Etibank soyuldu suçu bana yıkmak istediler

Ecevit Hükümeti`nin Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Yolsuzluk Komisyonu`na, ‘‘Soyulagelen Etibank`a ben Uluğbay`a vekalet ederken el koyalım diye bir not geldi. Bu nota uyup, hareket edemezdim. Bu konuda beni suçladılar. Suç varsa, kendini vuran arkadaşa, eski bakanlara sorun’’ dedi.

Önceki hükümetten uzun dönem Başbakan Bülent Ecevit`in ‘‘sağ kolu’’ olarak görev yapan Hüsamettin Özkan, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu`na çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özkan, ‘‘Kendini vuran Hikmet Uluğbay`a vekalet ettiğim bir dönemde soyulagelen Etibank`a el konulmasınını içeren imzasız bir not geldi. Bu nota dayanarak Etibank`a el konulmasını sağlamadığım için beni suçladılar. Ortada suç varsa kendini vuran arkadaşa, ondan önceki bakanlara sorun’’ dedi.

Komisyon tutanakları, Özkan`ın istememesine rağmen basına açıklandı. Özkan, özetle şu değerelendirmeleri yaptı:

KRİZLERİN NEDENİ 94`TE:

Bence 94`de Bankalar Yasası`nda yapılan bir değişiklikten ortaya çıkmıştır bütün krizler. Bankaların kuruluşu değiştirilmiş, sonuçları değiştirilmiş. Banka sermayedarına, yüzde 5`ten fazla kredi verilemez hükmü kaldırılmış. 94 krizinde 3 banka batınca, o tarihte mevduatın tümüne güvence verilmiş.

DALGALI KURU IMF DAYATTI:

19 Şubat günü Başbakanlık`ta toplandık. O toplantıya tüm yetkililer katıldı. IMF bize, dalgalı kura geçilmesini dayattı. Yani mecbur bıraktılar. Hiçbir hükümet, kendi açıkladığı programdan vazgeçer mi? İntihar etmek demektir.

ABD`Lİ DE KATILDI:

O gün toplantıya bütün kuruluşların başkanları, devleti temsil eden bütün arkadaşlar katıldı. Fazlası var eksiği yok. Zannediyorum, bir veya iki kişi, tabii Cottarelli falan olabilir. Belki de ABD Maliye Bakan yardımcısı olabilir.

DÖVİZ ALANLAR ERDOĞAN`DA:

Kimlerin, hangi kurumların kaç para çektiğine, kimin Türk parasını dövize çevirdiğine dair merakımız oldu ve teftiş kurulu görevlendirildi. Başbakan Erdoğan`a söylerseniz, bu bilgilere ulaşarsınız.

ETİBANK OLAYI:

Bir gazetede ‘Kasırga Özkan’a vurdu` diye haber çıktı. Nuh Mete Yüksel`in, Etibank`la ilgili konuyu geciktirdiğimden dolayı hakkımda fezleke düzenlediği ifade edildi. Bu fezleke değil, bilgi notuydu.

VEKALET SIRASINDA OLDU:

Uluğbay`ın yaptığı bir girişim sonucu 15 günlük vekaletim oldu. Aylardır soyulagelen Etibank`a, vekalet ettiğim son güne denk gelen bir bilgi notuyla elkonması isteniyordu. Fotokopi olan bu kağıdı kimin yazdığı, kimin koyduğu belli değil. Başsavcı da el koymadım diye, soyguna yardım ve yataklıkla suçladı beni. Bir suç varsa kendisini vuran arkadaşımız başta olmak üzere, ondan evvelki bütün bakanlar var. Benden evvelkileri neden suçlu göstermiyorsun?

TÜRK`ÜN ODASINDA GÖRÜŞTÜK:

Nuh Mete Yüksel ile Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk`ün odasında görüştük. Bunları aynen kendisine söyledim. Ben ne tehdit ederim? Tehdit edecek olsaydım çok daha farklı bir şey yapardım. Bunlar komplo mu bilemem. Bana yapılan vallahi, kim bacanak, enişte, kayınbirader diyorsa onlardır. Bana yapılanlar hakkında dava açmadım, bana ziyarete geldi, özür dilendi benden açıkçası.

Yan çevirmeseydim Uluğbay ölmüştü

Eski Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay`ın kendini vurması olayı, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan`ın TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu`na verdiği bilgilerle tutanaklara şöyle yansıdı: ‘‘Uluğbay`ın karısı ağlayarak beni aradı. Zor yetiştim, hayatını kurtardım. Ağabeyim hekimdir. Yan çevirmeseydim ölmüştü zaten. Yan çevirdim, kendisinin ağzından kanları alabildiler hastanede. Nereye kızdı, ne için yaptı bilmiyorum, normal bir iş değildi.’’

