Ortadoğu`da barışa bir şans daha

İsrail Başbakanı Barak`ın, yoğun diplomatik baskılar sonucunda Ortadoğu`da çatışmaların durması için Filistinliler`e tanıdığı 48 saatlik süreyi uzattığını açıklaması, müzakere yoluyla soruna çözüm çabalarını hızlandırdı.

İsrail Başbakanı Barak, Ortadoğu`da gerilimin azaltılmasına yönelik yoğun diplomatik çabaların ardından çatışmaların durdurulması için Filistin`e tanıdığı süreyi birkaç gün daha uzattı.İsrail Başbakanı, çatışmaları durdurması için Arafat`a önceki gün akşama kadar süre tanımış, aksi halde barış sürecinin tamamen kopacağını söylemişti.İsrail hükümet sözcüsü Nachman Şai, önceki gece bakanlar kurulu toplantısından çıkışta yaptığı açıklamada, uluslararası bir zirve toplantısına katılacak Başbakan Ehud Barak`ın ultimatomun süresini belirsiz bir tarihe kadar uzattığını duyurdu.Şai, İsrail`in yeni görüşmelerin önünü tamamen kapatmadan önce durumun nasıl geliştiğini bekleyip görmeyi tercih ettiğini belirtti. Şai, ABD Başkanı Bill Clinton`ın Ortadoğu konusunda bir zirve yapılması davetinde bulunması halinde İsrail`in buna katılmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Barak`tan iki tarafa da `sükunet` çağrısı;
Bu arada Barak, Yahudi ve Arapları karşılıklı şiddete son vermeye de çağırdı. Devlet televizyonuna açıklama yapan Barak, Bütün vatandaşları şiddet eylemlerine son vermeye çağırıyorum. Yahudi vatandaşları, her ne pahasına olursa olsun, Araplara ve sahip oldukları mallara saldırmaktan kaçınmaya çağırıyorum. Arap vatandaşlardan, aşırı uçlardaki azınlıkların peşinden gitmemelerini istiyorum dedi.

Barak, Demokratik Musevi devletimizde azınlığa saldırıda bulunanlar, Araplarla Yahudilerin 52 yıldır beraber yaşamalarına olanak sağlamış olan devletin yapısını yıkarlar dedi.

Süre uzatımı ABD`yi umutlandırdı;
Öte yandan, Ortadoğu`da krizin çözümü için büyük çaba harcayan ABD, Barak`ın uluslararası arabulucuların çabaları için, Filistin`e verdiği iki günlük ültimatomu birkaç gün daha uzatabileceğine ilişkin açıklamasını memnuniyetle karşıladı.
Clinton, Kahire`de Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek`in de katılacağı Barak ve Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat`ı bir araya getirecek bir zirveyle tarafların müzakere masasına oturtulması için yoğun çaba harcıyor. Barak`ın önceki gün, 48 saatlik sürenin bitiminin ardından Filistinliler`e tanıdığı süreyi uzatmasından umutlanan ABD zirve için zemin yoklamaya başladı. İsrail Başbakanı`nın zirveye katılabileceği yönündeki sözleri de Clinton yönetiminin umutlarını artırdı. Ancak dün Şam`da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüşen Mısır Dışişleri Bakanı Amr Mussa, Filistin ve İsrail liderleri arasında yakında zirve yapılmasının beklenmediğini doğruladı.

Mussa, Şam`da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüşmesinden sonra gazetecilere açıklamasında, 21 Ekim`de Mısır`ın başkenti Kahire`de yapılacak Arap zirvesinin, İsrail Filistin çatışmaları konusunda liderlerin görüşecekleri en yakın büyük forum olacağını bildirdi.

Annan, Arafat ile görüştü;
Öte yandan, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, İsrailliler ile Filistinliler arasındaki şiddeti sona erdirmek ve barış görüşmelerini yeniden canlandırmak amacıyla yoğun uluslararası çabalara önderlik etti. Annan, bu çabalar çerçevesinde, Gazze Şeridi`nde dün ikinci kez Filistin lideri Yaser Arafat ile bir araya geldi. Annan, görüşmesinden sonra gazetecilerin bölgedeki şiddet sorununun çözümüne ilişkin olasılıkları sormaları üzerine, Eğer benim kendi görüşüm hakkında konuşuyorsak; görüşüm olumlu, umutluyum dedi. Bölgedeki şiddetin dizginlenebileceğini ve bu olanağı sağlayacak pencerenin açık olduğunu söyleyen Annan, ancak bu pencerenin her zaman açık kalmayacağını, bunun değerlendirilebilmesi gerektiğini belirtti.

Çatışmalar için BM soruşturması istendi;
Uluslararası Af Örgütü, BM`nin Filistin`de, İsrail`de ve Güney Lübnan`da sivillerin öldürülmesi konusunda derhal soruşturma açmasını istedi. Londra`da açıklama yapan örgüt, BM`nin vakit geçirmeden bağımsız soruşturma komisyonu oluşturmasını, komisyonda tarafsızlığı ve dürüstlüğüyle tanınan hukuk adamlarının yer almasını talep etti. Açıklamada, soruşturma komisyonunun hazırlayacağı raporu İnsan Hakları Komisyonu`na, BM Genel Kurulu`na, Güvenlik Konseyi`ne ve ilgililere sunması gerektiği görüşü dile getirildi.Örgüt, 29 Eylül`de patlak veren şiddet olaylarında İsrail güvenlik güçlerinin göstericilere karşı aşırı şekilde kaba kuvvet kullandığına dikkati çekti.