Cep lerdeki vergi tuzağı
Hiç cep telefonu faturanızı dikkatlice incelediniz mi? Bu sorumuza büyük bir çoğunluğunuz ‘hayır’ cevabını verecektir herhalde. Ama bu yazımızı okuduktan sonra faturanıza bir kez daha göz atacaksınız...
İngilizler birgün yer altında yaptıkları arkeolojik kazılar sonucunda telefon kablolarına rastlarlar. Ertesi gün İngiliz gazetelerinin manşetlerinde; ‘bizim atalarımız bundan 300 yıl evvel telefonu kullanıyordu’ yazar. Bunu duyan Almanlar’da kazı yapmaya başlar ve onlar da telsiz telefonlara ait malzemeler bulur. Bu sefer Alman gazeteleri, ‘bizim atalarımız bundan 400 yıl önce telsiz telefon kullanıyordu’ yazar. Bizim Temel bunları duyar da durur mu! O da başlar kazı yapmaya. Arar tarar birşey bulamaz. Birkaç gün sonra Temel Gazetesi’nin manşetinde şunlar yazar: Bizim atalarımız bundan 500 yıl önce cep telefonu kullanıyordu.
Cep telefonları hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Uçaklardan indiğimizde ilk hareketimiz telefonu açmak oluyor. Yollar, otobüsler, her yer ama her yer cep telefonluinsanlarla dolu. Artık kendi aramızda yaptığımız esprilerden tutun, birbirimize anlattığımız fıkralarda bile egemenliklerini sürdürüyorlar. Ama hepinizin bildiği gibi cep telefonlarının yararlı olduğu kadar, kullanıcılarını adeta delirten bir durumu var. Evet tahmin ediyorsunuzdur herhalde... Faturalar...Ve faturaların kabarmasını sağlayan vergiler. Türkiye’deki gelmiş geçmiş tüketici hareketlerinden en büyüğü her halde Telsim ve Turkcell’e müşterilerinin sabit ücretlerle ilgili olarak açtıkları davalar. Tüketici dernekleri tarafından başlatılan davalarda davacıların sayısının 40 bini bulduğu iddia ediliyor. Ve bu mahkeme sonuçlarının tüketicilerin lehine gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Ama bununla birlikte tüketicilerin Telsim ve Turkcell’le olan sorunları hala bitmiyor. 1999 yılında yaşadığımız deprem felaketinin ardından hükümet aldığı bir kararla cep telefonu kullanıcılarından özel iletişim vergisi adı altında bir vergi toplamaya karar verdi. Bu vergi tüketicilerden sadece bir yıllığına tahsil edilecek. Fakat hükümet 2001 yılı bütçe görüşmelerini yaparken sürpriz bir kararla bu tahsilatların iki yıl daha uzatılmasına karar verdi. Bir nevi cep telefonu kullanıcılarının ocağına incir ağacı dikti.
Telsim ve Turkcell gerek kamuoyunda deprem vergisi olarak bilinen özel iletişim vergisini, gerek sekiz yıllık eğitime katkı payını Maliye Bakanlığı adına sorumlu sıfatıyla topluyor. Ama toplanan bu paraların kaç gün içerisinde devlete yani Maliye Bakanlığı’na teslim edildiği bilinmiyor. Ayrıca bu süre zarfında Telsim ve Turkcell’in tüketicilerden topladıkları bu vergileri kullandıkları da tahmin edilen bir gerçeklik. Bu süre zarfında kullanılan paraların faizlerin yüksek seyrettiği de düşünülürse, iyi bir getiri sağladığı tahmin ediliyor. Bilinmeyen bu gelirin nerede kullanıldığı. Biz bu soruları hem tüketicileri koruma dernekleri başkanlarına, hem de Telsim ve Turkcell’in yetkililerine sorduk. Ama bu iki cep telefonu şirketinden de herhangi bir cevap alamadık.
