Tekstil kavgası
Hazine`den sorumlu Ekonomi Bakanı olması beklenen Mehmet Şimşek`in, katıldığı bir TV programında, Tekstilin artık Çin`e bırakılması gerek açıklaması sektörde sert eleştirilere yol açtı. Bir basın toplantısı yaparak yanıt vermeye hazırlanan tekstilciler, Şimşek`in `yanlış anlaşıldım` sözleri üzerine bundan vazgeçti.
TİM Başkanı Oğuz Satıcı, Böyle sözler tahribata yol açabiliyor. Dakika bir gol bir. Bu şekilde davranırsa o da zorlanır biz de zorlanırız dedi.
İTHİB Başkanı İsmail Gülle, Tekstili Çin`e bırakmak bu sektörü bilmeyenlerin görüşüdür. İstiyoruz ki dışarıdan gelen prensler bu sektöre objektif baksın diye konuştu.
Milliyet`e tepkiler konusunda açıklamalarda bulunan Şimşek, Ben, çok basit tekstil ürünlerinde, katma değeri ve teknoloji katkısı düşük ürünlerde üretimi belki Çinlilere bırakmak lazım. Onlardan da 65 milyonu Türkiye`de misafir edelim, parayı burada harcasınlar dedim. Tekstil Türkiye`de hem ihracat hem istihdam açısından çok önemli bir sektör. Yanlış anlaşılmak beni çok üzdü dedi.
TİM Başkanı Oğuz Satıcı
`Dakika bir, gol bir`
Mehmet Şimşek`e önerimiz bilgi sahibi olmadan bir sektörle ilgili fikirlerini uluorta kamuoyuyla paylaşmasınlar. Sektörlerle ilgili konuşmak gerekiyorsa sektör temsilcilerimiz, kanaat önderlerimiz var. Çünkü sözleri farkında olmadan sektörlerde büyük tahribatlara yol açabiliyor.
Biz Mehmet Bey gibi hem ulusal hem uluslararası ekonomistlerin 2005 öncesinde Türk tekstil ve hazır giyim sektörüyle ilgili yapmış olduğu saçma sapan kehanetler yüzünden çok acılı ve sıkıntılı günler geçirdik. Bu sektörler için yüzde 40`lık bir dramatik düşüş öngördüler ve bunu kamuoyuna aktardılar. Ama yüzde 40 büyüme gerçekleşti. İhracatın ve istihdamın dinamosu oldu.
Yüzeysel bir bilgi üzerinden tartışmak Mehmet Bey`e yakışmıyor. Türkiye`nin kendisiyle ilgili çok özel beklentileri var. Dakika bir gol bir. Bu şekilde davranırsa o da zorlanır biz de zorlanırız. Yanlış anlaşılma gibi bir duruma dikkat etmesi lazım. Biz ona çok büyük sorumluluklar verdik. Kendisi artık sıradan bir ekonomist değil. Milletin seçtiği bir temsilci. Hele Gaziantep gibi tekstilci şehirden milletvekili oldu. Hiçbir şey yapamıyorsa, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer`e sorsun.
İTHİB Başkanı İsmail Gülle
`Prensler objektif baksın`
Tekstili Çin`e bırakmak bu sektörü bilmeyenlerin görüşü. Ben kendisiyle bu konuda görüştüm, basın toplantısı yapacaktım. Böyle söylemediğini ifade etti. Tekstilin Çin`e bırakılması söz konusu bile olamaz. Bırakmış olsaydık şimdiye kadar bırakırdık.
Biz istiyoruz ki, dışarıdan gelen prensler bu sektörün dertlerine dışarıdan gelen kişilerin objektifliğiyle baksın. İçeridekiler bazen göremiyorlar. İşletme körlüğü denen bir olay var. Ne kadar ikaz etseniz de bunun farkına varamıyorlar. Ama dışarından gelen taze gözlerin daha objektif bakmasını bekliyoruz.
Biz de 1.5 milyon ton pamuk işleme kapasitesine sahibiz. Etrafımızdaki coğrafyada böyle kapasite ve güç yok. Herkes Türkiye`yi kıskanırken Türk tekstiline ömür biçmek ve başkalarına teslim etmek konuyu bilmeyenlerin görüşüdür.
İTKİB Başkanı Süleyman Orakçıoğlu:
`Dil sürçmesi olmuştur`
Bir yanlış anlaşılma var diye düşünüyoruz. Sektörün istihdama ve ihracata katkısını mutlaka biliyordur. Mehmet Bey`in açıklamasının `dil sürçmesi` olarak değerlendiriyorum. Bizim herkese her dönem sektörün değerini ve önemini anlatma gibi bir lüksümüz yok.
Üzücü olan sektör bu kadar sıkıntıdayken ve YTL`deki aşırı değerlenme insanları son derece zor durumda bıraktığı bir dönemde çok küçük şeyler bile rahatsızlık verebiliyor. Bunda dikkatli olmak lazım.
Ülkenin beş yıldır yükünü reel sektör çekti. Mehmet Bey, belki hazineden sorumlu görev üstlenecek. Biz sorunları çözme konusunda pozitif bir yaklaşım bekliyoruz. Bunu da unutmasın. Bu sözlerden sonra artık sektöre bir borcu var diye düşünüyoruz.
Mehmet Şimşek: Yanlış anlaşıldım, üzüldüm
Tekstil sektörünün geleceği ile ilgili görüşleri eleştiri konusu olan Mehmet Şimşek, bir yanlış anlama olduğunu belirtti. Şimşek`in sözleri şöyle:
Ben, çok basit tekstil ürünlerinde, katma değeri ve teknoloji katkısı düşük olan ürünlerde 2025-2050 yılında bu ürünlerin üretimini belki Çinlilere bırakmak lazım. Onlardan da 65 milyonu Türkiye`de misafir edelim, onlar üretsin satsın, biz misafir edelim, burada harcasınlar dedim. `Abdestsizken namaza yaklaşmayın` derler ya işte burada da abdestsiz kısmını almadılar, namaza yaklaşmayın kısmını aldılar. Ben öyle bir şey söylemedim.
Tekstil Türkiye`de hem ihracat hem istihdam açısından çok önemli. Mutlaka daha yüksek katma değerli ürünlere geçiş için, özellikle markalaşma açısından sektörü desteklememiz lazım. Bunu beyannameye de soktuk. Yanlış anlaşılmak beni çok üzdü.
TV programında o bağlamda söyledim. Tekstil sektöründe markalaşma zaruridir. Çok basit ürünlerde bizim Çin`e, Hindistan`a ve Mısır`a oranla rekabet gücümüz yüksek değil. Bunu söyledim. Bunda da yanlış bir şey yok.
2050 yılında Türkiye imalat sanayinin ekonomideki payı yüzde 15`tir. Tarımın payı yüzde 2-3`tür. Hizmetlerin payı yüzde 80`dir. Niye? Çünkü dünyanın en gelişmiş ülkeleri bugün istihdamda hizmetler sektörünün payı yüzde 75`tir. İmalat sanayinin payı da 20 civarındadır. Biz de oraya doğru gideceğiz. Biz iddialıyız. Türkiye`yi dünyanın en gelişmiş on ülkesinden biri yapacağız diyoruz. Bu noktaya varacaksak Türkiye ekonomisinin kabuğu değişecek.
Ben dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyorum. Gaziantep`teyken aşağı yukarı her fabrikaya gittim. Tabii ki ben tekstil uzmanı değilim. Ama sektörde olup bitenler ve trendler konusunda bilgim var.