Bilimsel Araştırmayı Değil, Yardımı Seçti
Houston`da iki ayrı danışmanlık şirketi kuran Ayşegül Arı, tedavi için Amerika`ya gelen hastaları doğru hastane ve doktor için yönlendiriyor.
Amacı, 5-6 yıl içinde Türkiye`ye dönerek, yaşlılara hizmet verecek bir `Düşkünler Evi` projesini hayata geçirmek. Kendisini sessiz bir isyankâr olarak tanımlıyor Ayşegül Arı. İlk isyanı ise kendisine biçilen rolü reddederek, çok başka bir alanı tercih etmesi ve bu doğrultuda çalışması oluyor. Tamamen iyi bir ev kadını yetiştirilmek üzere yatılı olarak yazdırılan Üsküdar Amerikan Kız Lisesi`ni bitirdikten sonra kazandığı iki yerden fen ağırlıklı olanını tercih etmesi ilk sessiz isyanı... Bir yıl içinde kendisini fen konusunda yetiştirerek Eczacılık Fakültesi`ni 20. sırada kazanması da ilk ciddi başarısı ona göre. Kazandığı çeşitli burslarla İngiltere`den İtalya`ya, Hollanda`dan Amerika`ya pek çok ülkede bilimsel araştırma ve sosyal kampanyalar düzenliyor. Düzenlediği kampanyalar sırasında görüyor işin sosyal boyutunun, bilimsel boyutundan daha çok mesleki tatmin ve keyif sağladığını... Yaşadığı önemli bir olay da önceki deneyimlerine eklenince bilimsel çalışmaları tamamen bırakarak, Amerika`ya tedavi için gelen hastaları doğru yönlendirmeye adıyor kendisini...
CUMHURİYET ÇOCUĞU;
Kimya yüksek mühendisi bir babanın kızı Ayşegül Arı. Hem de öyle böyle değil, babası Dar-ül Fünun, İstanbul Üniversitesi`ne dönüştürüldüğünde bir numaralı öğrenci olarak kayıt oluyor Kimya Mühendisliği Fakültesi`ne. Aydın, bilgiye susamış biri olarak tanımlıyor Arı, babasını. Baba çocuklarını da aynı zihniyetle büyütüyor. Üç çocuğundan ilki Ayşegül. O zamana göre asi bir davranışlı kızını, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi`ni yazdırıyor, yatılı olarak.Daha sonra kolej olarak anıldı bu okul ama, aslı kız lisesidir diyor Ayşegül Arı okulu için. O dönem kibar, medeni, ev hanımı ama cemiyet içinde güzel davranacak ev hanımları yetiştiren bir okuldur Üsküdar Amerikan Kız Lisesi.
Lise bitince eczacı olmak istiyor Arı, ancak girdiği sınavdan aldığı sonuçlar onun ya filoloji ya da botanik okumasına izin verecek düzeydedir. Aldığı eğitim, eczacılık okuluna girecek kadar fizik, kimya ve matematik formasyonu vermiyor. Aile filolojiye gitmesini istiyor. O da aileyi kırmak istemediğinden filolojiye kayıt yaptırıyor. Ancak, yaptığı bu iş onu tatmin etmemiş olacak ki, kayıt süresinin bitmesine 20 dakika kala, sessiz bir isyan olarak kabul ettiği bir hareketle, eski dili öğrenmeyi reddederek botanik okuluna da kayıt yaptırıyor Arı. Kavgayı sevmediği için kavgasız gürültüsüz hallediyor işini. Kendisini fen konularında yetiştiriyor bir yıl ve ertesi yıl 20. sırada istediği okula girme başarısını yakalıyor. Fizik, kimya gibi fen konularının büyük bir kısmına yabancı olan Arı, yalnız bir yıllık eğitimin ardından sınavda elde ettiği sonucu ilk büyük başarısı olarak kabul ediyor.
18 YAŞINDA VELİ;
Babasının hep yanında ve destek olan tavrının kendisine büyük bir özgüven verdiğini anlatıyor Arı. Üstelik küçük yaşlarda verdiği sorumlulukların da kendisini yaşıtlarına göre çok daha erken geliştirdiğine inanıyor. Baba, onu fen konularında yetiştiriyor ama küçük kardeşleri yetiştirmek görevi de kendisine veriliyor. Üç çocuklu ailenin en büyük çocuğu olan Ayşegül Arı, iki küçük kardeşinin velisi olmak sorumluluğunu da alıyor. Hem de 18 yaşından itibaren. Eczacılık Fakültesi`ni bitirdikten sonra doktorasını da yapan Arı, yarışmalı İngiliz hükümeti bursu için sınava giriyor. 166 kişinin içinden gönderilecek altı kişinin arasına katılmayı başarıyor ve bir yıllığına İngiltere`ye gidiyor.
O zamanlar için oldukça yeni bir konu olan ilaçların biyolojik yararlanımı konusunda önce bir yıl daha sonra da altı ay daha Londra Üniversitesi`nde araştırmacı olarak çalışıyor. Sonra İtalya ve NATO gibi muhtelif yer ve kurumlardan burslar alarak bilimsel gelişimi için çalışmalarına devam ediyor.
İki tip araştırma üzerinde inceleme yapıyor. İlki bilimsel araştırma, bir de Türkiye`nin ilaç konusunda sosyal olarak gereksinim duyduğu konularda çalışmalarda bulunuyor. 1980`li yılların başlarında ilaçların reçetesiz satılması, gereksiz yere kullanılması gibi konularda yönlendirici olmak amacıyla etkili kampanyalar düzenliyor.İtalya`ya gittiğinde aynı konu ile çalışıyor ve ilaçların bilinçsizce kullanımını engellemek amacıyla kampanyalar düzenliyor. Orada gördüğü ve öğrendiği her şeyi Türkiye`ye taşımaya gayret ediyor Arı. Öncelikle gelir gelmez Cerrahpaşa Fakültesi`nde bir dizi seminer düzenliyor. Bu arada doçent oluyor. İstanbul Tıp Fakültesi`nde kimya dersi, Eczacılık Fakültesi`nde uzmanlık alanı olan ilaç teknoloji konularında dersler veriyor.
Belçika`da Dünya Sağlık Teşkilatı`nın davetlisi olarak bir süre incelemelerde bulunuyor. Bir kez daha Türkiye`ye döndükten sonra ABD`den gelen ve özellikle uyuşturucu ilaçların parçalanması halinde vücuda verdiği zararları inceleyen Dr. Gerat`la tanışıyor ve ABD`de çalışma teklifi alıyor. 1983 yılında Amerika`ya giden Arı, önce Florida sonra da Texas Üniversitesi`nde kanser araştırmaları yapıyor. (YENİ BİNYIL)