Dünya Bankası yayınladığı raporunda her açıdan Türkiye`yi epey alt sıralara yerleştirirken, kardeş örgüt olan IMF, garip bir biçimde, Türkiye`nin iyi yolda olduğunu ima etmektedir. Zaten, yeni slogana göre, Türkiye ya bu köprüyü geçecek, ya da yarı yolda arabayı aşağıya devirecek! Buna ilaveten, Türkiye`nin dönülemez bir yola girdiğini telkin etmekten de geri kalmamaktadırlar.IMF ve Dünya Bankası`nın farklı bakış açıları şöyle yorumlanabilir. Dünya Bankası varolan statik durum saptaması yapmakta ve bu açıdan uluslararası bir karşılaştırmaya yer vermektedir. IMF ise, ekonominin gelişme çizgisi ve doğrultusu hakkında fikir yürütmektedir. Bu bakış açısından iki örgütün görüşlerinin de doğru, fakat farklı olması doğal karşılanabilir.Öte yandan, Türkiye`deki gelişmelere baktığımızda, IMF`nin olumlu görüşlerinden çok, maalesef, Dünya Bankası`nın olumsuz görüşlerine daha fazla hak verir hale geliyoruz. Sağlam bir temelden başlamayan ve sağlıklı ve istikrarlı gelişmesini sürdüremeyen bir ekonominin enflasyonla nasıl başedeceği anlaşılır gibi değil.Öyle anlaşılıyor ki, enflasyonla mücadelede taraflar kesin kararlılar. Bunda bir kuşku yok. Ancak, tartışmaların ve siyasal mücadelelerin enflasyonla mücadele yöntemi üzerinde olduğu artık netleşmiş durumda. en basit anlatımla, enflasyon, toplam istemin toplam sunumu aşmasının fiyatlara yansımasıdır. Bu durumda yol ayırımı açıkça gözükmektedir; ya sunum arttırılarak veya istem kısılarak ya da her iki yönde de hareket edilerek toplam sunum toplam isteme eşitlenecektir.Bu üç yoldan hangisine girileceğini toplumdaki güç bileşkesi belirler. Toplumdaki güç bileşkesi doğrultusunda oluşan tercih, toplumun selameti için tek kararmış gibi, siyasal erk yolu ile topluma dayatılmaktadır. Sonuçta toplumda bazı kesimler yoksullaşmakta, fakirleşmekte ve çökmektedir. Türkiye`de emek kesimi, tarım kesimi, en acısı da bizzat kamu kesiminin çöküş hikayesi budur. Kısacası, hakim sermaye, enflasyonla mücadeleden, ekonominin besleme güç kapasitesinin üzerindeki nüfus kesiminin toplumun dışına itilmesini anlamaktadır.Türkiye köprüyü geçiyor, ancak arabadaki zorbalar, araba motorunu güçlendireceğine, motor gücünün üzerinde gördüğü safrayı arabadan atmaya çalışmaktadır. Arabadaki zorbalar, kendilerince safra kabul ettiklerini atarak köprüyü geçmeye çalışırken, arabada aynı derecede hak iddia eden safralar da arabadan itilirken, arabayı aşağıya çekiyor olabilir.Bu durumda, arabanın köprüyü geçememesi safraları taşımasından kaynaklandığı tezine karşılık, arabadan itilen safraların arabayı aşağıya çekmeleri tezi de, aynı derecede, güçlü ve geçerlidir.(FİNANSAL FORUM)