ANAP Zor Olan Siyasi Kriter

24.10.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :
-Genel Başkan Yilmaz: ``Zorluğumuz, Ab`Nin Siyasi Kriterlerine Uyum Sağlamakta`` -``Önümüzdeki Dönemin Gündemi, Toprak Bütünlüğü Ve Cumhuriyetin Temel Değerlerinden Taviz Vermeden Hangi Adimlarin Atilmasi Konusunda Yapilacak Egzersizdir`` -``Türkiye`Nin Üyeliğine Yunanistan`In Arkasina Saklanarak Karşi Çikanlar Şimdi Afişe Oldular`` -``Türkiye`Ye Karşi Çikanlarin Kafasindaki Asil Argüman, Müslüman Bir Ülke Olmasidir``



ANKARA (A.A) - 24.10.2000 - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Türkiye`nin AB`ye tam üyelik sürecinde ekenomik kriterler ve mevzuat uyumu açısından büyük bir zorluğu olmadığını, zorluğun, siyasi kriterlere uyum sağlamak konusunda bir mutabakat olmamasından kaynaklandığını söyledi. Partisinin grup toplantısında Türkiye-AB ilişkilerini geçen hafta yaptığı Brüksel gezisindeki izlenimleri çerçevesinde değerlendiren Yılmaz, Helsinki Zirvesi`nde Türkiye`ye aday ülke statüsü tanındığını ve önüne bazı kriterler konduğunu hatırlattı. Türkiye`de, insan hakları alanında AB`nin gerisinde bazı uygulamaların bulunduğunu, 23 Eylül tarihinde yapılan Bakanlar Kurulu`nda alınan kararla bu konudaki eksikliklerin giderileceği yolunda siyasi iradenin ortaya konulduğunu belirten Yılmaz, ekonomik kriterler bakımından da Türkiye`nin tam üyeliğe ehil olduğuna inandığını söyledi. Yılmaz, AB mevzuatına uyum konusunda çalışmaların sürdürüldüğünü, toplumsal yaşamın her alanında AB mevzuatına uyum çalışması yapılması gerektiğini belirterek, bu alandaki uyum sürecinde de ciddi bir zorluğun bulunmadığını anlattı.


AB ÜLKELERİ HANGİ ÖNLEMİ ALDIYSA;

``Bizim zorluğumuz AB`nin siyasi kriterlerine uyum sağlamakta`` diyen ANAP Lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: ``Çünkü Türkiye, geçen 10 yılda toprak bütünlüğüne ve varlığına yönelik çok ciddi tehditlerle mücadele etmiştir. Bu tehditlere karşı olağanüstü tedbirler almıştır. Gelinen bu noktada, bu tehditlerin gerçekten tehdit olup olmadığı konusunda bir mutabakat yoktur. Bazılarına göre bu tehditlere karşı alınan tedbirlerden vazgeçilmesi büyük bir risktir. Diğer bazıları ise bu tehditlerin geniş ölçüde ortadan kalktığını, mücadelede sağlanan başarıya paralel olarak demokratik açılımların yapılması gerektiğini, bu noktadan sonra, AB ülkelerinde bu tür tehditlere karşı hangi önlemlerle mücadele ediliyorsa Türkiye`de de tehditlerin o tedbirlerle bertaraf edilmesi gerektiğini savunuyorlar. Ben de bunlar arasındayım.


`` Yılmaz, AB`ye üyelik sürecinin zahmetli yol olduğunu, bu yolda yapılması gerekenler bulunduğunu ifade ederken, Türkiye`nin AB`ye üyeliği konusunda herkesin mutabık olmasına karşın, atılması gereken adımlar konusunda hükümet içindeki partiler arasında bile ciddi farklar bulunduğunu belirtti. Laiklik konusunda da siyasi partiler arasında derin görüş ayrılıkları bulunduğuna dikkati çeken Yılmaz, bu mesele üzerinde siyasi partilerin ciddi bir değerlendirme yapmak durumunda olduklarını bildirdi. Yılmaz, ``Önümüzdeki dönemin gündemi, toprak bütünlüğü ve cumhuriyetin temel, vazgeçilmez ve değiştirilemez değerlerinden taviz vermeden, bu değerleri koruma kararlılığımızı muhafaza ederek hangi adımların atılması konusunda yapılacak egzersizdir`` diye konuştu.



