Rapor, Avrupa`yı böldü

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) İzleme Komisyonu, Türkiye hakkındaki raporunun görüşülmesini yanlış bir karara varmamak için Nisan 2001 tarihine erteledi.

İki ayrı raportörün birbirinden farklı isteklerde bulunduğu raporda Türkiye için olumlu ifadeler kullanıldı ve ``Türkiye`de işleyen bir demokasi var. Özgür seçimler yapılmakta, etkili ve bağımsız bir yasaması vardır`` denildi.

AKPM Türk Grubu Başkanı DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan ve grup üyesi DYP K.Maraş Milletvekili Mehmet Sağlam, düzenledikleri basın toplantısında Paris`te son yapılan toplantı hakkında bilgi verdi. İzleme Komisyonu`nda ele alınan Türkiye raporunda ``olumlu`` ifadelerin bulunduğunu aktaran Gürkan, Türkiye`nin peşin hüküm ve yanlış bilgilerle suçlandığını da söyledi.

Raportörlerin ihtilafı

Gürkan, ``Avrupa Konseyi tarihinde ilk kez iki raportör birbirinden farklı rapor hazırladılar. Macar sosyalist üye Andreas Barsony, insan hakları ve demokrasi alanındaki gelişmelerin yeterli olduğunu ve izlemenin kaldırılmasını isterken Alman Hıristiyan Demokrat üye Benno Zierer ise gelişmeleri olumlu bulmakla birlikte, idam cezasının yasalardan çıkarılmadığını, işkencenin sürdüğünü ve dört ilde olağanüstü hal yönetiminin devam ettiğini belirterek izlemenin kaldırılmasına karşı çıktı.`` dedi.

Bunun yanısıra, AKPM Denetim Komisyonu tarafından hazırlanan ön karar taslağında, Anayasa`nın değiştirilmesini isteyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile siyasiler ve yargı mensuplarının bu tutumundan övgüyle söz edildi. Türkiye`nin Avrupa Konseyi için taşıdığı önemin hatırlatıldığı taslakta, ``Anayasa değişiklikleri, MGK üzerinde Parlamento`nun kontrolü, insan hakları ve temel özgürlükler sisteminin yenilenmesi ve tamamlanması, hukukun üstünlüğünün kesin olarak tesis edilmesi, yargının tüm idari işler üzerindeki kontrolünün sağlamlaştırılması gibi hususlarda düşünülebilir.`` denildi.

Birbirinden farklı iki önerinin yer aldığı taslakta şu ifadeler dikkat çekti: ``Asamble, Tük makamlarının TCK 312. maddenin değiştirilmesini hızlandırmalarını, yeterince açık olmadığı cihetle ``düşünce suçundan`` ötürü devletin bireyle aleyhine keyfi olarak işlem yapmasına neden olan TMK 8. maddenin yenilenmelerini talep eder. ``Asamble, Türk vatandaşlarının insan haklarının tam olarak garanti altına alınması için gerekli yasal ve idari önemleri almalarını, Kürt kimliklerini yaşamalarını sağlamalarını (Kürtçe eğitim olasılığı dahil) tavsiye eder.``(ZAMAN)