Hazine`de İmar sancısı

Daha önce batan bankalar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu`na (TMSF) 17 milyar dolar aktaran Hazine, İmar Bankası`ndaki 7 katrilyon liralık yük için kara kara düşünmeye başladı. TMSF`den henüz bir talep olmamasına karşın, kayıt dışı hesaplarla rakamın büyümesi Hazine`yi telaşlandırdı.

İMAR Bankası`nda ‘çifte kayıt’ tesbitinin ardından, devletin mevduat yükümlülüğünün 6-7 katrilyon lira gibi rakamlarla ifade edilmesi, bu kaynağın büyük bir bölümünün talep edileceği Hazine`yi borç yönetimi açısından kaygılandırıyor.

Borçların döndürülmesi için temel koşul olarak kabul edilen faiz dışı fazla hedefinde İmarbank operasyonu dikkate alınmadan ortaya çıkan 2.3 katrilyon liralık sapma, henüz tam çözülmemişken, Hazine`ye gelecek bu ekstra yükün ağır olmasından korkuluyor.

Hazine kaynakları, son dört yıldır yapılan bankacılık operasyonlarına bakıldığında; bankanın mevduat kabul etme yetkisinin kaldırılarak tasfiyeye tabi tutulmasının, Fon bünyesine alınmasına nazaran maliyeti çok daha fazla yükselttiğine dikkat çekiyor.

HENÜZ TALEP YOK

İmar Bankası`ndaki bilanço tespitinin henüz sonuçlanmaması nedeniyle, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu`ndan (TMSF) hálá Hazine`ye ‘nakit veya kağıt yönünde’ herhangi bir talep gelmediği bildirildi.

İmar Bankası`nın tasfiyeye tabi tutulmasıyla ortaya çıkacak nakit ihtiyacının, mali piyasalar üzerinde baskı yaratarak, faizleri yükseltmesinden endişe ediliyor. Telaffuz edilen mevduat yükümlülüğün, borçlanmayla aşılabilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan kaynaklar, farklı seçenekler üzerinde durulmasının zorunlu olduğu belirtiliyor.

Paraların nakit olarak ödenmesinin güçlüğü karşısında, İmar Bankası`nın mevduatının Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) yoluyla ödenerek, güçlü bankalara devredilmesi fikri tartışılıyor. Bu yolla sistemden büyük miktarlarda para çıkmasının önüne geçilebileceği belirtiliyor. Ancak yüklü nakit çıkışını önlemek amacıyla başvurulması önerilen bu yöntemin, TMSF`nin Hazine`ye olan borcunu katlayarak arttıracağından da kaygı duyuluyor.

TMSF bugüne kadar, Fon`a devredilen 20 banka için Hazine`den 17 milyar dolar kullandı. Bu kaynağın büyük bir bölümünü Fon`a ikrazen verilen Hazine tahvilleri oluşturdu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Engin Akçakoca, İmar Bankası mevduatının hak sahiplerine ağustos sonu veya eylül başında ödenebileceğini açıklamıştı. İmar Bankası`nın bilançosunun çıkarılması çalışmaları sürerken, Ağustos ayı içinde BDDK ile Hazine`nin de ortaya çıkacak rakamın ödenmesi konusunda mutabakata varması bekleniyor.


İmar`daki batık için 8 milyar dolar diyen var


Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç`un basın mensuplarıyla yaptığı sohbet yemeklerinden ikincisi dün gerçekleşti. Toplantıya Mustafa Koç ile birlikte holdingten CEO Bülent Özaydınlı ve Kurumsal İletişim ve Dış ilişkiler Başkanı Hasan Bengü katıldı.

İmar Bankası sorunu konusunda Mustafa Koç, ‘‘Bizim gibi ülkelerde sermaye sahiplerinin siyasete girmemesi lazım derken, Bülend Özaydınlı da, ‘‘Bizde bazı rakamlar çok rahat telaffuz ediliyor. Benim bilgim Uzan olayında riskin 5 milyar dolar olduğuydu. Şimdi 8 milyar dolar deniliyor. İkisi arasında çok büyük fark var. Ama etkisi olmuyor. Uzan olayını Çukurova olayında cevap aramak lazım. Karamehmet ile anlaşıp 12 yıllık bir plan yapıldı. Bu olayda da böyle bir sonuç olabilir. Burada değerlendirmenin farklı yanı, siyasi yön bulunması. Bu da sanırım Uzanların lehine bir faktör’’ dedi.

Özaydınlı, olmaması gereken olumsuz bir yaklaşıma örnek verirken, ‘‘Hükümet ve AKP içersinden birileri sürekli olarak ‘2004`ten sonra IMF`den kopacağız` diyor. Sanki yapılanlar bizim isteğimiz, gerekli olan şeyler değilmişte, IMF zorlamasıyla yapılıyormuş izlenimi veriliyor. Güven unsurunu istiyorsak yaptıklarımızın bizim isteğimiz olduğunu söylemeliyiz. IMF`te Türkiye için sigortadır. Bu konuda yanlış açıklamalarla güveni kaybetmemek lazım’’ dedi.

Mustafa Koç ve Bülent Özaydınlı yaptıkları açıklamalarda, ‘‘Türkiye`nin önündeki en önemli sorun AB`den tarih almaktır. Bu konuda Hükümet ciddi adımlar attı. Şimdi bunun uygulanabilirliğinin gösterilmesi lazım’’ dediler.