AFİŞE OLDULAR;

Yılmaz, Türkiye`nin AB üyeliğine din unsuru nedeniyle karşı çıkan çevrelerin Helsinki Zirvesi`ne kadar Yunanistan`ın arkasına saklandıklarını, ancak bu ülkenin tutumunu değiştirmesi nedeniyle şimdi afişe olduklarını da vurguladı. Brüksel`deki temasları sırasında bu çevrelerin Türkiye-AB ilişkilerinde Helsinki Zirvesi`nde gelinen noktayı sorgular ve yan çizer bir eğilim sergilediklerini bildiren Yılmaz, ``Onlar görmüşlerdir ki, kendileri açısından işler kötüye gitmektedir. Türkiye üyelik konusunda ciddi adımlar atmaya başlamıştır ve eğer tam üye olursa AB onların kafasındakinden farklı olacaktır. Çünkü onların kafasındaki AB, Hıristiyan AB`dir`` dedi. Din unsuru nedeniyle Türkiye`nin üyeliğini istemeyenlerin argümanlarına karşı çaresiz olunmadığını kaydeden Yılmaz, din unsurunun AB`nin vazgeçilmez niteliği olduğunu düşünenlerin şu anda birlik içinde azınlıkta bulunduklarını belirtti. Yılmaz, dini farklılığı ön planda tutanların bu görüşlerini açıkca söyleyemediklerini, Türkiye`nin AB üyeliğinin, aşırı maddi yük, işşizlik artışı getireceği gibi gerekçeler öne sürdüklerini ama Türkiye`nin yüzde 99.9`unun müslüman olmasının kafalardaki asıl argüman olduğunu dile getirdi. Avrupalılık anlayışının farklı kültürleri birarada barındırmayı da içermesi gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, başta Alman hıristiyanları olmak üzere bazı çevrelerin bu anlayış yerine Türkiye`yi dışarda bırakmayı daha uygun gördüklerini söyledi.


Mesut Yılmaz, AB ülkelerinin kamuoylarının ortalama yüzde 60`ının değişik nedenlerle Türkiye`nin AB üyeliğine karşı çıktıklarını da belirterek, Helsinki`de Türkiye`ye destek veren hükümetlerin, kendi ülkelerinin kamuoylarının eğiliminin aksine bir tutum takınarak siyasi risk üstlendiklerini söyledi. Almanya ve Fransa`da 2002 yılında seçimler yapılacağını hatırlatan Yılmaz, Türkiye`ye destek veren çevrelerin kamuoyları karşısında elini güçlendirmek için atılması gerekli adımları atmak gerektiğini ifade etti.



HEMEN DEĞİL, SÜREÇ İÇİNDE;

ANAP Lideri Yılmaz, ``Türkiye`nin, alınacak bir kararla hemen AB`ye gireceği`` şeklinde bir yanılgı bulunduğuna da işaret etti. AB üyeliğinin bir karar ile değil çok uzun bir sürecin içinde atılacak küçük büyük adımlarla aşama aşama gerçekleşeceğini belirten Yılmaz, geçmişte Türkiye`nin Batılı her kuruluşa üyeliğe, hesabını-kitabını yapmadan``atladığını`` söyledi. Yılmaz, Gümrük Birliği`ne katılmanın da böylesi bir anlayış çerçevesinde gerçekleştiğini savunarak, AB üyesi olmayan tek Gümrük Birliği üyesi olarak Türkiye`nin dış ticaret açığının bu nedenle 2 katına çıktığını, AB`nin, Gümrük Birliği karşılığında yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Türkiye`den başka hiçbir ülkenin de böyle bir şeye cesaret edemediğini anlattı. AB`ye karşı yükümlülükleri yerine getirme sürecinde 2001 yılının hayati bir yıl olduğunu bildiren Yılmaz, gerekli açılımlar yapıldığı takdirde 2003 yılında somut sonuçların alınmaya başlanacağını söyledi. Yılmaz, Türkiye`nin AB yolunda perskpektifini kaybetmemesinin önemine işaret ederken, 8 Kasım`da Katılım Ortaklığı Belgesi`nin yayınlanacağını, bazı olumsuz noktalar bulunsa da bu belgede Türkiye`ni kabul edemeyeceği unsurların olacağını sanmadığını dile etirdi. Bu belgenin yayınlanmasının ardından Türkiye`nin de yapması gerekenleri bir takvime bağlarak taahhüt edeceğini bildiren Yılmaz, belirli adımları atarak bir süreç içinde tam üye olunacak AB`de Türkiye`nin itici güç olacağını sözlerine ekledi.
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
  • BIST
  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
9.645 Değişim: 0,00% Hacim : 104.170 Mio.TL Son veri saati : 18:05
Düşük 9.645 22.04.2024 Yüksek 9.832
Açılış: 9.795
32,5600 Değişim: 0,04%
Düşük 32,4973 24.04.2024 Yüksek 32,5657
Açılış: 32,5468
34,8791 Değişim: 0,04%
Düşük 34,7749 24.04.2024 Yüksek 34,9612
Açılış: 34,8658
2.429,84 Değişim: -0,01%
Düşük 2.422,33 24.04.2024 Yüksek 2.433,36
Açılış: 2.430,12
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.