İtfalarda Faiz Tedirginliği
Ekonomistler, Hazine`nin ocak ve şubat aylarındaki 10 milyar dolar düzeyindeki iç borç ödemeleri öncesi, ekonomi üzerindeki zararın en alt seviyede tutulması için faizlerin düşmesi gerektiğini söylediler.
Ekonomistler, yüksek faiz seviyesinin makro ekonomik dengeler üzerindeki zararının en alt seviyede tutulabilmesi için Hazine`nin ocak ve şubat aylarındaki yüklü itfaları öncesinde faizlerin düşmesi gerektiğini belirtiyorlar. Hazine`nin ocak ve şubat aylarındaki iç borç ödemeleri yaklaşık 10 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Bu yılın ocak ayındaki Hazine ihalelerinde ortalama faiz yüzde 37 - 38 düzeyindeydi. Yaşanan krizin IMF`den geleceği açıklanan 7.5 milyar dolarlık ek rezerv ile azaldığını belirten ekonomistler, risklerin hala varolduğunu ancak kısa vadede izlenmesi gereken göstergelerin olumlu gözüktüğünü ve yeni bir kriz riskinin gitgide azaldığını belirtiyorlar. Ekonomistler, kısa vadede bakılması gereken göstergelerin iki haftada yaklaşık 7 milyar dolarlık kayıp yaşayan döviz rezervleri ve faiz oranlarının seviyesi olduğu konusunda hemfikirler. Döviz rezervlerinin yükselmesi, en azından stabilize olması gerektiğini vurgulanırken, faizlerin 2001 yılına etkilerinin en azda kalması için hızla düşmesi gerektiği belirtiliyor. Kriz öncesinde yüzde 35 seviyesine kadar gerileyen bono faizleri, gecelik faizlerin yüzde 1,700`lere fırladığı günlerde dar hacimle de olsa en yüksek 140 seviyelerini gördü. IMF`in açıklamalarından sonra ise bono faizleri yüzde 65 - 80 bandında seyrederken, gecelik TL faizleri ise yüzde 100 seviyelerinde tutunuyor.
PİYASALARIN GÜVENİ FAİZE BAĞLI;
CSFB yayınladığı günlük bülteninde, Piyasalar faizlerin ne ölçüde düşüş göstereceğini yakından takip ediyorlar çünkü bu Hazine`nin hangi maliyetlerle yeniden borçlanacağını gösterecek. Eğer faizler yüksek seviyelerde kalırsa, bu hükümetin vergi toplayarak ve harcamaları kısarak elde ettiklerinin hızla artan faiz giderleriyle gölgelenmesine neden olacak. Bu nedenle, piyasaların güveninin yeniden oluşması için faizlerin gerilemesi önemli denildi. Faizlerin hızla düşmesi ocak - şubat itfaları öncesinde iç borcun Gayrisafi Yurtiçi Hasılayla (GSYIH) oranının gerilemeyi sürdürmesi açısından da önem taşıyor. CSFB bülteninde Bono faizleri yüzde 40`ın çok üzerinde kaldığı sürece bu oranının (Borç / GSYIH) azalması zor gözüküyor dedi.
HAZİNE`NİN BORÇLANMA MALİYETİ ARTACAK;
Deutsche Bank da yayınladığı haftalık raporunda, faiz seviyesinin ocak ayına kadar yüksek seyretmesini beklediklerini ve faizlerin etkisinin bütçeye yansıyacağını belirtildi. Roporda, Yüklü bono portföyüne sahip Demirbank`a el konulmasının ardından, yabancı yatırımcıların riskten daha fazla kaçınma eğilimi de Hazine`nin bu yıla göre daha maliyetli borçlanmalar yapmasına neden olacaktır denildi. Faizler yüksek seyretmesine karşın bu yılki başarılı bütçe performansının gelecek yıl da devam etmesi çok önem taşırken, Deutsche Bank bunun ancak hükümetin bazı mal ve servislerde uyguladığı desteklemeleri kaldırması ve KİT`lerin mali durumlarının iyileştirilmesi ile mümkün olabilceğini söylüyor.
Deutsche Bank raporunda, Büyümede yaşanan hızlı gerileme hükümetin vergi gelirlerine de yansırsa, o zaman ya ek vergi önlemleri ya da harcamaların kısılması için gerekli önlemler alınacaktır denildi. Hükümet gelecek yıl için büyüme hedefini yüzde 4.5 olarak açıklarken, ekonomistler kriz sonrasında bu hedefin tutturulmasının zorlaştığını ve aşağı doğru revize edilmesinin gerekebileceğini söylediler. Bazı ekonomistler özellikle gelecek yılın ilk yarısında büyümenin sıfıra yakın ya da eksi olabileceğine dikkat çekiyorlar.
BANKALAR ZORLANABİLİR:
Deutsche Bank Raporunda, faizlerin mevcut yüksek seviyelerini korumalarının bankaları da zor durumda bırakacağına işaret edildi. Raporuda şöyle denildi:
Faizlerin yüksek seyretmesi sadece bankaların bono portföyleri açısından değil fonlama maliyetleri açısından da risk yaratıyor. Bu durum özellikle iç piyasadan fon bulmak zorunda olan küçük ve orta ölçekli bankalar için daha kritik. Büyük bankalar ise bu baskıya dışarıdan sendikasyon kredileri yoluyla fon bularak daha uzun süre dayanabilirler. Banka raporunda, her şekilde, eğer faizler gerilemezse daha fazla sayıda bankanın zor duruma düşeceği ve bankacılık sektörünün 2001`de de zor bir yıl geçireceği ileri sürüldü. Öte yandan ekonomistler ise, faizlerdeki hızlı yükselişin büyüme üzerinde de etkilerinin olumsuz olacağını ifade ettiler. Ekonomistler, bu durumun bankaların kredi limitlerini ve kredi talebini azaltacağını söylüyorlar. (FİNANSAL FORUM)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN