Türk seçmeni mantıklı mı?

10.07.2007 - 18:06 | Son Güncelleme :

Morgan Stanley analistlerinden Serkan Çevik yaptığı araştırmada Türkiye’nin seçim süreci mercek altına aldı

Morgan Stanley analistlerinden Serkan Çevik yaptığı <ımg hspace="10" src="http://i.bigpara.com/i/55big/secimsandigi2.jpg" align="right" vspace="5">araştırmada Türkiye’nin seçim süreci mercek altına aldı. Çevik araştırmasında Türkiye’nin 1950’li yıllardan beri çeşitli politik süreçlere sahne olduğunu, bu dönemlerde de farklı koalisyon hükümetlerinin yanında tek partili hükümetlerle yönetilmiş olduğunu hatırlatıyor.
 
Serkan Çevik / Morgan Stanley
Derleyen Tolgahan KAMİLOĞLU


Araştırma yazısın öne çıkan unsuru ise Türkiye’deki oy verme alışkanlıkları… Çevik, seçmenlerin oy verme davranışlarının birçok nedene bağlı olduğunu saptadı. Bu nedenlerden özellikle, ekonomik şartların oy verme davranışları üzerine olan etkisini ortaya koyan Çevik’in araştırmasında en ilgi çekici unsur ise bu noktada ortaya çıkıyor. Zira Çevik’e göre oy veren kesim zaman zaman da olsa mantık dışı hareket ediyor.

Peki yukarıdaki sav Türk seçmeni için geçerli mi? Morgan Stanley analistlerinden Serkan Çevik tarafından hazırlanan aşağıdaki raporda Türkiye’deki seçmenlerin oy verme alışkanlıklarına ve kriterlerine şahit olacaksınız....
 
Türkiye’nin ekonomik ve kurumsal selahiyeti seçmenin mantıklı davranmasına bağlı

Finansal idare ve kurumsal reformlar düzleminde olaya yaklaştığımızda, tek partili bir hükümet süreci, ekonomik ve yönetimsel anlamda çok daha hayırlı olacaktır.

Bununla birlikte, hiçbir parti ülkenin ekonomik rejimini ve politik oryantasyonunu tam olarak değiştiremese de,  piyasa ekonomisi ve liberal demokrasi kurallarını da benimsemiyor. Buna keza, kurulan koalisyonlar da tam olarak kendini ifade edemeyebiliyor. 1970 ve 90 arası kurulan koalisyonlarda ülke ekonomik ve politik anlamda büyük kırılganlıklar yaşamıştır. Bu bağlamda, Türk seçmenler önümüzdeki günlerde sadece yeni bir yönetim kadrosu seçmeyecek, aynı zamanda kendi geleceğini de belirleyecek.

Deneysel araştırmalar, seçmenin de zaman zaman sistematik hatalar yapabildiğini ortaya koyuyor

Seçmen mantığı denilen olguyu tanımlayabilmek gerçekten kompleks bir durum.  Çünkü sosyal değerler, ideolojik fikirler ve ekonomik beklentiler gibi farklı değişkenleri içinde barındırıyor. Bu  sosyo-politik faktörlere dayanarak, politik tercihlerini kullanacak olan seçmenlerin mantığı, siyasi ortamın belirlenmesinde iyi yönde veya kötü yönde  rol oynayacak. Bu nedenle, oluşturduğumuz model, mantıklı oy veren seçmenlerin ülkeyi ekonomik anlamda hayal kırıklığına sürükleyebilecek politikacıların saf dışı edilmesi varsayımına dayanıyor. Ne yazık ki, 1960’lardan bugüne meydana gelen bazı poiltik yapısal kırılmalar analizlerin şeklini değiştirebiliyor. Seçmenin davranışlarını değiştiren birtakım ekonomik değişkenlerin içinde işsizlik oranlarındaki artış veya düşüş, kişi başına düşen gelir miktarı ve de enflasyon değerlerindeki oynamalar oldukça etkili. Daha da fazlası, kişilerin ekonomik gelirleri ülke koşullarına göre farklılık gösterse de, genel olarak seçmenlerin, ekonomik düzenin tamamına odaklandığı da bir gerçek. Araştırmalara baktığımızda, Türk seçmeninin zaman zaman ‘sistematik hata’ olarak adlandırdığımız hatalara da düştüğünü görmekteyiz. Özellikle 1970 ve 1990 yılları arasında ‘mantıksız’ olarak tabir edebileceğimiz seçim sonuçları da fazlaca karşımıza çıktı. Ekonomik performanstaki ciddi bozulmaya rağmen, seçim şablonunun siyasi ve ekonomik kırılganlık yaratan koalisyonlar üzerinden yaratıldığına da şahit olduk. 

2002 Seçimleri, Türkiye’nin oy verme davranışları hakkında bir taslak oluşturuyor

Türkiye 2001’de yaşadığı kabus gibi bir krizin ardından, 2002 seçimlerinde tüm tepkisini kustu ve meclise iktidar ve muhalefet rollerini üstlenen sadece iki parti gönderdi. Bu durum son on yıllar boyunca ilk defa gerçekleşmiş bir durumdu. Siyasi istikrar, ekonomik koşulların düzelmesine ve de kurumsal sürecin hızlanmasına oldukça büyük bir katkı sağladı. Sağgörülü yasalar ve yapısal reformlarla , 1990 ve 2001 yılları arasında yüzde 3.4 seviyesinde seyreden gayri safi yurt içi hasıla son beş yılda yüzde 7.4 seviyelerine yükseldi. Sosyal alanda, işsizlik, gelir dağılımı gibi konularda da ciddi bir düzelme oldu. Fakat genel anlamda baklıdığında, oluşan bu istikrardan herkes eşit ölçüde nasibini alamadı. Mesela işgücü gelir dağılımı !999’daki yüzde 30 seviyesinden yüzde 26’ya geriledi. Bu gibi durumlar da seçmenin ekonomik düzlemde oy verme davranışında sapma yaratabilir. Sonuç da tekrar  ‘geriye dönüş’ hareketine yol açabilir. Öyle bir durumda da Türkiye yeniden parçalara bölünmüş bir koalisyon yönetimiyle başa çıkmak zorunda kalabilir. Türkiye ekonomisi güçlü hükümetlerden şüphesiz çok yarar sağlıyor, fakat ‘mantığa aykırı’  sistematik hatalarla oluşan oy verme davranışı, geçmişte de olduğu gibi, yine herkesi şaşırtabilir...


Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
KAPANIŞLAR (BIST)
BUGÜN 1000 TL NE OLDU?
999 TL        
BORSA
1.001 TL        
DOLAR
1.001 TL        
EURO
1.001 TL        
ALTIN
 
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.