Güncelleme Tarihi:
Tıpkı yüzyıllık şirketler gibi ömrü 10 yılı bulan sosyal proje sayısı da çok az Türkiye’de. Sosyal sorumluluk projelerinde uzun ömrün sırrı, ilk günden bir strateji ortaya koyarak zamanla şekillenen ihtiyaçları o omurgaya dahil edebilmekte gizli. İki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıda olan bu çaptaki projelere en iyi örneklerden biri ise Türkiye’nin Mühendis Kızları. Limak Vakfı’nın projeye ilk başladığı dönemi hatırlıyorum. Hepimiz çok heyecanlanmıştık. Çünkü mühendis denildiğinde görsel imajlar bile gözlüklü genç erkeklerden ibaretti o yıllarda. ‘Mühendis dediğin kız olmaz, onlara kız verilir’ kafasının hakim olduğu bir dünyaya böyle bir projeyle kafa tutmak heyecan yaratmıştı. ‘Türkiye’nin Mühendis Kızları’, Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun Ebru Özdemir’in adıyla özdeşleşti yıllar içinde. 10’uncu yılını geride bıraktı. STEM alanında mühendis kızların az sayıda olması sadece Türkiye’nin sorunu değildi, bu yüzden proje kısa sürede birçok ülkeye yayıldı. Sosyal sorumluluk alanında global bir marka haline geldi. ‘Global Engineer Girls’ adıyla Ebru Özdemir’in de dediği gibi, ‘bir kız kardeşlik ağı’ kurmaya doğru ilerliyor.
‘LİDER KADINLARIN SAYISI ARTMALI’
Projenin 10’uncu yılını ve nasıl ilerlediğini konuşmak üzere Limak Şirketler Grubu ve Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ile bir araya geldik. Proje ile iş dünyasında lider kadınların sayısını artırmayı ve sınır ötesi kız kardeşlik ağı kurmayı hedeflediklerini söyledi. Önce Türkiye’de ne durumda olduklarını sordum, “37 ildeki 68 üniversiteden bin 500’den fazla genç kadın mühendis adayı, 127 liseden ise 60 bin öğrenci programdan faydalandı” dedi. Projenin motivasyonunu ise şöyle özetledi:
“Temel motivasyonumuz kadınların ve kız çocuklarının karşılaştığı engelleri, önyargıları ve cam tavanları ortadan kaldırmaktı. Ne mutlu bize ki bugün gelinen noktada iyilik hareketimiz bu etkiyi yakaladı, hatta dünyaya da örnek oldu. Kar topu etkisiyle ünü ülke sınırlarını aşarak Global Engineer Girls (GEG) girişimine evrilen projemiz ile kız kardeşlik ağımızı her geçen gün genişletiyoruz ve biliyoruz ki bu ağ ne kadar güçlenirse kadınların başarı hikâyelerine o kadar fazla şahit olacağız. Coğrafya ve şartlar ne olursa olsun kadınların gelişimine yatırım yapıldığında hem ülkemizin hem sektörümüzün bir bütün olarak başarı sağlayacağına tüm kalbimle inanıyorum.”
Mühendis kızların mentörlük, koçluk, staj ve iş imkanı kazanmaları gibi süreçleri içeren proje şu anda Kuzey Makedonya, Kosova, Kuveyt, Suudi Arabistan olmak üzere dört ülkede yürütülüyor. Proje globalde dikkat çekince bu yıl Davos’taki 55’inci Dünya Ekonomik Forum (WEF) toplantısına taşındı. Ebru Özdemir, projeyi liderlere anlattı. Sohbetimizde ise birçok ülkeden proje için davet aldıklarını söyleyen Özdemir, “Alanını her geçen gün genişleten proje, 2025 yılında İspanya, Mozambik ve Fildişi Sahili’ndeki mühendis kızlara ulaşacak” dedi. Her ülkenin ihtiyaçları farklı olduğundan ‘terzi işi’ uyarlama yaptıklarının da altını çizdi.
