Piyasalara ‘teşvik’ desteği sürüyor

ABD 980 milyar dolar teşvik paketi için hazırlanırken, Avrupa Liderler Zirvesi’nden 1.8 trilyon Euro’luk kurtarma paketi konusunda anlaşma kararı çıktı. Japonya’da açıklanan teşvik paketi ise 700 milyar doları aştı. Teşvik ve yardım paketleri reel ekonomiler için açıklanırken, para ve sermaye piyasalarına da olumlu etkileri oldu.

Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı'nın bugünkü yazısı...

İyimserlik sürmekle birlikte piyasalarda son dönemde aşı haberlerinin yerini teşvik ve yardım paketleri aldı. Teşvik paketleri her ne kadar reel ekonomiler için alınsa da para ve sermaye piyasalarına da yaradı. Düşük faizi dikkate alarak söyleyecek olursak ciddi bir alternatif olmadığı için borsalar ilgi odağı olmaya devam ediyor. ABD’nin 980 milyar dolarlık teşvik paketi hazırlığının ardından Avrupa Liderler Zirvesi’nde 1.8 trilyon Euro tutarındaki kurtarma paketi konusunda anlaşmaya varıldı. Ayrıca ‘Acil Varlık Alım Programı’ (PEPP) 500 milyar Euro arttırıldı ve 2022 Mart sonuna uzatıldı. Japonya’dan da 700 milyar doları aşan teşvik paketi açıklaması geldi. Ardı ardına gelen teşvik paketi piyasalar için daha bol para demek. Faiz düşük olunca paranın gideceği adres olarak ilk akla borsa ve altın gibi yatırım araçları geliyor.

KATKI YAPIYOR

Avrupa Merkez Bankası’nın harekete geçmesinde son dönemde Euro’daki değerlenmenin biraz payı vardır diye bir tahminde bulunursak pek yanılmış olmayız. Daha önce değerli Euro’dan rahatsızlık dillendirilmişti. Teşvik paketlerinde temel gerekçe elbette salgın hastalığın ekonomiler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak. Fakat birbiri ardına mali yardımlarla parasal genişlemenin devam etmesi yeni bir gündem ve beklenti olmamasına karşılık para ve sermaye piyasalarına katkı yapmaya devam ediyor. Reel ekonomiler ayakta kalmaya çalışırken borsaların zirvelerde geziniyor olmasının gerekçesi bu gelişme.

ORTAMDAN MEMNUN

IMF geçtiğimiz aylarda finans piyasaları ile reel ekonomi arasındaki kopukluktan bahsetmişti. Bu aşamada sermaye piyasaları mevcut ortamdan memnun. Rekor kıran borsalar ile ciddi primler kazanılmış durumda. Olağan dışı bir gündem oluşmazsa bir süre daha bu görünüm korunacak gibi. Ancak yükseklik korkusuna bağlı olarak kâr satışları ve teknik düzeltmelerin görülmesi olağandır.

BORSADA HİSSE SEÇİMİ ÖNEMLİ

Devam eden çıkış trendinde banka hisseleri lokomotif oldu. Bankacılıkla birlikte ‘aşı bulundu’ haberleriyle havayolu şirketleri ve ardından holding hisseleri hareketlendi. Yabancı girişleriyle birlikte borsa olağan seyrine geri döndü desek yanılmış olmayız. Bilindiği üzere yabancı yatırımcıların etkin olduğu hisseler işlem derinliği olan banka ve holding hisseleri başta olmak üzere demir çelik ve havayolu şirketleri. Mart ayından bu yana devam eden çıkışta son bir kaç ayı hariç tutarsak yerli yatırımcıların etkin olduğu hisseler öne çıkmıştı. Hatta o zaman için borsadaki yükselişi yerli çıkışı diye adlandırmıştık.

DOĞRU ZAMANDA

Son dönemde ise yabancı yatırımcıların gelmesiyle görünüm değişti. Yabancıların ağırlıklı olarak işlem yaptığı hisselerde önemli primler oluştu. “Nerede hareket orada bereket” anlayışı öne çıktı bir bakıma. Lokomotif hisseler sonrası bu hisselere sıra gelir mi? Yoksa borsada çıkış hareketi yine bildik banka ve holding hisseleriyle mi sonuçlanır? Bu aşamada bir şey söylemek zor. Yanlış hissede olmak, borsa yükselirken alınan hisselerin hareketsiz kalması yatırımcısına sıkıntı verir. Doğru zamanda doğru hissede olmak, hisse seçiminin borsaların en önemli kriterlerinden biri olduğu konusunun vurgulamakta yarar var. Fiyatı belirleyen en önemli etkenlerden birinin talep olduğunu hatırlatmakta yarar var.

YABANCI ALIMLARI BİRAZ HIZ KESTİ

Son haftalarda yabancı yatırımcılardan para ve sermaye piyasalarına ciddi girişler görülmüştü. Yabancı girişleri 11-27 Kasım aralığında, hisse senetlerinde 1.2 milyar dolar, tahvil bonoda 617 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Ancak aralık ayının ilk haftasında hisse senetlerinden 22.9 milyon dolar çıkış, tahvil bonoya 91.4 milyon dolar giriş görüldü. Hızlı bir giriş sonrası bu durum normal karşılanabilir. Diğer yandan bankalardaki döviz mevduatı artmaya devam ediyor. TCMB verilerine göre, 4 Aralık haftasında, bir önceki haftaya göre 3.4 milyar dolarlık artış ile birlikte 231.2 milyar dolara yükseldi. Mevduatlardaki yüzde 56 döviz payı yüksek. Döviz kurlarındaki düşüşü yerli yatırımcı alım yönünde kullanmış. Son aylarda bankalardaki döviz mevduat artışı ve yabancı yatırımcı girişlerini yan yana koyduğumuzda ‘yabancı satmış yerli almış’ dersek yanılmış olmayız. İyi haber rezervlerden geldi. 4 Aralık haftasında Merkez Bankası (TCMB) rezervleri (altın hariç) yüzde 5.6 artışla 46.4 milyar dolara yükseldi. Rezerv biriktirmede daha uzun bir yolun olduğunu belirtmekte yarar var.

BORSA TREND DİRENCİNE YAKLAŞIYOR

Borsada çıkış trendi devam etmekle birlikte uzun dönem çıkış kanal dirençlerine oldukça yaklaşmış durumda. Bu açıdan 1.390-1.400 direnç seviyeleri önemli. Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. Çıkışın devamı için 1.400 seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlanmalı. Sonraki dirençler 1.450-1.500 seviyelerinde bulunuyor. Geri çekilmelerde ilk destekler ise 1.350-1.342 seviyelerinde. 1.342 daha önemli. Bu seviyenin altında verilecek destek 1.330-1.325 seviyelerinde bulunuyor. Çıkış trendi gücünü koruyor. Ancak direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.

DOLAR/TL'DE TEPKİ GÜÇ KAZANAMADI

Dolar/TL kurunda tepki yükselişi satışla karşılaştı. İlk destekler 7.80-7.75 seviyelerinde görülürken sonraki destekler 7.67-7-50 seviyelerinde bulunuyor. İlk dirençler ise 7.86-7.90 ve 8.04 seviyelerinde bulunuyor. Tepki çıkışının devamı için 8.04 seviyesinin geçilmesi gerekecek. 8.04 seviyesini geçemeyen çıkış denemeleri satışla karşılaşabilir.

Etiketler

• Avrupa Merkez Bankası
Avrupa Merkez Bankası
• sermaye piyasaları
sermaye piyasaları
• teşvik ve yardım paketleri
teşvik ve yardım paketleri