İş dünyası 'Yeni Ekonomik Programı' değerlendirdi

​İş dünyasının önde gelen isimleri Yeni Ekonomi Programı (YEP) değerlendirdi. İş dünyası YEP için 'güçlü' mesajlar verdi. İşte iş dünyasının açıklamaları...

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yazılı açıklamasında, Bakan Albayrak'ın "Yeni Ekonomi Programı" adıyla açıkladığı ve 2019-2021 dönemini kapsayan programın, Türkiye'nin döviz merkezli ekonomik kuşatma operasyonunu bertaraf etmesinin yanı sıra dengelenme, toparlanma ve sıçrama için yürütülecek çalışmaları içerdiğini vurguladı.

Türkiye'nin üretim ekonomisine dönüşme süreci için yol haritası niteliğindeki YEP'teki enflasyon, işsizlik, cari açık gibi temel göstergelere ilişkin hedeflerin gerçekleştirilebilir olduğuna dikkati çeken Baran, "Üretim odaklı bir büyümenin hedeflenmesi ve katma değeri yüksek üretim alanlarına yönelinmesi Türkiye'nin insan kaynağı başta olmak üzere sahip olduğu tüm değerlerin doğru kullanımı ve bağımsızlığı açısından önem taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.

##$HABER_1449247$##

Yeni Ekonomi Programı'nda Kamu Maliyesi Dönüşüm Ofisi kurulmasının yer aldığını anımsatan Baran, kamu maliyesinin disiplin altına alınmasıyla 76 milyar liralık tasarruf sağlanmasının önemli olduğunu ifade etti.

Baran, ekonomik yaptırımların silah gibi kullanıldığı bu dönemde ülke olarak yeni bir başarı hikayesine ihtiyaç bulunduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"Türkiye dengelenme, disiplin ve değişimi içe?ren 3D'li dönemle üretim ekonomisine dönüşecek. Üretimi odağına alan Türkiye, hem büyüme ivmesini artıracak hem dış ticaret hem de cari açığına kökten çözüm üretebilecektir. Bu ivmeye kamu maliyesinin yeniden yapılandırılmasıyla elde edilecek tasarruf eklenince Türkiye'nin YEP'i ile önemli bir dönüşüm sürecini tamamlayabileceği gözüküyor. Ekonomimizin zorluklarını sağ salim aşacağımıza inanıyorum."

“EKONOMİNİN YENİ ANAYASASI YEP”

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, programda yer alan ekonomide öngörülebilirliği artırıp, oynaklığı düşürebilecek, performansı ölçülebilir makro hedefleri ise ‘yatırımcının yeni bağlayıcı çıpası’ olarak tanımladı.

Şekib Avdagiç, “Bu program, ekonomimizdeki hassasiyetleri dikkate alan gerçekçi bir yol haritası ortaya koydu. YEP’in piyasayla uyuşan ve piyasaya yön veren nitelikte olmasını, ayrıca iş dünyası için son derece önemli olan enflasyon ve cari açık vurgusunu da içermesini çok anlamlı buluyoruz. Şüphesiz katma değerli büyüme, sürdürülebilir büyümeyi getirecek. Vergi sisteminin daha adil hale getirilmesiyle ilgili hedefler de iş dünyamıza güven kazandıracak. Yeni Ekonomi Programı’nda açıklanan aksiyon planları, reel sektörümüzün yolunu aydınlatacak, yatırımlara istikamet gösterecek niteliktedir. Özellikle YEP ile elde edeceğimiz makro kazanımları, Türkiye’yi sanayide dönüştürecek bir sıçrama tahtası olarak kullanmalıyız. Tüm gayretimizi buna vermek zorundayız” diye konuştu.