İKİ ANA SORUN VAR
Özdemir’in hayali bütün ülkelere gidip milyonlarca insana projeyi yaymak değil. Kadınların STEM alanındaki liderlik rolüyle ilgili sorunu sayısal olarak el almanın doğru olduğuna inanmıyor. Ona göre bu meselede iki ana sorun var; bunları da şöyle açıklıyor: “Birincisi özgüven eksikliği. Bunun rol modellerle aşılacağına inanıyoruz. İkincisi de kız kardeşlik ağının genişletilmesi. Bu önemli, güç veren bir durum. Projenin güçlenme için yeni ayaklar ekliyoruz. Mentörlük llk günden beri vardı. Herkesin ayda dört gün gönüllü proje yapması eklendi örneğin. Koçluk sistemi geldi. Yeni mezunlara koçlar atandı. Staj imkânı bulmaya çalışıyoruz. Her yerde ihtiyaçlar farklı. Binlerce kişiye ulaşmak gibi bir hayalim yok. Ama her yerde rol modeller yaratmak önemli.”
HAYALİM ROYAL ALBERT HALL’DA KONSER
Limak Filarmoni Orkestrası, holdingin sanata dokunan yüzünü temsil ediyor. Ebru Özdemir, “En sevdiğim orkestra” derken babası Nihat Özdemir’in de aynı fikirde olduğunun altını çizdi. Orkestranın önemli konserleri var. Bu yıl konserler hızlı başladı. İtalyan şef Alvise Casellati’nin yönetiminde, tenor Murat Karahan ile uluslararası üne sahip sopranolar Carolina López Moreno ve Eleonora Buratto aynı sahneyi paylaşıyor. Konserlerin tüm bilet geliri yine Türkiye’nin Mühendis Kızları projesine aktarılıyor. Ebru Özdemir, “Geçtiğimiz yıl da İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenlediğimiz yeni yıl konserlerinin gelirini deprem bölgesindeki mühendis kızların eğitimine aktarmıştık. Nihat Bey ‘daha çok Anadolu’ya gidelim’ diyor. Yılda 6-8 konser düzenliyoruz. Bu sene Berselona’da Palau’da 29 Ekim’i kapattılar. Suudi Arabistan özellikle istiyor. Ama benim hayalim Royal Albert Hall’da konser vermek” dedi.
‘OPTİMİST BİR HAVA GETİRDİNİZ’
Ebru Özdemir, WEF’in Davos’taki 55’inci yıllık toplantılarında önemli bir ilk ile adını duyurdu. WEF bünyesinde yer alan Mühendislik ve İnşaat Sanayi Grubu (Engineering and Construction Industry Group) Başkanlığı’na seçilen ilk kadın oldu. İki yıl sürecek bu göreve Türkiye’den getirilen ilk isim de aynı zamanda. WEF’teki 21 sanayi grubundan biri olan Mühendislik ve İnşaat Sanayi Grubu’na her şirketi almadıklarının altını çizen Özdemir, böyle bir görevi bekliyor muydu? Yanıtı şöyle oldu: “Burası çok erkek bir grup. Kadın hiç yoktu. Ben vardım, sonra iki isim daha dahil ettik. Benim başkanlığımla biraz da hedef bu. Sektörün imajı değişsin istiyoruz. Kimse para kazanmıyor bu şartlarda. Değer zincirini kontrol edilebilir hale getirmek lazım. Sürdürülebilirlik öne çıkıyor. İlk toplantıyı yaptık; ‘İlk kez toplantı gülerek geçti, optimist bir hava getirdiniz’ gibi yorumlar aldım.”
BM YOL GÜVENLİĞİ GRUBU’NA DAHİL OLDU
Ebru Özdemir için bu yıl Davos’un bir önemi de Ferrari eski CEO’su Jean Todt ile buluşması oldu. BM Yol Güvenliği Grubu olarak görev yapan Todt ile Özdemir bir işbirliğine imza atıyor. Todt kask kullanımını artırmayı hedefleyen bir çalışma yürütüyor. Özdemir, “Todt’un davetiyle ben dahil oldum. Biz de Mozambik ayağına destek olacağız” dedi.