Ecevit`e 2. Muhtıra

16.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :

TÜSİAD`ın dün yapılan Yüksek İstişare Kurulu toplantısında, hükümet eleştiri bombardımanına tutuldu. Eczacıbaşı ve Yücaoğlu`nun açıklamaları, `TÜSİAD, Ecevit`e yine muhtıra verdi` şeklinde yorumlandı.

Mali piyasalarda başlayan krizin reel sektöre sıçrayıp sıçramadığı tartışmalarının yoğunlaştığı ortamda Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği`nin (TÜSİAD) Ankara`da toplanan Yüksek İstişare Konseyi (YİK) sert değerlendirmelere sahne oldu. YİK Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Başkan Erkut Yücaoğlu`nun açıklamaları, `TÜSİAD, Ecevit`e yine muhtıra verdi` şeklinde yorumlandı. Yücaoğlu 2001`de büyümenin sıfır ya da negatif olmasının kaçınılmaz hale geldiğini ileri sürerek `Yüzde 4.5`luk 2001 büyüme hedefine ulaşılması imkansızlaşmıştır. Hükümet 2001 bütçe ve program hedeflerini tutturmakta çok zorlanacaktır` diye konuştu.

TÜSİAD YİK dün yapıldı. Toplantıya Maliye Bakanı Sümer Oral, Devlet Bakanları Şükrü Sina Gürel, Yüksel Yalova, Recep Önal ve Tunca Toskay ile bazı üst düzey bürokratlar katıldı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yücaoğlu, programın yürümesinin büyük ölçüde dış kaynağa bağlı olduğunu ve dünya piyasalarında güvenin sürekliliğini sağlamanın hükümetler için başlı başına bir görev olduğunu belirterek, `Bu güveni sağlayacak olan verilen sözlerin yerine getirilmesinde gösterilen kararlılık, uygulamadaki tutarlılık ve tüm bunların temelini oluşturan siyasi ve idari istikrardır` dedi. Devletin eğitim, sağlık, altyapı ve bölgesel kalkınma gibi temel etkinlik alanlarına çekilmesi gerektiğine işaret eden Yücaoğlu, ekonomideki yapısal değişime hız kazandırılmasının gelir dağılımının düzelmesi açısından önem taşıdığını söyledi.

Kriz reel sektörün üzerine çöktü

Krizin sonuçlarının tüm ağırlığıyla reel sektörün üzerine çöktüğünü belirten Yücaoğlu, kritik özelleştirmelerin sürekli ertelendiğini, Telekom`un özelleştirilmesi, THY ve diğer KİT`lerin özelleştirmeye hazırlanması yolunda sağlıklı adımlar atılması yerine, bu kurumları zayıflatan ve özelleştirme sürecinden uzaklaştıran
uygulamaların herkesin gözü önünde cereyan ettiğini belirtti.

Yücaoğlu, `Özelleştirmenin yabancı sermayenin gelişi için en uygun yol olduğu bir türlü kavranamadı` dedi.

Yücaoğlu, enerji sektöründe 1.5 yıldır yasalar elverdiği halde, Enerji Bakanlığı`na bağlı devlet kurumlarının, işletme hakkı devri ile devlete özelleştirme geliri sağlayacak proje ve sözleşmeleri `aslanlar gibi` bir mücadele ile yavaşlattığını öne sürerken, sözleşmelerin de yurtdışından sermaye ve proje kredisi gelmesini önleyecek şekilde hazırlandığını, hükümetin bunu görmezden geldiğini söyledi. Bu durumda yabancı sermayenin yavaş yavaş bu projelere katılmaktan vazgeçtiğini anlattı. Yücaoğlu, Türkiye`nin enerji sektöründe 2.5 milyar dolarlık özelleştirme gelirinden mahrum kaldığını vurgularken, `Şimdi Elektrik Piyasası Kanunu çıkarılacak, fakat bu özelleştirme projeleri bir kenara itilecektir. Yabancı sermaye gitmekten bahsediyor, mesela Opel gidiyor` dedi.

