`Çağrı kamu bankaları için de geçerli`
Bugün, en büyük kamu bankası olan Ziraat Bankası`nın 2007 yılı bilanço rakamları, dolayısıyla kâr rakamı da açıklanacak
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı <ımg hspace="10" src="http://i.bigpara.com/i/55big/TevfikBilgin.jpg" align="right" vspace="5">Tevfik Bilgin`in yaptığı banka kârlarının temettü olarak dağıtılmayıp sermayeye eklenmesi çağrısının, sadece özel bankalar için değil, kamu bankaları için de geçerli olması gerekiyor.ımg>Erdal SAĞLAM / REFERANS GAZETESİ
Bugün, en büyük kamu bankası olan Ziraat Bankası`nın 2007 yılı bilanço rakamları, dolayısıyla kâr rakamı da açıklanacak. Ziraat Bankası`nın kârının 1.5 milyar YTL`nin üzerinde olması bekleniyor ama bu kârdan Ziraat`e bir şey kalmayacak.
BDDK Başkanının sermayelerin güçlendirilmesi yönündeki çağrısı sektörde, banka yöneticilerince de destek bulurken, hükümetin, kamu bankalarının kârlarını temettü olarak Hazine`ye alıp, kamu harcamaları için kullanmayı planladığı biliniyor. Hem bu bankalar, hem bankacılık sektörü, hem de ekonominin tümü için kamu bankalarının kârlarının da temettü olarak dağıtılmayıp, sermayelerine eklenmesi gerektiği konusunda ise tüm bankacılar hemfikir gözüküyor.
Çünkü banka sermayelerinin güçlendirilmesi her açıdan büyük fayda sağlayacak. Her şeyden önce bu yolla, giderek ağırlığını daha fazla hissettirmesi kaçınılmaz olan küresel krizin olumsuz etkileri biraz olsun absorbe edilebilecek. Bunun hem finans sektörüne hem de reel sektöre katkısı olacak. Çünkü dışarıdan kaynak akışı sağlanamayınca, zorunlu olarak içkaynaklara ve özkaynaklara yönelmek zorunda kalınacak. Yani bankaların kredi vermeye devam etmesi için, sermayelerinin şimdi çok daha güçlü olması gerekiyor. Bu krediler sayesinde reel sektör de küresel krizden daha az etkilenmiş olacak. Bu da büyüme oranlarının bıçakla kesilir gibi düşmesini engelleyip, küresel kriz etkisini yumuşatabilir.
Yani bankaların, dolayısıyla kamu bankalarının kârlarının da temettü olarak dağıtılmayıp, sermayelerine eklenmeleri, makro ekonomi açısından da büyük önem taşıyor. Yanı sıra, bankaların Basel II kriterlerine uyumu için, zaten sermayelerini güçlendirmeleri gerekiyor. Uygulaması ertelenen bu kriterler 2009 yılında yürürlüğe girecek ve mümkün olduğunca bankaların yeni şartlara, bu arada ağır sermaye şartlarına da uyum sağlamaları gerekiyor. İşte bu nedenle de kârların sermayeye eklenmesi çok yerinde olacak.
Özelle aradaki fark açılıyor
Kamu bankalarının hem kredi hacmini artırabilmeleri hem de rakipleriyle rekabet edebilmeleri için, güçlü sermaye yapılarına sahip olmaları gerekiyor. Halbuki zaten şu anda da kamu bankalarının sermayeleri çok düşük düzeyde. Örneğin İş Bankası`nın özsermayesi 10.6 milyar YTL iken, Ziraat Bankası`nın özsermayesi 6.6 milyar YTL düzeyinde. Dolayısıyla aradaki fark giderek açılmaya devam ediyor. Kamu bankalarının özelleştirilmesi düşünülüyor ama bu sermaye yapılarıyla nasıl özelleştirilecekleri pek düşünülmüyor. Örneğin Halk Bankası`nın bu yıl içinde halka arzın dışında kalan yüzde 75 hissesinin blok satışı düşünülüyor. Ancak satışta çok önemli değer artışı yaratacak olan sermayesi güçlendirilme yoluna gitmiyor. Ziraat Bankası`nın halka arzı ya da blok satışı halinde de, yine aynı sıkıntı gündeme gelecek ve Bankanın değeri olması gerekenden düşük kalacak.
İşte bu nedenle, ne kadar kamunun gelire ihtiyacı olsa bile, kamu bankalarının ettiği karların bankaların karlarına eklenmesi gerekiyor.
Kırılganlık artabilir
Halbuki Ziraat Bankası`nın kârının tümünün temettü olarak Hazine`ye alınması planlanıyor. Maliye Bakanlığı 2008 yılında, 2007 kârları nedeniyle Ziraat Bankası`ndan 1.5 milyar YTL, Halk Bankası`ndan 400-5000 milyon YTL`yi temettü olarak bütçeye almayı planladığını biliyoruz. Yani Ziraat Bankası`nın bugün açıklayacağı kâr, zorunlu yedekler ayrıldıktan sonra, tümüyle Hazine`nin kasasına gidecek.
Halbuki temettü dağıtılmayıp, Genel Kurulda kârın sermayeye eklenmesi kararı çıkabilir. Bu kararı verecek olan Hazine Müsteşarlığı yani hükümetin ta kendisi. Ya da temettü olarak Hazine`ye 1.5 milyar YTL verilir ancak ayrı bir karar verilip Ziraat Bankası`nın 2.5 milyar YTL olan sermayesinin, örneğin 1 milyar YTL artırılması kararı çıkabilir. Yani o zaman Hazine 1.5 milyar YTL alıp, geri 1 milyar YTL`yi Ziraat Bankası`na geri koyabilir.
Özetle; BDDK`nın sermaye güçlendirme çağrısı kamu bankaları için de geçerli olmalı. Hatta BDDK bu konuda devreye bile girmeli. Aksi takdirde şu anda güçlü yapılarıyla övündüğümüz bankalarımız, krizin etkisiyle yeniden kırılgan hale gelebilir. Banka sermayelerinin güçlü olması, reel sektör üretimi için, dolayısıyla ülke ekonomisi için de hayati önem taşıyor.