Türkiye'de herkesin ihracat katkılı, cari açık oluşturmayan, sürdürülebilir bir büyüme modeli ihtiyacı konusunda hemfikir olduğunu belirten Avdagiç, “İnanıyoruz ki Yeni Ekonomi Programı’ndaki bağlayıcı hedefler tutturuldukça, hem faiz hem enflasyonun aşağı gelmesi hızlanacak. Şimdi tasarruf ve yatırım vakti. Kamu maliyesinde 60 milyar liralık tasarrufun bize refah olarak döneceğinden şüphemiz yok. Ekonomik büyümemize hızlı olduğu kadar verimli ve sürdürülebilir kalitede bir motor lazım. Bu da makro hedefler başarıldıkça ortaya çıkacak bir şey. Türk şirketleri olarak yeni ve iyi teknolojileri daha hızlı benimseyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"GÜÇLÜ, AYAKLARI YERE BASAN, GERÇEKÇİ BİR PROGRAM"

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, ayakları yere basan, altı doldurulmuş, hayali olmayan bir program ile karşı karşıya olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Büyüme ve enflasyon rakamlarında da olabildiğince gerçekçi davranılmış. Bu yönüyle bakıldığında hoşumuza gidip gitmemesi değil, uygulanabilir olması bizim açımızdan önemliydi. Yatırımlar noktasında, özel sektörün yatırımları açısından bir şey kastettiklerini sanmıyorum ama şu anki, mevcut finansal yapı içerisinde ikinci planda olması gereken yatırımlarla ilgili bir değerlendirme yaptılar. Doğrudur, bu çerçevede ilerlenecektir diye düşünüyorum. Sonrasındaki asıl kısmı olan uygulama hep birlikte gerçekleştirilecek. Bakanlığın ortaya koyduğu tabloya biz de özel sektörle elimizden gelen desteği vererek bu ülkeye sahip çıkmaya devam edeceğiz."

Nail Olpak, yaptığı yazılı açıklamada da, istikrarı güçlendirmek için dengeli büyüyen, kademeli ve uzun vadeli bir perspektifi hedefleyen, güçlü, ayakları yere basan, gerçekçi bir programın açıklandığını belirterek, "Program, kısa günün karı anlayışı yerine uzun vadeli hedeflere ve uzun vadeli istikrara bırakan tüm ekonomi anlayışına yeni bir soluk getiriyor." ifadesini kullandı.

Açıklanan hedeflerin somut, şeffaf, uygulanabilir ve hızlı adımlarla hayata geçirileceğine inandıklarını aktaran Olpak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Böylelikle Türkiye ve dünyada iş çevrelerinin, Türkiye ekonomisine güvenini hızla tekrar tesis edeceğine şüphemiz yok. Yeni Ekonomi Programı'yla, Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Bakan Berat Albayrak'ın geçtiğimiz ay yaptığı Yeni Ekonomik Model toplantısında verdiği ilk mesajların sayılara ve hedeflere dönüştüğünü görüyoruz. Sadece para ve maliye politikasının değil, tüm paydaşlarımızın destek vereceğini umduğumuz kapsamlı bir 'enflasyonla topyekün mücadele programının hayata geçirilmesini oldukça önemli buluyoruz.

Yaşadığımız zorlu sürecin başından bu yana attığı adımlarla kontrolü eline alan ekonomi yönetimimiz, 3 yıllık stratejisini somut adımlar üzerine kurdu. Üretimi güçlendirecek, finansal piyasaları rahatlatacak ve ihracatı artıracak olan bu strateji, ülkemizin dengeli bir şekilde ve sürdürülebilir bir büyümeyle ilerleyeceğinin göstergesi. Bununla birlikte programın en önemli kısmı, reel hedefler ortaya koyması ve veriye dayalı sistematik bir program olması. 2021 yılına kadar olan kademeli büyüme ve kademeli enflasyon düşüşü hedeflerinin reel ve tutarlı olduğunu düşünüyoruz. Büyüme hedefleriyle uyumlu enflasyon hedefleri dengelenme sürecini destekler nitelikte.  Ayakları yere basan gerçekçi bir program ve altı dolu... Bununla birlikte henüz başlamayan kamu yatırımlarının durdurulmasını tasarruf tedbirleri açısından çok önemli buluyoruz. Konular özelinde çalışacak ofislerin kurulması da atılacak kararlı adımların göstergesi."

