Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2003 10:06
Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu`na 8 Nisan 2003 tarihinde verdiği ifadede, Türkiye`de son dönemde yaşanan ekonomik krizlerin ABD planı olduğunu savundu.
Açtığı soruşturmalarla dikkatleri üzerine çeken Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu`na 8 Nisan 2003 tarihinde ilginç açıklamalarda bulundu.
Savaş, savcıların iktidardaki partinin belediyelerini araştırma güçlüğüne dikkat çekerek, ilginç bir örnek verdi. Savaş, ‘‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında hakkında bu iktidar zamanında bir şey gelirse soruşturmak zor da, başka bir iktidar zamanında kolay. Aynı durum, örneğin gelecek seçimde CHP kazandı diyelim, CHP`li bir büyükşehir belediye başkanı hakkında da sözkonusu olacak’’dedi.
Savaş, yaşanan ekonomik krizin ABD`nin bir oyunu olduğunu öne sürerken, dönemin Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel`e yönelik iddialarda da bulundu. Savaş`ın görüşme tutanakları özetle şöyle:
DOĞRU SÖYLEMİYORLAR
Bence iki konuda, bir ekonomi konusunda, bir de yolsuzlukla mücadele konusunda çok etkili bazı kişiler doğru bilgi vermiyor. Hatta bildiklerini de söylemekten çekiniyorlar. Size saatlerce örnek verebilirim. Ben bunların içinde yaşadım. Türkiye`de örgütlü suçlar tahmin edilenin çok üstündedir. Kimse farkında değil. O hale gelmiş ki orta çaplı bir işadamı bu örgütlü suçluluğun etkisiyle iş yapamaz hale gelmiştir.
BİZE FAŞİST DERLER
Bugün ABD`de ve Almanya`da uygulanan usülleri tatbik etmeye kalksak bizim bu hukukçular canımızı okur. Siz faşistsiniz diye bize neler söylerler. Bunu teklif etsek parlamentodan geçirmemiz çok uzak bir ihtimaldir. Bir sendromun etkisi altındayız. Aman bir şey yaparsak insan hakkını mı ihlal ederiz, batı ne der diye sendrom içindeyiz.
Bizde en büyük yolsuzluklardan biri sıcak para hareketleri dolayısıyla oluyor. Sıcak para hareketlerini dünyada kontrol edemeyen, buna ilişkin mevzuat geliştiremeyen tek ülke biziz. Sıcak para hareketleri kontrol altına alınmazsa, o yoldan elde edilen kazançlar yasal görünüyor. Ortalama en az 20 milyar
dolar civarında ekonomiye zarar veriyor. Bence bu da bir yolsuzluk, yasadaki boşluklardan yararlanılarak yapılan bir yolsuzluk.
YASAYI DEĞİŞTİRDİLER
Yolsuzluklar artınca, özellikle kamu bankaları, Halk Bankası, Emlak Bankası, Ziraat Bankası gibi kamu bankalarının yöneticilerinin yaptıkları da zimmet suçu kapsamına alındı. Fakat 31 Ocak 2002 yılında bir değişiklik yapıldı. Bence çok büyük bir hatadır. Resmi Gazete`de yayınlandı. Diyor ki; ‘‘Ziraat Bankası, Halk Bankası, Emlak Bankası`nın yönetim, denetim, tasfiye kurul üyeleri, ceza ve idari hukuku bakımından memur sayılmazlar. Memur sayılmadıkları için suçun kapsamı değişti.
ABD`NİN OYUNU
Satılmışların Ekonomisi diye bir kitap yazdım. Orada pek çok şeye değindim. Gazi Erçel olayında biliyorsunuz Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel Bilderberg toplantılarına dört kere davet edilen tek kişi. Çok ilginç bir durum. Faizler yüzde 7.500`ü buluyor, ekonomi çöküyor, inadına Merkez Bankası musluklarını likidite yaratmamak için IMF müsade etmez diye kıstı. Çünkü bu ABD planıydı. Ben size söyleyeyim, Türkiye ekonomisini en kısa sürede çökertmek.
Bilderberg toplantıları çok ilginç, orada tuttuğunuz notları bile yırtacaksınız. Orada konuşulanları hayatta tek bir kişi açıkladı, o zaman da kıyametler koptu. En son siyasilerden Kemal Derviş Bilderberg`e davet edildi. Bir gün ben ABD`nin planı, ancak Derviş CHP`ye girerse uygulanır dedim. Yakında Kemal Derviş CHP`ye girecek dedim. Tahmindi bu ve tuttu.
Şimdiki cumhurbaşkanını beğenirsiniz beğenmezseniz ama, yarın belki Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olur, ya da öbürü olur. Burada gelmek istediğim konu, hiçbir şeyi mevcut duruma göre düşünmeyin.