Mali sistemin rehabilitasyonu için şart olan kamu bankalarının özelleştirilmesi yönünde doğru dürüst bir adım atılmamışken, kriz öncesinde 10 bankanın daha devletleştirilmesi zorunluluğu doğduğunu ifade eden Yücaoğlu, kamuda ciddi bir personel reformu gerektiğini ve hükümetin mevcut kadroların maaşlarını ödemekte güçlük çekerken 40 bin geçici işçinin kadroya alındığını söyledi.

Yücaoğlu, bir dizi siyasi reform sırada beklerken af konusunun ülkenin gündemine oturduğunu belirtirken, `Aylarca bununla uğraşılmış, hükümetin varlığını tehlikeye düşüren noktalara gelinmiştir` dedi.

Ekimde kriz, `geliyorum` dedi

Hükümetin dünya kamuoyu nezdinde güven sağlaması, tutarlı, kararlı, istikrarlı bir görüntü vermesinin bu şartlar altında zor olduğunu ifade eden Yücaoğlu, bu ortamda devletin çeşitli kesimlerinin ve hatta bakanlarının farklı görüşler sergilemesinin kafaları iyice karıştırdığını söyledi. Yücaoğlu, IMF`nin eylülde yapısal reformlarla ilgili çalışmaların yeterlı olmadığını belirtek, 3. dilim krediyi dondurduğu, bu dilimi serbest bırakmak için son üç ayın performans değerlendirmesini bekleyeceğini duyurduğunu hatırlatırken, şöyle devam etti:
`Bundan çok kısa bir süre sonra da Dünya Bankası mali sektörde gereken reformların yapılmadığını belirterek, mali uyum kredisini askıya aldı. Bunlar programın aksayan yönünün özelleştirme ve yapısal reformlar olduğunu tüm dünyaya ilan eden ve hükümeti harekete geçirmesi gereken uyarılardı. Krizin öncü işaretleri ekim sonunda ortaya çıkmıştı. Bir çeşit erken uyarı mekanizması kabul edilebilecek, bu dondurma askıya alma eylemleri hükümetimiz üzerinde harekete geçirici hiçbir etki yapmadı. Evet bugün mali kriz bertaraf edildi. Tedbirler alındı. IMF ile yeni bir anlaşma yapıldı fakat krizin sonuçları tüm ağırlığı ile reel sektörün üzerine çöktü. Faizler birden bire artmış, ödemeler durmuş, vade koşulları yok olmuş, tüketici duraklamış, kurumlar yeniden bir belirsizliğe sürüklenmiştir. Maliyetler kaçınılmaz olarak artacaktır. İstihdamın daralma ihtimalinden bile söz edilebilir. 2001`de büyümenin sıfır ya da negatif olması kaçınılmaz hale gelmiş, yüzde 4.5`luk 2001 büyüme hedefine ulaşılması imkansızlaşmıştır. 2001 bütçe ve program hedeflerinin tutturulmasında çok zorluk çekecektir.`

Rant ekonomisine dönüş

11 ay boyunca üretim ekonomisine doğru giden Türkiye`nin aniden tekrar rant ekonomisi şartlarına döndüğünü belirten Yücaoğlu, bundan sonra ekonomik hayatın normal koşullara dönmesinin hükümetin yapısal reformları takvime uygun olarak yürütmesi ve buna bağlı olarak dış kaynak akışının sürmesi şartıyla en az 2-3 ay süreceğini ifade eden Yücaoğlu, sağlıklı büyümeye ancak ihracatın desteklenmesi ve yabancı sermayenin önünün açılması ile dönülebileceğini söyledi.