YENİ EKONOMİ PROGRAMI ÇOK İYİ ÇALIŞILMIŞ BİR PROGRAM

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın "Dengelenme, Değişim ve Disiplin" sloganıyla hazırlanan Yeni Ekonomi Programı'nı (2019-2021) açıklamasının ardından değerlendirmelerde bulundu.

YEP'in çok iyi çalışılmış bir program olduğunu aktaran Kaan, "Dengelenme, Değişim ve Disiplin' odaklı bu öngörüleriyle birlikte çok iyi çalışıldığını söylemek istiyorum. Önümüzdeki süreçle ilgili olarak her türlü değerlendirmenin yapıldığını görüyoruz. 2019 yılı için tüm dünyada beklenen daralmanın da aynı şekilde bu sürecin içine dahil edildiğini gördük." ifadelerini kullandı.

Kaan, 2020 ve 2021 sonrasındaki değişimin çok iyi planlandığını gördüklerini kaydederek, "Kendilerine ellerine sağlık diyorum. Biz MÜSİAD ve sanayici kesimi olarak işsizlikle ilgili çalışmaya, büyümeye ve katma değerli üretim yapmaya devam edeceğiz." bilgisini verdi.

2013'e kadarki süreçte Türkiye'nin büyüme rakamlarının gayet iyi olduğunu vurgulayan Kaan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu sürece döneceğimizi düşünüyorum. Dünyadaki daralmanın etkisini görüyoruz. Yurt dışından gelen ve yurt içinde pompalanan bir algı var. Bu algıya karşı çıkıyoruz. Piyasalarda bazı sıkıntılar olabilir, ülke bu süreci rahatlıkla atlatacak bir düzeyde. Bizim için buradaki 2 seneyi rahatlıkla atlatıp sonrasında eski büyümemize döneceğimizi düşünüyorum."

"TÜRK LİRASINA GÜVEN ARTACAK"

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, yazılı açıklamasında Bakan Albayrak'ın açıkladığı YEP'i değerlendirdi. Programın kamuoyu ile paylaşılmasıyla Türkiye'nin 3 yıllık projeksiyonunun belli olduğunu kaydeden Özdebir, "Kontrollü ve ekonomik gerçekliklere uygun bir makroekonomik model ortaya konuldu. Programın, mevcut dinamikleri sürdürebilir hale getirirken, bunu gerçekleştirmek için de güçlü maliye politikasıyla desteklendiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Özdebir, kur, faiz ve enflasyon sarmalının, ülke ekonomisine getirdiği maliyetin, bu programla aşılacağını düşündüğünü belirterek, özellikle kamu harcamalarında kısıtlamaya gidileceği ve yüksek maliyetli projelere başlanmayacağına yönelik açıklamaların piyasayı rahatlatacağının altını çizdi. Özdebir, sağlanacak kamu tasarrufunun, kaynak yaratma açısından çok önemli olduğuna dikkati çekti.

Özdebir, programda bankacılık sektörünün güçlü yapısının sürdürülmesi ve reel sektörü destekleme yönünde devamlılığının sağlanmasının temel amaç olarak ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu anlamda, reel sektörün finansal piyasalarla ilişkisi göz önüne alındığında, mevcut borçlanma maliyetlerinin aşağı çekilmesi yönünde etkinliği arttırarak, ekonomide bir ivme kazanacağını düşünüyorum. Kaynak sıkıntısının yaşandığı ülkemizde, özellikle döviz akışını sağlamaya yönelik alınan tedbirlerin, döviz kurlarındaki dalgalanmanın normalleşme eğilimine girmesini sağlayacağı aşikardır. Türk lirasına olan güven artacak, bu güven artışı bütün makroekonomik değişkenleri olumlu etkileyerek, ekonomimiz yeniden dengelenme ve ayarlama sürecine girecektir. Dengelenme, disiplin ve değişim, ana temeli üzerine oturtulan programla, ekonomimizin sürdürülebilir bir model algısıyla, yeniden bir dengelenme sürecine gireceğini düşünüyorum."