinin açıkladığı projeksiyonlarla yine Fed para politikası karar alıcılarının faiz oranı beklentileri arasında doğrusal bir bağlantı var. Fed’in aşağıda Tablo 1’de göreceğiniz projeksiyonlarında yaptığı değişiklikler Fed kararlarının daha güvercin olmasına olanak verdiğini bize söylüyor (güvercin: düşük faiz ortamını, gevşek para politikasını savunan demek). Zira artık işsizlik oranın da bu sene için yüzde 5.3 değil yüzde 5’e düşmesi bekleniyor. Enflasyon tarafında ise Fed’in öngördüğü yüzde 2 enflasyon hedefi daha da uzağa- 2017 yılından 2018 yılına ötelendi. Büyüme beklentisi bu sene için yüzde 1.9’dan yüzde 2.1’e yükseldi. Yani, büyümede daha iddialı, istihdam da daha talepkar, enflasyon tarafında daha karamsar (daha düşük enflasyon) bir beklenti var. Bu da faiz artırımı için ilk aksiyon alımının 2015 yılının ötesine geçmesine olanak sağlayabilir.
Daha güvercin bir Fed
Bu toplantıda daha güvercin ve faiz artırımı yaklaşımında daha temkinli bir Fed görmemizin sebebini şu ana başlıklar altında özetleyebiliriz: Fed bu toplantısında global ekonomik büyüme endişelerine daha fazla yer verdi. Hem Fed toplantı metninde hem de Yellen’ın konuşmasında buna şahit olduk. Bunun dışında bu ortamın enflasyonu uzun süre düşük tutacağı yönündeki endişelere de fazlasıyla yer verildi. Toplantıda değinilen bir diğer önemli konu: global ekonomik belirsizliklerin ortaya çıkması, bu belirsizlikler arasında Çin ekonomisi ve Çin para politikasındaki olası değişiklik beklentisi geniş yer tutuyor. Biz bu gelişmelerin iki ay içerisinde tamamen ortadan kalkmasını beklemiyoruz. Hatta bu belirsizlikler daha yer eder Çin’deki büyüme endişeleri artarsa Fed’in faiz artırımını 2016 yılına ötelemesi kaçınılmaz olur. Yılın başından beri Fed’in ilk faiz artırımı için 2015 Aralık ayını adres göstermiştik ancak Ağustos ayında belirginleşen Çin büyüme endişesi, sürpriz Çin devalüasyonu ve global ekonomik gelişmelerdeki belirsizliklerin ABD ekonomisine direk (ancak geçici) yansımaları faiz artırım kararının kolaylıkla 2016 yılının Ocak veya Mart aylarına kaymasına sebebiyet verebilir. Bu toplantılara kadar Fed faizini 0.25 seviyesinde tutmak isteyebilir. Böyle bir ortam gelişmekte olan ülke piyasalarının kırılganlığını azaltır ancak Türkiye piyasaları ise politik kaosu geçtiğinde bu olumluluktan nasibini toplar.
Son bir not olarak Janet Yellen’ın dün toplantıda bahsettiği olası bir 28 Ekim faiz artırımında basın toplantısının yapılacağı olasılığına değinmek istiyorum. Normalde Fed’in şu anda yaptığı piyasaları faiz artırımına hazırlamak, her ne kadar usulen Ekim ayında faiz artırımı yapılabilecek olsa da Yellen’ın yukarıda yorumladığım söylemleri itibariyle Ekim ayında bir faiz artırımı olasılığının çok düşük görüyor Aralık ayında bir faiz artırımı olasılığını ise yüzde 90’dan yüzde 60’a düşürmüş durumdayız. Böyle bir durumda eğer Türkiye’de seçimler sonrasında iç politik kaos yaşanmaz ise Dolar/TL kurunda sene sonunda 3.10 seviyesinin üzerini beklemem. Yılsonu kurda 2.9-3.0 seviyesinde kapatabiliriz.
Paylaş