Yiğit`e ‘Türkbank’tan vazgeç` diyen bendim

Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Türkbank skandalını Yolsuzluk Komisyonu`nda şöyle anlattı:

KARARI BAŞBAKAN`A İLETTİM:

Türkbank olayında bir istihbarat kaynağının uyarısıyla ben Ecevit`e geldim. Zekeriya Temizel, Hikmet Uluğbay`ı çağırdım. Bu satışın durdurulması yönündeydi. Bunu başbakana arz ettik. Biz o kararı, partili bakanlar ve genel başkanımız aldık. Benim vasıtamla başbakana ilettik. Kendisinin aynen ifadesi, `Hazine`den sorumlu bakan yurtdışında. Hay hay, gelince onu gündeme getirelim` oldu.

AKTAŞ`I DEVREYE SOKTUK:

Arkasından İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş`ı devreye soktuk. Ben, Aktaş ve Temizel, (Hikmet Uluğbay da olabilir), Başbakan`ın resmi konutuna gittik. Bunun durdurulması yönünde talimatını verdi başbakan. Bir gün sonra karar açıklanacakken Fikri Sağlar bir bant yayınladı. Bu karar ikinci plana düştü, hem hükümet düştü.

YİĞİT`E GÖNDERİLDİM:

Başbakan ve yardımcısı ile görüştükten sonra görevlendirildim. Korkmaz Yiğit`e telefon açtım. ‘Vazgeç’ diyen benim.

MGK`da Sezer`in Ecevit`e tavrını içime sindiremedim

Hüsamettin Özkan, 2001 krizini ateşleyen MGK krizini TBMM Yolsuzluk Komisyonu`na şöyle anlattı:

MGK`DA MİSAFİR SANATÇIYDIK:

Burada gizli kalmasını istediğim birtek şey var. O hadise şudur. Bir Cumhurbaşkanımız bir de sayın Başbakanımız, geri kalan kuvvet komutanları ve bizim gibi bakanlar dahil o zaman biz MGK`da misafir sanatçıyız. Anayasa değişikliği yapılmamıştı o zaman. Söz hakkımız var, oy hakkımız yoktu.

BAŞBAŞA KONUŞABİLİRLERDİ:

MGK üyeleri dışındakiler çıkar, sadece üyelerin olduğu bölümde bu tartışma yapılabilirdi. O da sakıncalı bana göre. Cumhurbaşkanı ile Başbakan, her zaman başbaşa bu konuları konuşabilirlerdi. Ben yöntem olarak Başbakanın, açıklamasına karşıydım.

HACI BABAM DER Kİ:

Rahmetli Hacı babam der ki: Kendinden küçüğüne, büyüğünün yanında herhangi bir işlem yapamazsın, bağırıp çağramazsın. Çekersin kenara yaparsın. Kendinden büyüğüne de ağzını açamazsın. Başbakan, 17 yaş büyüktü. Cumhurbaşkanımız, çekerdi bir kenara, gel kardeşim, ister döver, ister kavga ederdi. Bizim yanımızda yapmasını ben içime sindiremedim. Belki bir müdahalem olmuştur.

SONUÇLARI OLMALIYDI:

Başbakan istifa etmeliydi. Çünkü bizlerin yanında, çok ağıza... Ben onu tekrar yapmayayım. Bizlerin yanında çok kötü duruma düşürüldü. Ya Cumhurbaşkanının, konuşmamdan sonra böyle birşey yapması gerekirdi. Ya da beni görevden almalıydılar. Bunların hiçbiri olmadı.

GENELKURMAY`IN RIZASI VARDI:

Doğrudur, yanlıştır, müdahalem olur. Onu da kimseye söylemedim. Başbakan, bizim ve Genelkurmay Başkanı`nın rızasıyla açıklama yaptı. O açıklama olmasaydı da bu kriz olacaktı. Bunların sonuçları açısından hükümet istifa etseydi tamamdı. Siyasal bir krizdi.

Biz çok teslim olduk siz bürokrata teslim olmayın

Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Yolsuzluk Komisyonu`nda bürokrasiden şöyle yakındı: ‘‘Biz bürokratlara çok teslim olduk. Allah vere de siz teslim olmayın. Siyaset, milletin avukatlığını yapacak cesaretli adamların işidir. Ben cesaret sahibiydim kendimce. Çok ceza çektim. Şimdi mübarek olsun size siyaset, ben bıraktım.’’

Siyasetten bıktıran ahlaksız yapı vardı

Hüsamettin Özkan, Yolsuzluk Komisyonu`nda siyasetle ilgili şu yorumu yaptı: ‘‘İnsanı siyasetten bıktıran ahlaksız bir yapı vardı. Kredi kartı olmayan insanlara çamur atıldı. Edepliyseniz yüzünüz kızarır ve tiksinirsiniz. Tiksintim bu, onun için bıraktım siyaseti. Allah bir daha bana nasip etmesin. Üyelik değil, Ankara`ya gelmeyi bile nasip etmesin.’’