Yücaoğlu, bu şokun kamu kesimine getirdiği bazı yükler olacağına işaret ederken, bu yüklerin finansmanının herhangi bir vergi reformu yapmadan, vergi tabanını genişletmeden, bir kez daha mevcut mükelleflerin sırtına yüklenirse ekonominin yeni ve büyük bir darbe yiyeceğini ve daha ciddi biçimde daralacağını söyledi. Yücaoğlu, hükümetin fondakiler de dahil olmak üzere kamu bankalarının özelleştirilmesinde çok hızlı ve cesurca hareket etmek zorunda olduğunu belirtti.
Yücaoğlu, artık ücret artışlarının program hedeflerine uygun yapılması düşüncesinde olduklarını belirterek, bu konuda, kamunun, özel sektörün ve sendikaların bir araya gelmesi gerektiğini kaydetti. Yücaoğlu, TÜSİAD`ın, 1987-94 arasını kapsayan, Türkiye`de gelir dağılımını inceleyen bir araştırma yaptığını bildirirken, araştırmanın sonucunda, Türkiye nüfusunun yüzde 15`ini aşan kesiminin, yoksulluk sınırını belirleyen çizginin altında yaşadığının ortaya çıktığını kaydetti. Yücaoğlu, anılan dönemde, rant ekonomisinin, üretim ekonomisinin önüne geçtiğini, faiz gelirlerinin eşitsizliğe oransal olarak en büyük katkıyı yapan faktör olduğunu söyledi.

`Milli Ekonomi Kurulu kurulsun`

Yücaoğlu, Türkiye`nin, AB ile ilişkilerinin sağlıklı zeminde sürdürülerek, tam üyelik yolunda, dünya kamuoyuna güven vererek, kayda değer adımların atılmasının da sistemi sağlıklı ve olumlu yönde etkileyeceğini bildirdi. Yücaoğlu, `Kopenhang Kriterleri`nin, Türkiye`yi zayıflatacak siyasi bir komplo olduğu görüşü, Türkiye`yi zayıflatmaktadır` dedi.

Hükümetlerin, ekonomiyle ilgili kararlarını mutlaka özel sektörle istişare içinde alması gerektiğine dikkat çeken Yücaoğlu, özel sektör temsilcileri ile sendikalar ve diğer meslek kuruluşu temsilcilerinin katılacağı, tavsiyeler üretecek, ihtisas komisyonlarıyla desteklenmiş ve çalışmaları yasayla düzenlenmiş bir çeşit `Milli Ekonomi Kurulu`na Türkiye`nin şiddetli ihtiyacı olduğunu söyledi. Sanayicinin iyimser olmak zorunda olduğunu da kaydeden Yücaoğlu, sözlerini şöyle noktaladı: `Bu ülkenin geleceğine yatırım yapmıştır. Yalnız, elini değil, başını taşın altına sokmuştur. Bizim kötümser olduğumuz noktada, savunulacak herhangi bir mevzi kalmamıştır. Ricat başlamış demektir. Bu nedenle, hükümetimizin basiret göstererek, Türkiye`nin ihtiyaç duyduğu ekonomik ve siyasal reformları gerçekleştireceğine inancımızı koruyor ve Türk Özel Sektörü olarak, bu programın, gerçekleşmesine desteğimizi sürdüreceğimizi yineliyoruz.(FİNANSAL FORUM)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu
 
  • BIST
  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
9.676 Değişim: 0,32% Hacim : 69.660 Mio.TL Son veri saati : 15:27
Düşük 9.668 24.04.2024 Yüksek 9.767
Açılış: 9.716
32,4900 Değişim: -0,17%
Düşük 32,4062 24.04.2024 Yüksek 32,5881
Açılış: 32,5468
34,7583 Değişim: -0,31%
Düşük 34,7378 24.04.2024 Yüksek 34,9612
Açılış: 34,8658
2.420,46 Değişim: -0,40%
Düşük 2.415,64 24.04.2024 Yüksek 2.442,00
Açılış: 2.430,12
bigpara

Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.