Zaman yaklaşıyor, heyecan artıyor!
Türkiye’nin oldukça muammalı 22 Temmuz seçimlerine kilitlendiği dönemde, Erdoğan büyük bir bahisle kamuoyuna teminat verdi
Türkiye’nin oldukça muammalı 22 Temmuz seçimlerine <ımg hspace="10" src="http://i.bigpara.com/i/55big/zamansaat.jpg" align="right" vspace="5">kilitlendiği dönemde, Erdoğan büyük bir bahisle kamuoyuna teminat verdi. ‘Eğer AKP tek parti olarak iktidara gelemezse, politikayı bırakırım.’ımg>
Christopher Emsden / Dowjones
Derleyen Tolgahan KAMİLOĞLU
Seçim tahminleri ve anket sonuçları da sanki Erdoğan’ın bu söylediklerini kanıtlar nitelikte. Fakat bu zorlu seçim yolu göründüğünden daha kasisli ve virajlı olabilir. Sürpriz bir sonuç Türkiye’yi tümden kargaşaya sürükleyebilir. Zaferi dört gözle bekleyen AKP, ordu ile yüzleşmeyi göze alamadığı için farklı ayak oyunlarına yönelebilir.
Yeni hükümet son ekonomik reformların ötesine geçmeli !
Türkiye’nin yeni hükümeti, üretimi ve istihdamı arttırmak için son birkaç yılda gerçekleşen makroekonomik reformların ötesine geçmek zorunda. ‘Türkiye’deki seçim tansiyonunun nedeni rejim sorunu değildir.’ diyor bu konu üzerine Morgan Stanley ekonomisti Serhan Çevik.
Türk ekonomisinin geçmişine göz gezdirdiğimizde, devletin işlettiği şirketlerin ve fabrikalarının olduğunu görüyoruz. Devlet kendini milli gelirin ve varlığın esas dağıtıcısı olarak görüyordu. Fakat AKP’nin serbest piyasa eğilimli çalışmaları, kişi başına düşen milli geliri ve ihracatı nerdeyse ikiye katlayarak güçlü bir ekonomiye yol alması ekonomide bir istikrar durumu yarattı ama ciddi birtakım ayrıcalıkları da tehdit altına soktular.
Türkiye’nin big bang yaklaşımına uyum sağlamasını umut eden Serhan Çevik, ‘Daha fazlası gerekiyor.’ diyor. AKP oy toplamak için ekonomik öncelikleri ön planda tutuyor. AKP, söylemlerinde iş gücü piyasasını liberalleştirme vaadinin yanında, mülkiyet hakkını desteklemeyi ve vergi sistemini yeniden gözden geçirmeyi de seçim vaatleri içinde tutuyor. Aynı zamanda büyük çaplı özelleştirme politikalarına ağırlık vermeyi de planlıyor.
AKP dümenin başına geçtiğinden beri, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası dört kat büyüme gösterdi . Bununla birlikte 26 Haziran’dan beri de ekstra bir yüzde 14’lük bir büyüme meydana geldi. Enflasyon değerleri de 35 yılın en düşük değerlerine ulaştı. Fakat istihdam yaratma ve işsizliği azaltma konusunda sınfta kalmış gibi görünüyor. Ekonomideki onca gelişmeye rağmen, işsizlik oranı son beş yıllık dönemde yüzde 10.5 seviyesinden sadece yüzde 9.8 değerlerine gerileyebildi.
Türkiye gelecek yıllarda, özellikle sanayi alanında atılım gösterecek . Özellikle elektronik ve otomotiv sektörü alanlarında oldukça iddialı atılımlar gerçekleştiriyor. Bu iki sektör daha geleneksel sektörler olan tarım ve tekstilin yerini alacakmış gibi duruyor.
AKP Yabancı sermaye prensiplerini benimsiyor
Parlamentoya gireceği düşünülen diğer partilere baktığımızda, Milliyetçi sağ kanat partisi MHP’nin Ankara üyesi Cihan Paçacı, ‘AKP yetersiz iş gücü potansiyeli oluşturarak, dış piyasalara fazlaca bağımlı batmış bir ekonomi bıraktı.’ diyor.
Sol kanattan Algan Hacaloğlu ise partisinin iktidara gelmesi durumunda tarımı Türk ekonomisinin itici gücü yapacaklarını ve sanayi yasalarını iyileştireceklerini savunuyor.
Bu partilerin dışında barajı geçme ihtimali olan diğer bir parti de Genç Parti. Bu partinin lideri Cem Uzan ise, mazotun ve fındığın fiyatını yarıya indireceğini propaganda ediyor.
Aslında AKP de kendi içinde popülizm akımına dahil olarak turizm ve tarım vergileri üzerine birtakım söylemlerde bulunuyor ama bu noktada şunu göz önünde bulundurmamız gerekir ki, AKP yabancı sermaye prensiplerini benimseyen tek parti.
‘Genel anlamda Türkiye’nin iyi ve yükselen trendli bir kredi süreci var fakat AKP önümüzdeki dönemde de iktidarda kalmazsa daha karışık bir hal alabilir.’ şeklinde yorumluyor Bear Sterns analisti Tim Ash. ‘Çünkü AKP’nin ülkenin kredi notunu 2009 yılının sonuna kadar yükseltecek bir takım planları var.’ diye de ekliyor.
Ülkedeki son seçim anketleri, AKP’nin oy oranını yüzde 41 seviyelerinde gösterirken, CHP’yi yüzde 18-20, MHP yüzde 12, Genç Parti’yi de yüzde 6 veya 10 arasında gösteriyor. Ayrıca bu seçimlerde etkili olması beklenen bağımsız adaylar da diğer taraftan sahneye çıkıyor. Bağımsız adayların 550 koltuk sayılı mecliste ortalama 30 koltuğa sahip olacağı düşünülüyor. Seçimler sonunda alınacak son rakamlar oldukça önemli çünkü yüzde 10 barajının altında kalacak olan partiler parlamentoda temsiliyet hakkı kazanamayacak.
Eğer MHP ve Genç Parti barajı aşarsa, AKP’nin tek başına hükümet kurması zor gibi görünüyor. Tabi ki bağımsız adaylarla bir anlaşma yolunu seçmezlerse...Fakat diğer taraftan islam kökenli AKP’nin, etnik kökenli bağımsız adaylarla bir koalisyon ilişkisi içine girmesi de, ülkede önümüzdeki beş yıllık dönemde politik krizlere ve askeri müdahaleye neden olabilir.
Eğer sadece CHP ve MHP barajı geçerse, o zaman AKP’nin umutları artar. Tabi ki AKP’nin yeniden tek başına hükümet kurması demek, AKP’nin ikinci iktidarı döneminde çok dikkatli ve sıkı trendli bir parti olmasını gerektirir.
Şu anda heyecanlı bir beklemedeyiz...22 Temmuz’da tüm bu sorular bir yanıta kavuşacak...