Güçlü Türk lirası ekonomide sorun yarattı
Türkiye Raporu`nda özellikle de kamu mali sisteminde ek kurumsal tedbirler alınması gerektiği vurgulandı
OECD`nin 2008 Türkiye Raporu`nda, 2001`den bu yana alınan <ımg hspace="10" src="http://i.bigpara.com/i/55big/349oecd12.jpg" align="right" vspace="5">yola övgüde bulunulurken, özellikle de kamu mali sisteminde ek kurumsal tedbirler alınması gerektiği vurgulandı.
ımg>
DHA
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD`nin 2008 Türkiye Raporu bugün açıklandı. OECD Ekonomi Departmanı Türkiye Masası Başekonomisti Rauf Gönenç`in açıkladığı raporda, 2001 ekonomik krizinden sonra alınan önlemlere övgüde bulunuldu. Gönenç, Bu büyüme hızlanmasını 2000-2001 krizinde kaybedilen istihdamın geri gelmesi ya da 2001 sonrasında hızlanan dış sermaye girişlerinin suni olarak şişirdiği geçici bir süreç olarak görmüyoruz şeklinde konuştu.
Raporda yapılan ikinci kritik tespitse, 2001 önlemlerinin ardından yakalanan büyüme hızlanmasının, 2007 ortalarından başlayarak azalması konusunda geldi. Rauf Gönenç, bu soruna ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, Türk ekonomisi 2001 sonrasında bir yandan toparlanırken, bir yandan da dış ve iç piyasalarda çok daha düşük maliyetli ekonomilerin rekabetiyle karşı karşıya geldi ve bunu, kendi başarısının bir ceremesi olarak, daha güçlü bir Türk Lirası altında yaşadı ifadelerini kullandı.
Raporun bir başka önemli unsuruysa, cari açığın artması konusunda genel görüşe ters bir noktada durması. OECD raporuna göre hızlanan ve yatırım oranını artıran Türkiye`nin her halükarda eskisinden daha yüksek bir cari açık vereceğini gösterdiğini vurgulayan Gönenç, Dolayısıyla geleneksel ve en yakın tarihimizin doğruladığı ‘Cari açık oranı yüzde 4`ü aşarsa ekonomi krize girer’ kuralının tek başına geçerli olmayabileceğini düşünüyoruz. Fakat işin püf noktası şurada: ekonomi, eskisinden yüksek bir cari açığı, tam kapasitede çalıştığı, rekabet gücünde geriye düşmediği, yüksek büyümeyi devam ettirdiği takdirde kaldırabilir ve sürdürebilir diye konuştu.
Türk ekonomisinin arzulanan hızla büyümeye devam etmesi için makro ve mikroekonomik çerçevenin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Gönenç, Türkiye`nin kredi notunun, son yıllarda gösterdiği ekonomik performansa oranla aşağıda kaldığını ve bu notun yükselmesinin, güven faktörünün tam anlamıyla sağlanmasına bağlı olduğunu ifade etti.
``MERKEZ BANKASI`NIN ANTİ-ENFLASYONİST POLİTİKALARI DESTEKLENMELİ``
Raporun Türk ekonomisi için dört tavsiyede bulunduğunu anlatan Gönenç, bunlardan birincisinin, makroekonomik çerçevenin siyasi koşullardan bağımsız hale getirilmesi doğrultusunda kamu mali sisteminin şeffaflaştırılması olduğunu belirtti.
Raporun Türk ekonomisinin güçlenmesi için verdiği ikinci tavsiyeyse, enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek amacıyla faizleri yüksek tutan Merkez Bankası`nın, bu politikaları konusunda yalnız bırakılmaması gerektiği şeklinde. Rapor, üçüncü olarak ise kayıtdışı ekonominin hukuki düzleme uygun şekilde dönüştürülmesini sağlayacak önlemlerin, Türkiye`nin temel mikroekonomik gündemi olmasını öneriyor.
2006 OECD incelemesinde kaliteli eğitimin önemine ayrıntıyla eğildiklerini hatırlatan Rauf Gönenç, bu konuyu bu son raporda da ele aldıklarını ve dördüncü önerilerinin bu konuya ilişkin olduğunu ifade ederek, Bugün OECD ve hatta diğer yükselmekte olan ülkeler arasında ilk, orta ve yüksek öğrenimde öğrenci başına -satın alma gücü paritesine göre- en az kaynak kullanan ekonomilerden biri olan Türkiye`nin, bu alana daha fazla kaynak kaydırması gerekiyor dedi.