“Özel iletişim vergisi biraz da hükümetin sorumsuzluğundan kaynaklanıyor” diyen Tüketicileri Koruma Derneği Başkanı Mehmet Sevim, bu vergilerin tüketicilerden bir kereye mahsus olmak üzere hükümet tarafından talep edildiğini, 2001 yılı bütçe görüşmeleriyle birlikte bu vergilerin iki sene daha uzatıldığını belirtiyor. Bu arada tüketicilerden tahsil edilen bu vergilerin nerelere harcandığının çok önemli bir konu olduğunu kaydeden Sevim, 2000 yılı başından bu yana ne kadar para toplandığının henüz açıklanmadığını ifade ediyor. Ayrıca Turkcell ve Telsim’in de bu konuda çok açık ve şeffaf bir bilgi sunmadıklarını söylüyor. Sevim, özel iletişim vergileriyle ilgili olarak kapalı kalan diğer noktaları ise şöyle sıralıyor: Bu paralar ne zaman hükümete ödeniyor? Aradan ne kadar bir süre geçiyor? Konuyla ilgili Maliye Bakanlığı tarafından da herhangi bir açıklama yapılmadığını söyleyen Sevim, onların da tüketicileri bilgilendirmediğini iddia ediyor. Sevim, Turkcell ve Telsim’in tüketicilerden sorumlu sıfatıyla Maliye Bakanlığı adına vergi tahsil ettiğini, kendilerinin Tüketiciyi Koruma Derneği olarak konuyla ilgili girişimlerde bulunmak istediklerini vurguluyor. Sevim, “Telsim ve Turkcell hakkında açtığımız sabit ücret davasının sonucuna göre hareket etmek zorundayız. Çünkü bir tüketici cep telefonu kapalı olsa dahi, 2 milyon 173 bin lira sabit ücret ödüyor. Bu 2 milyon 173 bin liranın üzerinden ayrıca devlet yüzde 17 oranında KDV ve yüzde 25 oranında deprem vergisi adı altında özel iletişim vergisi alıyor. Yani sabit ücret üzerinden haksız vergi elde ediyor. Bir tüketici bu sabit ücret olmasaydı, bu vergileri de ödememiş olacaktı. Yani faturadaki vergi matrahını sabit ücret bir kat daha artırıyor. Tüketicilerin sabit ücretle ilgili olarak açtıkları davalar sonuçlandığında kendilerinin, ikinci bir mahkeme kampanyası daha düzenlemeyi düşündüklerini belirten Sevim, bir önceki kampanyaya Türkiye çapında yaklaşık 40 binin üzerinde cep telefonu kullanıcısının katıldığını sözlerine ekledi.
Devlet ayıba ortak:
Sabit ücretle ilgili olarak açılan bütün davaların hemen hemen hepsinin tüketicilerin lehine gerçekleştiğini belirten Tüketiciler Derneği Başkanı Engin Başaran ise önümüzdeki mart ayında mahkeme sonuçlarının açıklanacağını söylüyor. Başaran, mahkeme sonucunun hemen arkasından, vergiler sorununu da gündeme getireceklerini vurgulayarak konuyla ilgili şu açıklamaları yapıyor: Sabit ücreti biz bir nevi haksız kazanç, bir nevi haraç olarak görüyoruz. Devlette bu haracın üzerinden vergi alıyor. Biliyorsunuz Türkiye’de devleti şikayet etmek mümkün değil. Eğer sabit ücret haksızsa, dolayısıyla da devletin aldığı bu vergiler de haksız bir kazanç olmuş oluyor. Yani devlette bir nevi bu ayıba ortak oluyor.
Ayrıca Turkcell ve Telsim’in 500 bin aboneyle yola çıktıklarını, şu an ki abone sayılarının ise 17 bini bulduğunu belirten Başaran, bu iki şirketin hala Türk Telekom’un altyapısından yararlandığını kaydediyor. Engin Başaran, bunun karşılığında Telsim ve Turkcell’in devlete hiç para vermediğinin altını çiziyor. Başaran, “Bu yanlışlık hala devam ediyor. Büyük güçler devleti elde etmişler. Devletin gücü ise sadece tüketiciye yetiyor” diyor.
Devlete giden vergiler:
Sabit ücret: 2 milyon 173 bin lira
Özel iletişim vergisi: yüzde 25
Sadece sabit ücretten alınan vergi: 543 bin 25 kuruş
Bu iki şirketin toplam abone sayısının 17 bin olduğu iddia ediliyor: 543 bin 25 kuruş X 17 bin = 9.235.250bu rakam sadece sabit ücret üzerinden devletin aldığı haksız vergi.
Problem nerede?
• Cep telefonu kullanıcılarından tahsil edilen özel iletişim vergilerinin nerelerde harcandığı konusunda hiçbir açıklama yapılmadı.
• Geçtiğimiz yıl boyunca tüketicilerden ne kadar bir vergi toplandığı hala belli değil.
• Turkcell ve Telsim Maliye Bakanlığı adına sorumlu sıfatıyla topladıkları bu vergileri kaç gün içerisinde devlete aktarıyorlar, bu süre içerisinde bu paraları ne yapıyorlar en önemli sorular arasında yer alıyor.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN